Tablo: Wieck 2011 Q Train
hizliresim.com/Q2pOAy
Bütün gece bedeni uyuyor gibi gözükse de beyni harıl harıl çalışmıştı. Gerçekten uyumuş muydu yoksa hiç uyumamış mıydı anlayamıyordu. Eşi hazırlanıp çıkarken de uyuyormuş gibi yaptı. Arabanın sesini duyup tamamen gittiğinden emin olunca yatağından doğruldu, başucundan defter ve kalemini
"Yazılan ilk eserler her zaman yazarın yaşamından iz taşır." derler. Anladığım kadarıyla siz de kendi hayatınızdan heybenizde biriktirdiklerinizi dile getirmişsiniz. İyi ki de dile getirmişsiniz. Yüreğinize ve kaleminize sağlık. Satır aralarındaki kekremsi tadı bize ilettiğiniz için çok teşekkürler. Ancak kendi içinde anlamlı bütünlük taşıyan cümleleri de anlayamamak için zihniyetin körelmiş olması gerek. Devamını bekliyoruz...
Bazıları yazmak iyi gelir derler, bir çeşit zehir akıtma ama bana kalırsa insan yazarak kendini iyi hissedemez. Bilakis insandaki huzursuzluğun sürekli hale gelmesinin nedeni de yazmak.
"Sana, beni asla tanımamış olan sana" belki de bu cümle kitabın bütün içeriğini aktaran bir cümledir. Zweig aslında içeriğin ilk sinyalini başta veriyor ve sayfalar ilerledikçe baştaki cümlenin içeriğini tamamiyle dolduruyor. Hatta bazen dolup taştığını da hissediyorsunuz. Karşılığı olmayan bir aşkın bir kadın üzerindeki hezeyanı dile getirilirken bir taraftan da sevgiye yüklenen anlamı gözler önüne seriyor. Karşılık beklemeden sadece sevdiği için elinden geleni yapan "Bilin(e)meyen Bir Kadın"ın tek başına verdiği bana göre bir savaş hali. Stefan Zweig'in insan psikolojisini ve iç dünyada yaşanan duyguları çok iyi betimlediğine bir örnek daha diyebiliriz. Aslında söylenecek çok şey daha var ama bilinmeyen bir kadını keşfetmeyi size bırakıyorum. Mutlaka okunması gereken bir kitap olduğunu da eklemeye gerek yok sanırım.