Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
... Beden ve ruh, et ve öz arasındaki bu temel kavramsal ikili aynı zamanda Luther’in İslam’la ilgili diğer merkezi tespitlerinden birini de şekillendirdi, Osmanlılar tarafından ele geçirilen Avrupalı Hıristiyanların kaderi. Osmanlıların bütün Hıristiyanları İslam’a geçirmek istediğine dair yanlış bir inanca sahipti, ki görmüş olduğumuz üzere böyle bir şey yoktu. Luther, imparatorluk nüfusunun çoğunluğunu iki yüzyılı aşkın süre Hıristiyanlar oluştururken 1517’de bu çoğunluğun Müslüman hâle geldiğini bilmiyordu ya da umursamadı. Müslüman yönetimi altında mutlu, hatta isteyerek yaşayan bir Hıristiyan onun düşünemediği bir şey olmalıydı. Bu nedenle, imparatorluktaki Hıristiyanlık üzerine düşünürken Osmanlı Hıristiyanlarını -çeşitli Ortodoks zümreleri, Ermeniler, Keldaniler ve Balkanlar ile Ortadoğu’da yaşayan diğerleri- görmezden geldi.
Sayfa 458Kitabı okudu
...padişah, 7 Aralık 1918'de "Ayan azasından" Azaryan Efendi'ye, Ermeniler hakkındaki iyi düşüncelerini açıklıyor, onlara karşı yapılmış olan kötülüklerden üzüntü duyduğunu, ancak bu kötülüklerin küçük bir zümre tarafından yapılmış olduğunu, bu sebeple de yapılanlardan Türk milletinin sorumlu tutulması gerekeceğini söylüyordu. Padişahın bu sözleri, Ermenilerin tamamıyla günahsız oldukları, memleket içinde herhangi bir olaya sebep olmadıkları hâlde kendilerine fena davranıldığı ve sonuç itibariyle haksız bir işleme tabi tutuldukları gibi bir anlam taşıyordu. Ayrıca bu sözlerden Ermenilerin, imparatorluk içinde hala sadık bir tebaa gibi yaşayan insanlar olarak kabul olundukları da anlaşılmakta idi. Halbuki Ermeniler, birçok yıldan beri ne sadık ne de suçsuz bir tebaa idiler. Onların son yıllarda vatan sınırları içinde yaptıkları hareketler ise, her türlü toleranslı anlayışın çok üstüne çıkmıştı. Fakat dünya Hıristiyanlık alemi, gerçekleri bir türlü görmek istemiyor, bağlı olduğu millete ihanet halinde bulunan ve on binlerce Türk'ü, akla gelmeyecek şekilde işkencelerle öldüren bu merhametsiz milleti masum, suçlarına göre onları cezalandıranları ise suçlu sayıyordu
Reklam
Birinci Haçlı orduları ilk kez Anadolu' da Türkler'in karşısına çıktıklarında, cesaretleri nedeniyle onlara fazlasıyla saygı duyuyorlardı: "Ne kadar deneyimli ve eğitimli olursa olsun, Araplar, Ermeni­ler, Suriyeliler ve Yunanlılara olduğu gibi Frenklerin de kalplerine korku salan Türklerin becerisini ve cesaretini nasıl anla­tabilir? Yine de, Tanrım, lütfün savaşçıları bizimkiler kadar iyi olmasın. Frenkler ile aynı hamurdan yapıldıkları ve doğuştan şövalye oldukları söyleniyor. Bu doğru ve kimse inkar edemez; ah Hıristiyanlık adına dursalar ve Tek Tanrı'nın Üç Kişi'de var olduğunu kabul etseler! .. Onlardan daha cesur, daha becerikli, daha yiğit savaşçılar bulunmaz; ama yine de Tanrı 'nın inayetiy­le, bizim adamlarımızın karşısında yenik düşerler mi?
Sayfa 25 - Koridor Yayıncılık.
birinci haçlı orduları ilk kez anadolu'da türklerin karşısına çıktıklarında, cesaretleri nedeniyle onlara fazlasıyla saygı duyuyorlardı: "ne kadar deneyimli ve eğitimli olursa olsun araplar, ermeni­ler, suriyeliler ve yunanlılara olduğu gibi frenklerin de kalplerine korku salan türklerin becerisini ve cesaretini nasıl anla­tabilir? yine de tanrım, lütfen savaşçıları bizimkiler kadar iyi olmasın. frenkler ile aynı hamurdan yapıldıkları ve doğuştan şövalye oldukları söyleniyor. bu doğru ve kimse inkar edemez; ah hıristiyanlık adına dursalar ve tek tanrı'nın üç kişi'de var olduğunu kabul etseler! onlardan daha cesur, daha becerikli, daha yiğit savaşçılar bulunmaz; ama yine de tanrı'nın inayetiy­le, bizim adamlarımızın karşısında yenik düşerler mi?”
