BÜTÜN ALINTILARIM
1) Bana öyle geliyor ki, hakikaten yapabileceğimiz bir tek iş vardır, o da ölmek. Bak, bunu yapabiliriz ve ancak bu takdirde irademizi tam bir şey yapmakta kullanmış oluruz. Ben ne diye bu işi yapmıyorum diyeceksin! Demin söyledim ya, müthiş bir gevşeklik içindeyim. Üşeniyorum. (3) 2) Kitaplarda okuduğun depresyon kelimesine bir cankurtaran
Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Bir yandan incitici ve/veya zalimce cezalara çarptırılıp bir de kendilerine bunları yapanları sevip saymaları gerektiğini öğretmek: Bir çocuğun aklında ve kalbinde bundan daha fazla şaşkınlık yaratan bir şey yoktur. Böyle çocuklar sevmenin ne demek olduğunu sorgulamaya, var olduğundan kuşku duysalar bile sevgi için can atmaya çok erken yaşta başlarlar.
Reklam
Kürt sorununun Osmanlı’daki Kökleri
Cumhuriyet tarihi yalancilar, "Kürt sorunu" söz konusu olduğumda, sözü dönüp dolastırıp Atatürk'e ve Cumhurivete getirmeye çok meraklidirlar. 1980 sonrasinda baslayan PKK ha-reketini bile Atatürk' ün ve erken Cumhuriyet Dönemi'nin "ulus devlet" politikalaryla açiklamaya çalışırlar. Onlara göre Kürt sorununun kaynag!, "Osmanli' nin yanls Kürt politikası", "em-peryalist kışkırtmalar" ve "feodal yapilanma" degil, sadece Ata-türk ve Türk Devrimi' dir! Onları dinlediginizde veya yazdiklarini okudugunuzda Ata-Türk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmasaymis, ulus devlet yaratmasaymış , Türk milletine vurgu yapmasaymis, Türk Tarih ve Dil Tezlerini ileri sürüp Tarih ve Dil Kurultaylari toplayip "Ne mutIu Türküm diyene!" demeseymis, Kürt sorunu diye bir sorun ol-mayacakmis sanirsiniz! Onlara bakarsaniz, Kürt sorununun tek nedeni Atatürk ve Cumburiyet'tir. Bu nedenle, bugün bu sorunu çözmek istiyorsaniz önce Atatürk'ü ve erken Cumhuriyet Döne-mi politikalarini elestirmeniz gerekir! Peki ama, bu yaklagim ne kadar dogrudur? Gergekten de Kürtlerin "sorun" haline gelmelerinin nedeni Atatürk'ün ve Cum-huriyet'in yanls politikalari midir? Yoksa, konunun bize anlatil-mayan, kamuoyundan saklanan baska bir boyutu mu vardir? Osmanhi Imparatorlugu….:
Sayfa 153 - İnkilap yayınlarıKitabı okudu
Yalanlarım/ erken söylenmiş hayallerim, dudaklarımda ıslıklar kanar.
Sayfa 27
Kadın erkek ilişkisi değilde YENİ BEN ESKİ BEN kıyaslamasıyla okuyunca sevdim
Not bırakırsın, anlatırsın, ağlarsın... Geride kalanları acıtmaya çalışırsın. Hâlâ bir umudun olduğunu gösterir bu haber veriş, kendini özetleyiş. İşte böyle ölemezsin. Bağın varsa gidemezsin. Ben not bırakmadım giderken, çıt çıkarmadım. Çıkaracağım tüm seslerin duyulmayacağını anladım. Gitmedim aslında, kabullendim ve vazgeçtim. Kapıyı kaparken, kolundan tutanın olmadığında eyleminin adının terk etmek olmadığını anladım. Terk eden, terk edilmiştir. Ardında bırakacağı gürültü sadece başarısız bir intihar girişimidir.  Yani gitmek bana ait bir eylem gibi görünürken, anladım ki giden sendin. Bir sene sonra geriye bakıyorum da, sen gittin ya ben çok güzelleştim...
…Kadın, erkek yasasının kendi yasası olmadığını, ona uymasını erkeğin bile beklemediğini bilir, çünkü kadını kürtaja, zinaya, hatalara, aldatmalara, yalanlara iten, bunları resmiyette kınayan erkektir; dolayısıyla kadın başka kadınlardan bir tür “ortam yasası”, tam anlamıyla kadınca olan bir ahlak kuralları bütünü tanımlamakta kendisine yardımcı olmalarını ister. …
Sayfa 280 - 2. CiltKitabı okudu
Reklam
319 öğeden 101 ile 110 arasındakiler gösteriliyor.