Et-Tevvab: Tevbe edene affıyla yönelen, kullarını tevbeye yönelten, tevbeleri günahın sayısına, sıklığına, türüne ve çokluğuna bakmaksızın her daim ve her yerde kabul eden eşsiz benzersiz özne demektir.
Allah Tevvab isminin, Settar isminin, Gaffar isminin faaliyette olması için günah işlenmesine izin vermiştir.
Aksi halde isimlerinin faaliyeti olmazdı ve bu da dengesizliğe yol açardı. Oysaki zıtlıklarda denge vardır. İşte biz bir konuda 'bu böyle' dediğimiz an evrensel mekanizmadaki mayınlardan birine basmış oluruz. Ve o mekanizmayı harekete geçirmiş oluruz. Kendimizi bir konunun var olan zıddına kapamak o konuya varlık veren Allah ismini inkar etmek gibidir.
Allah (azze ve celle), dostu ve peygamberi İbrahim aleyhisselam’ı şu şekilde övmektedir:
"Doğrusu İbrahim; yumuşak huylu, çok içli ve kendisini Allah'a vermiş bir kimseydi."
(11/Hûd suresi, 75)
Yani, şartlar ne olursa olsun her zaman ve mekanda Allah’ı razı edecek faziletli amellerde gecikmez ve her vakit Allah'a yakarırdı.
Bir düşün!
İbrahim aleyhisselam, Rabbinin rızasını kazanmak için yapmış olduğu onca fedakarlığa rağmen, onca faziletli amellerine rağmen, kulluğunda kusurlu olabileceği korkusuyla, Allah (azze ve celle)'nin kusurlarını affetmesi ümidiyle tevbe etmekteydi:
"Rabbimiz ikimizi de sana teslim olanlar kıl. Soyumuzdan da sana teslim olanlar yetiştir, bize ibadet edeceğimiz yerleri göster, tevbelerimizi kabul et. Çünkü Tevvab ve Rahim olan ancak Sensin." (2/Bakara Suresi, 128)
Et-Tevvâb, tevbe edene affıyla yönelen, kullarını tevbeye yönelten, tevbeleri günahın sayısına, sıklığına, türüne ve çokluğuna bakmaksızın her daim ve her yerde kabul eden eşsiz benzersiz, mutlak ve sonsuz özne demektir.
1-Allah'ın yardımı ve fetih geldiği zaman!
2- Ve insanları bölük bölük Allah'ın dinine girerken gördüğün zaman!
3-Artik Rabbine hamd ile tesbih et ve O'ndan mağfiret dile! Çünkü O, Tevvab (tevbeleri çok kabul eden) dır.