“Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı.”
Kitap bu sözlerle bitiyor. Arayış, bekleyiş, avunamamak...
Sanırım artık dünyadaki herkes anlaşılmadığını düşünüyor. Hepimiz bencil konformist bir canlı türüne doğru evriliyoruz. Kabuğumuzun içine saklanıyor ve birilerinin gelip bizi orada bulmasını ve farklı olduğumuzu dile getirmesini bekliyoruz. Bazılarımız da sürekli çevresindeki kabukları yokluyor, bir çatlak arıyor ve istediğini alana kadar kendinden veriyor. Sonrası bıkkınlık. Çabucak bıkıyoruz. Tüketiyor ve tükeniyoruz.
Bu kitapta da geçim kaygısı olmayan birinin iç hesaplaşmaları, arayışları, zaaflarıyla hayattaki gel gitleri konu edilmiş. Keşke bir mirasyedi olsam da tek derdim bunlar olsa dedirtiyor.
Bazıları dünyada yaşamak için çalışırken bazıları da çalışmak için yaşar. Kimse kimseyi anlamaz, hayat öylece çeker gider.
İnsan her daim yalnızdır vesselam...
İçmeyin şu sigarayı ya!