Ne Çekiniyorsun? "Ben Osmanlıyım" Demekten!
Çekinme! Senin ataların; ataların en şereflisi, en adaletlisi ve en medeniyetlisidir... "Osmanlı gibisi yok" derken taraflı gibi gözükebilirsin olsun hiç sorun değil... Ne mutlu! Tarafsızın taraflı gibi gözükmesi... Çünkü her millete nasip olmaz bu. Allah bu şerefi Türk’e nasip etmiştir... Her millet övünemez böyle geçmişiyle çünkü
Yazık ki, tek tanrıcılığın bir özelliği olarak ortaya çıkan hoşgörüsüzlüğü bugün öylesine kanıksamış bulunuyoruz ki diğer tanrılara karşı düşmanlığın yeni bir dinsel tavır olduğunu göremeyebiliriz. Paganizm temelde hoşgörülü bir inançtı. Yeni bir tanrının gelişi eski kültler için bir tehdit oluşturmadıkça, mevcut panteonda her zaman başka bir tanrıya yer vardı. Eksen Çağı'nın yeni ideolojileri eski tanrılara yönelik inançların yerini aldığında bile, eski tanrılar böylesine şiddetle reddedilmemişlerdi. Gördük ki Hinduizm'de ve Budizm'de insanlar, tanrıları gönülsüzce kabul etmek bir yana, tanrıların da ötesine geçmeleri için teşvik edilmişlerdir. Bununla birlikte, İsrail peygamberleri, Yehova'nın rakibi olarak gördükleri tanrılara karşı böylesi bir soğukkanlılık gösteremediler. Yahudi metinlerinde yeni "putperestlik" günahı, "sahte" tanrılara tapma, insanda kusma hissi uyandıracak derecede olumsuz bir şey olarak geçer. Bu, belki de bazı Kilise Babaları'nın cinsel arzu duymalarının yaratacağı şaşkınlığa benzer bir tepkiydi. Bu ise akılcı, sağduyulu bir tepkiden çok derin endişenin ve bastırılmış bir duygunun dışavurumuydu. Peygamberler, kendi dinsel tutumlarına yönelik gizli bir kaygı mı beslemekteydiler? Yoksa, pek kolay olmasa da kendi Yehova anlayışlarının paganların putperestliğinden pek de farklı bir şey olmadığının farkında mıydılar? Çünkü ne de olsa, onlar da tanrılarını kendi suretlerinde yaratmaktaydılar.
Reklam
Gizli Tarih, kenar notu 7, Bölüm 5
"Deprendi miserum est." – 5. Bölümün başında, Francis, Bunny ile çıktığı randevunun ardından eve dönüp Henry'yi Richard'ın beynini yıkama çabalarının ortasında görünce, Henry gergin arkadaşını Latince bir şekilde sakinleştirmeye çalışır: "Henry bir kadeh almak için mutfağa gitmişti. Geri döndüğünde kadehi viskiyle doldurup
478 syf.
·
Puan vermedi
Okay (1931-2017), İslam Ansiklopedisi’nin on altıncı cildinde yazdığı ‘’hatırat’’ başlıklı madde başında ilk olarak hatıratın, edebi bir kavram ve terim olduğundan ve ilk örneklerine tarihsel değeri yüksek metinlerin içerisinde bulabileceğimizden söz eder. Söz konusu metinler tarih, seyahatname, rûzname, menâkıp, tezkire, muhtıra ve mektuplardır.
İbrahim Efendi Konağı
İbrahim Efendi KonağıSamiha Ayverdi · Kubbealtı Neşriyatı · 2022758 okunma
174 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
İki Köy Bir Şehir
Herkese Merhaba Bugün sizlere
Berna Nalbantlar
Berna Nalbantlar
kaleminden
İki Köy Bir Şehir
İki Köy Bir Şehir
kitabının yorumu ile geldim Mayıs ayının ilk kitabı ile giriş yapmış bulunuyorum. 2024 yılı basımlı 173 sayfalık gerçek olaylardan esinlenerek yazılmış bir roman. 𔘓Kimsenin çocukluğu uzun sürmezdi köy yerinde. Köy çocukları büyüklerin elinden gelen birçok şeyi büyümeden yapabilecek
İki Köy Bir Şehir
İki Köy Bir ŞehirBerna Nalbantlar · Dorlion Yayınları · 202432 okunma
372 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
40 günde okudu
Bir zamanlar, bir ülkenin en güzel denizine bakan bir evde üç kız kardeş yaşardı. İsimleri Türkân, Dönüş ve Derya idi. Babaları Sadık Bey ve anneleri Nesrin Hanım’la birlikte geceleri kucak kucağa oturur, gelecekte onları bekleyen şahane yılların hayallerini kurarlardı. Türkân, Dönüş ve Derya’nın, Ayvalık’ın çam kokulu sokaklarında geçen masal gibi çocukluğu, onları yetişkin dünyasının acımasızlığına hazırlamamıştı belki. Hiçbir hayatın, hiçbir seçimin göründüğü kadar kolay olmadığını, bazen en büyük, en akla gelmeyecek sırların en güvendiklerimizin kalbinde saklandığını, en korkulacak hastalıkların gün gelip geçmişi derleyip toplayabileceğini anlamak zaman istiyordu. Ve zamanın ilaç olmadığı bir yara var mıydı dünyada? Ayvalık’ın denize uzanan taş sokaklarından, nice yaşamlar görüp geçirmiş zeytin ağaçlarından, hayatın kaynağından akan suyundan, eski evlerinden doğmuş bir aile hikâyesi Üç Kız Kardeş. Bir mutsuzluk hikâyesi değil; neşeli günleri yâd ede ede iyiliğe dönüşün hikâyesi. İyileşmenin yolculuğu… Üç kız kardeş kitabın kurgusu, anlatım dili sade ve çok başarılı. Kitap içeriğindeki hikayede sürprizler, bir ileri bir geri gidip gelmesi beni çok etkiledi. Bence son zamanlarda okuduğum en iyi romandı. Bence biraz feminen bir roman olmasına rağmen bir kız olarak çok beğendim. Kitabı eleştireceğim tek yönü ise kitap 4 bölümdü bence bölüm sayısı daha da artırılabilirdi. Bu yönü okumayı zorlaştırıyor çünkü bir bölümde farklı konulara değiniyor bence. Genel olarak kitabı herkese tavsiye ederim.
Üç Kız Kardeş
Üç Kız Kardeşİclal Aydın · Artemis Yayınları · 20209,5bin okunma
Reklam
230 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.