Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kuşkusuz tiran asla sevmez ve asla sevilmemiştir. Dostluk kutsal bir isim, aziz bir şeydir; ancak iyi insanlar arasında var olabilir, karşı­lıklı saygıdan doğar ve iyilikler kadar düzenli bir hayatla ve ahlakla devam edebilir. Bir dostu dostundan emin kılan şey, onun dürüstlüğünü biliyor olmasıdır. Güvencesi iyi doğası, inan­cıysa sebatıdır; gaddarlığın, hainliğin ve ada­ letsizliğin olduğu yerde dostluk olamaz. Kötü­ler arasında, bir araya geldiklerinde, topluluk değil komplo söz konusudur. Bunlar karşılıklı sohbet etmezler, birbirlerinden çekinirler. Dost değil, işbirlikçidirler.
Insanlar çogu kez aldatılma ile özgürlüklerini kaybederler; bu durumda başkaları tarafindan kandırılmaktan çok kendi kendilerini aldatırlar.
Reklam
iyilik yapmayı bilmedikleri için, budalalık sürekli olarak tiranlarda bulunur.
“Halkın cahil kesiminin doğal eğilimi şu yöndedir; onu sevene ve onun için kendini feda edene karşı kuşku duyarken, onu kandırana ve ona ihanet edene tamamen güvenir.”
Sayfa 51 - LidyalılarKitabı okudu
Müthiş
Üç çeşit tiran vardır. Kötü prenslerden bahsediyorum. Kimisi halkın seçimiyle, kimisi silahların gücüyle ve kimisi de verasetle ülkeye sahip olanlardır. Savaş hakkıyla ülkeyi ele geçirenler, bilindiği üzere ve haklı olarak söylendiği gibi, o ülkeye fethedilmiş ülke olarak davranırlar. Kral doğanlar genelde en iyileri olmaz; tiranlığın ortasında doğmuş beslenmiş olduklarından dolayı tiranlığın doğal sütünü emerler, onlara boyun eğmiş halkları miras aldıkları toprak köleleri olarak görürler; cimri veya müsrif, en yatkın oldukları eğilime göre, kendi miraslarını kullanır gibi krallığı kullanırlar. Oyunu halktan alana gelince, onun daha tahammül edilir olması gerekir gibi görünür ve bu kadar yükseklere, herkesin üstüne yükseldiğini gördüğünde, adına büyüklük denilen bilmem neyle şımararak, sanırım bir daha oradan inmeme kararını alır. Halkın kendisine emanet ettiği gücü neredeyse her zaman çocuklarına aktarılması gereken bir güç olarak görür. Böylece kendisi ve çocuklarının bu uğursuz düşünceyi tasarladıkları andan itibaren kötü eğilim ve gaddarlık noktasında bütün diğer tiranları nasıl geçtiklerini görmek tuhaftır. Yeni tiranlıklarını sağlamlaştırmak için kulluğu çoğaltmaktan ve hatırası ne kadar yakın olsa da, tez zamanda hafızalarından tamamen silinecek kadar kullarının zihnini özgürlük fikrinden uzaklaştırmaktan daha iyi bir yöntem bulamazlar. Böylece gerçeği söylemek gerekirse, bu tiranlar arasında birkaç farklılık görüyorum, ama yapılacak bir seçim göremiyorum.
Sayfa 33 - La BoetieKitabı okudu
“Sizi soyan hırsıza yataklık etmeseydiniz, sizi öldüren katilin işbirlikçisi olmasaydınız ve kendinize ihanet etmeseydiniz, size hangi kötülüğü yapabilirdi ki? Talan etmesi için tarlalarınızı ekiyorsunuz, sefada nazlanması ve pis hazlarıyla tepinmesi için kendinizi tüketiyorsunuz!”
Sayfa 27 - La BoeiteKitabı okudu
Reklam
“Tiran’la savaşmaya gerek yoktur. Kendiliğinden bozguna uğrar, yeter ki ülke kulluğu kabul etmesin. Zorla defetmek de söz konusu değildir, sadece ona bir şey vermemek yeterlidir.”
Sayfa 23 - Mucizevi çabalarKitabı okudu
“Nasıl oluyor da bunca insan, bunca şehir, bunca ulus, kendisine verdikleri güçten başka gücü olmayan, katlanmayı kabul ettikleri ölçüde onlara zarar verme gücüne sahip, ona karşı gelmektense ondan gelen her şeyi sineye çekmeyi tercih ettikleri takdirde onlara hiçbir kötülük etmeyen tek bir tirana tahammül ediyor?”
Sayfa 17 - PeleponezKitabı okudu
“İyiliği konusunda asla emin olamayacağımız ve dilediğinde kötü olabilecek bir efendiye kul olmak büyük bir felaket değil midir?”
Sayfa 16 - OdysseusKitabı okudu
“Tesadüf de bana öyle yardımcı oldu ki, elime sadece iyi kitaplar geçti. Bu kitaplarda bulduklarım, kalabalıklarda çok yaygın olan budalalıklara, bönlüklere ve bayağılıklara karşı beni tahammülsüz kıldı.“
Sayfa 10 - Charles TesteKitabı okudu
Reklam
Hiçbir yağmur tanesi neden kendini selden sorumlu tutmaz?
Eğer iki kuşak köleleştirilirse, bundan sonra gelen kuşak, özgürlüğü hiç görmeyip tanımadığından dolayı pişmanlık duymadan hizmet eder ve ondan öncekilerin zorla yaptıklarını seve seve yerine getirir.
Böylece şunu söyleyeyim ki insan neyle yetişip neye alışırsa bu onun için doğal görünür; fakat sade ve bozulmamış olan doğanın onu çağırdığı şey, yine sadece onda saftır: bu nedenle gönüllü kulluğun ilk nedeni alışkanlıktır ,tıpkı ilk başta gemi ısıran, ardından buna aldırmayan, eyer vurduğunda çifte atarken ona giydirilen zırh için artık gururla çalım atıp koşum takımıyla övünen cesur tıknaz binek atları gibi.
Sayfa 107
300 Spartalı
Kserkes Yunanis­tan’ı fethetmek için büyük ordusunun hazırlıklarına başladığında, Yunan sitelerine su ve toprak istemek için elçiler yollamıştı. Ne Sparta’ya ne de Atina’ya hiç elçi göndermemişti; bunun nedeni Spartalıların ve Ati­nalıların daha önce babası Dareois’un aynı istekte bu­lunmak için gönderdiği elçilerden bir kısmını çukurla­ra, diğerlerini bir kuyuya atarak, toprağı ve suyu oradan ustalıkla çıkartıp prenslerine götürmelerini söylemiş olmalarındandı.
Üç çeşit tiran vardır. Bunu derken kötü prenslerden söz ediyorum. Krallığı, bir bölümü halkın seçimiyle, ikinci bir bölümü silah zoruyla ve son bölümü soyları­nın mirası yoluyla elde ederler.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.