Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Katılımcılar ve Yorumlar: #5801199 Kurallar: #5782014 (BUTUNLESTIRILMIS HIKAYE) Islak, nemli ve soğuk bir akşamdı. Herkesin akşam yemeği için evlerine girip sıkıca kapısını kilitlediği Medine Sokak’taki lambalar yeni yeni ışıldamaya başlamıştı. Evlerden sokağa taşan çocuk çığlıkları
Reklam
Fi tarihi: Oldukça eski bir zamanda, bir zamanlar. "Sen enayiliğine doyma! Ta fi tarihinde söyledimdi sana." - N. Hikmet (Eşref Saat)
Atatürk'e Kırşehir öğretmenleri bir şikayet mektubu yollamışlar, bir kaç aydan beri aylıklarını alamadıklarını bildirmişlerdi. Atatürk'ün akşam yemeğine misafirleri vardı. Eğitim Bakanı Hikmet Bey'i çağırdı. Kar yağıyordu. Bakanın arabası Çankaya yokuşunu oldukça zor tırmandı. Atatürk yemeğin sonuna doğru öğretmenlerin şikayetini açtı. Hikmet Bey durumu idare etmeye yöneldi, sanki bir kaç aydan beri kar varmış gibi, ''Havalar kış, belki de onun için postalar işlememiştir'' diyerek aylıkları geciktirenleri korumak gafletinde bulundu. Atatürk dehşetli içerledi: ''Yaa, demek kışın kuşatması altındayız. Demek onun için öğretmenler bir kaç aydır aylık alamıyor, sonunda bana başvurmak zorunda kalıyorlar. O halde şimdi kalkar gider hem yolu açarız, hem Kırşehir'de öğretmenlerin derdini yakından dinleriz''. Yavere ''Yola çıkıyoruz'' dedi. 31 Ocak 1934 gece yarısı otomobillerle yola çıkıldı. Misafirlerden bazılarını ve Genel Sekreter Ruşen Eşref Ünaydın'ı da birlikte götürdü. Bir ara sis yüzünden yolu kaybettiler. Bir köy kahvesine sığınarak sobayı yaktırıp ısındılar. Tekrar yola çıktılar. Bütün otomobiller yolda iki kez kara saplandı. Ancak saat 17.00'de Kırşehir'e gelebildiler. Atatürk bütün öğretmenleri çağırdı. Hepsini dinledi. Tabii hepsinin aylıkları tıkır tıkır ödenmişti. Kusurluları unutmayacakları biçiminde azarladıktan sonra dedi ki: ''Herkesten ve herşeyden önce öğretmenlerin aylıkları verilecek. Öğretmenlerin değerini, önemini anlamayanın aramızda yeri yoktur''.
95 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.