Cirina'nın çadırına gittik. Onun önce annesine ait olan yurtu büyük yurtun arkasında bulunmaktaydı . Haç içeri taşınır taşınmaz o, kendini saygıyla yere attı ve duaya başladı, zira Hıristiyarı inançları ona iyi öğretilmişti. Ayrıca haçı ipek bir beze sararak, yüksek bir yere koydu. Haçın konulduğu bütün bezler rahibe ait olurlar. Rahibin
Alevilik-Hıristiyanlık benzerliği
Özellikle Gregoryen Ermenilerin Alevilerle inanç anlamında birbirlerine çok benzediklerini düşünüyorum. Alevilerin, bugün Sünni İslam dediğimiz, Diyanete bağlı Müslümanlıkla hiçbir ilgisi yok fakat Hıristiyanlıkla çok ilgileri var. Bütün inançları; gelenek, görenek ve yaptığı her şey denk geliyor birbirine. Dersimlilerin inancıyla, Hıristiyan-Gregoryen Ermenilerin inançları bana göre yüzde doksan dokuz aynı ve birlikte yaşamışlar.
Sayfa 146
Reklam
149 Ermeniler, IV. asrın başlarında Hıristiyanlığı kabul etmeden ev vel Ateşperest idiler Hıristiyanlık devrinde bu eski dinlerini muhafaza etmiş olanlara "Arevabaşt" (yani güneşe tapınan) veya "Arevorti" (yani güneş oğlu) deniliyordu. Arevortiler, Mezopotamya'da ve bilhassa Samosat şeh rinde bulunuyorlardı. Onlar, müslümanlarla karışık bir halde yaşıyorlardı. XI. asra ait bir Ermeni müellifi olan Grigor Magistros, Süryanî patriğine yazmış olduğu bir mektupta bunları zikretmiştir. Katolikos Nerses Şınorhali' nin bir inektubundan anlaşıldığına göre, Samosat'taki Arevortiler, bir asır sonra hıristiyan olmak istemişlerdir. XIV. asra ait bir müverrih olan Me zoflu Tomas, Timur'un Mezopotamya'yı istilâ ettiğini naklederken: "O, Mardine gelip bu şehri yağma etti ve ateşe tapınanların dört köyü olan Şol, Şimerşakh, Safari ve Marağ'ı temelinden tahrip ettirdi. Fakat sonra bu tarikatçılar, şeytanın tahrikiyle Mardin ve Amid'de tekrar çoğaldılar" diye yazmıştır. Bunların bakıyeleri, Mezopotamya'da hâlâ mevcuttur. Bk. İncicyan, "Ermeni Arkeolojisi", s. 161, 162; Çamiçyan, c. I, s. 378, 395 ve c. III, s. 86 ve 87 (ED. DULAURIER).
Sayfa 278 - Türk Tarih Kurumu Yayınevi, 1987Kitabı okudu
1828 senesinde Azerbaycan ve bütün güney Kafkasya, Ruslar tarafından işgal edilmişti. Rusların Azerbaycan'ı işgaline yardım eden ise Ermenilerdi. Ruslar Kafkasya'ya geldiklerinde Ermeni ve Gürcülerin hıristiyanlık duygularından ve müslüman olan biz Türklere nefret ve düşmanlıklarından faydalanmışlardı. Bunun için de Azerbaycan işgal edilir edilmez, Karabağa ve batı Azerbaycan'a sinır kuvveti olarak Ermenileri yerleştirmişlerdi. Türkçe olan bütün okulları kapattırmış bizim okulları Ermeni okullarına çevirmişlerdi. Rusların, hıristiyanların savunucusu olduğunu gören Ermeniler Osmanlı ve İran bölgelerinden Karabağ'a ve Batı Azerbaycan'a akın etmeye başlamışlardı, Ruslar, Türkiye ile Azerbaycan'ı birbirinden ayırmak ve milli bağlantıyı yok etmek için Azerbaycan'ın Türkiye ve İran sınır bölgelerini Ermenilerle doldurmağa ve Türkleri Türkiye ve İran hududlarından kovdurmağa başlamışlardı. Bunu tamamlamak için ise eski Erivan Türk Hanlığını, Ermenistan olarak isimlendirmiş ve Ermeni idaresi kurmuştu. Aynı zamanda Türkçe okulları kapattırdığı ve yasakladığı halde Ermenice ve Rusça okullar açmış ve Ermenilerden Türklüğe düşman münevverlik yetiştirmeğe başlamıştı. Bunun dışında Türklerden kimse Rus askeri okullarına alınmadığı gibi silah kullanmasını bilmesinler diye sıradan askerliğe de almıyorlardı. Bunun sebebiyledir ki 1918 senesine yani Türk ordusunun Azerbaycan'ı kurtarmasına gelinceye ve tarihte ilk defa Azerbaycan devletini kuruncaya kadar Azerbaycan ve bütün Türk illerinde Türk dilinde bir tek okul bile yoktu.
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.