Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

☭ Che ☭

☭ Che ☭
@ernesto81
“Dik dur ve gülümse... Bırak neden gülümsediğini merak etsinler!..”
Ernesto Che Guevara
Ernesto Che Guevara
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
düşmanları kazayla bile uğramasın!!!
41, 1981
436 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
Narın morlaştığı yerdeyiz yine Aynı kutsal mavinin yüreğindeyiz Ne tapınaktayız şu anda Ne agorada ne saraydayız Her yerde birden kutlanan Çığlık çığlığa bir zaferdeyiz Yıllar sonra bütün baskılara inat Yeşeren bir dal Ve kırılan bir zincir sevincindeyiz
Reklam
Dellenicem Leylim. Bir dellensem gerisi önemsiz belki. Ama bunun sanısı korkunç. Böyle bir şey olabilir mi? Bir canda iki can yaşamak. Mutlak bir çözüm yolu var bunun. Anlat bana. Senden bir şeyler ummak… Umutların en olmazı da bu belki. Saçmaladım gene.
İlk aşkı hiç yaşamamak lazım. Yaralayıcı, yıpratıcı ve süründüratif ve iz bırakıcı olur ilk aşklar. Doğrudan ikinci aşkla girişmek lazım konuya.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gözleri güneş olan nerede hani Saçları rüzgar olan nerede Kör olayım göremedim bir türlü Aradım da bulamadım Paramparça kaldım dört ayrı dünyada Dört parçada bir bütün olamadım Dört bin yıl boyunca aktım da nehir nehir Bir güzellik denizine varamadım Bin kez öldüm belki - bin kez dirildim Özgürlüğün tadına doyamadım
Cudi'nin gözleri Cizre'ye bakar Her kızın çığlığı bir gönül yakar Her sevda başına bir ateş takar Fırat'ın suları kendini yakar
Reklam
Grup Yorum - Mısri Kız https://www.youtube.com/watch?v=xVT-gb2XIAk
Adı yasak bir çiçektir dağlarda Arar yurdunu tarihsiz çağlarda Bir ezgi başlatır dünyaya karşı Susar türküsü dumanlı çığlarda *** Misri'nin günü dolmaz Sevdanın izni olmaz Sevdaya yasak koyanın Dünyada yeri olmaz
Artık dünyayı ellerinde tutanlar Kanlarını terlerine katanlar Yeraltından yeryüzüne ışık saçanlar Yani dünyanın gerçek sahipleri Bilmelidir ki bu kavga nasıl verilmeli Bugünden yarınlar nasıl görülmeli Ve zulmün olduğu her yerde Bir anda şarteller nasıl indirilmeli
Çiçeğin meyveye durması için Dallara suyun yürümesi gerek Tohumun buğdaya dönmesi için Toprağın yağmura doyması gerek İsyanın zafere varması için Korkunun gözlerde sönmesi gerek Var git dostum var git Bildiriler taşı dünya halklarına Açmadan soldurulmuş her gülün Özgürlük bahçesinde açması gerek Zorluklara karşı durması gerek Zulüm zincirlerini kırması gerek
Solmuştur artık bütün isyan çiçekleri iki yandan bağlanır insan yürekleri Bir yanı korku büyütür dipçik yarasında Bir yanı beyin yıkar Uzaklaştırır çocukları kimliklerinden Koparır türküleri kendi dillerinden
Ben ki yanardım her sabah üstü Hani sularımda güneş türküsü Sularım kan akar köpüğüm kan Hani sesimdeki ateş öyküsü
Reklam
İki nehrin harman yangını boylarında Nevruzlar ağladı ilkbaharlarda Karakışlarda ilaydalar Menekşeler küskün açıldı yazlarda Sonbaharlarda sardunyalar Dört mevsime kan çanağı göz oldular Ağıtlar salıp köpüklü nehir sularına Saz tellerinde susmayan söz oldular
Ah o güzellikleri yok eden dinler İnsanlığın çocukluk çağına Zulmün kılıcını sokan cinler Tanrı adına halkları kullaştıran Ve kralları tanrılaştıran kinler Yeryüzünü sınır sınır Gökyüzünü yıldız yıldız böldüler Her kralın tanrılaşma töreninde Bölük bölük insan yediler İki nehrin arasında Ay'ı karartıp güneşi söndürdüler Ve bir sabah Babil'in asma bahçesinde Tanrıça Ninsun'u karanlığa gömdüler İki nehrin arasında tüm nehirlere Ayrı ayrı bir din verdiler
BİR, İKİ, ÜÇ, DÖRT, BEŞ....ALTI değil. Hayat, benden gizlediğin ellerini hangi ce­binde saklıyorsun.
Kar yağarken çocukları kurşuna dizdiler. Herhangi bir nedeni yoktu. Ne ellerini, ne de gözlerini bağladılar. Soru sorulmadı. Yalnızca en esmer olana ağaca bakmaması söylendi. O da gözlerini askerin çamurlu botlarına çevirdi. Sonra sessizlik oldu. Çocuklar hiç üşümediklerini fark etmediler. Korkuyorlardı, nedenini boşverdiler. Yalnızca esmer çocuk ikide bir ağaca bakıyor, ıslak bir kızarıklık rüzgarla gözlerine bulaşıyordu. Sarı dişleriyle alt dudağını ısırarak, "lanet olsun" dedi. "Ben kötü bir şey yapmadım ki. Neden dövüyorlar bizi. Sadece duvarlara yaşamak istediğimizi yazdık. Daha iyi bile değil sadece yaşamak istediğimizi. Bağırmış da olabiliriz. Belki sokaklarda çok hızlı yürüdük, belki botlarımızın sesi biraz fazla çıktı. Ama biz üşümemek için koşuyorduk. Belki de baba bütün suç senindi." Yağmur yağıyordu ve çocuklar ilk kez bir şey hissettiler. Dönecek yerleri yoktu. "Ayağıma bakma" diye bağırdı asker. "Ben de bir şey yapmadım. Ama bir suçlu gerek adalet için. Ve adalet için kurban gerek bir kahramandan çok." Ama çocuklar yine de askere bağırmak istediler: "Neden av tüfekleriyle vuruyorsunuz, neden salıncakların ipleriyle boğuyorsunuz, neden yağmurdan sığındığımız duvarların altında taşa tutuyorsunuz. KALBİNİZİ SÖKÜP ALAN BİZ DEĞİLDİK Kİ..."
Gözlerime bak düşüyorum. Ve artık duvar kağıtlarının bile içine sızıyorum. Durduruyorum kalbimin atışını. Öyle ustalaştım ki.. Sihir gerekmiyor artık bana, büyülerin gerekmiyor. Öyle çok bavulumu toplayıp kaçtım ki kalbimden; şimdi parçalarım mı geride bıraktıklarım, yoksa kaçık çoraplarım mı bilemiyorum.
215 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.