Zülfü Livaneli'nin okuduğum ilk eseri oldu Huzursuzluk. Zihniyet olarak Livaneli'yle hayata farklı açılardan baktığımı biliyordum ancak önyargılı olmadan eserini okumaya çalıştım. Ancak ben önyargılı olmasam bile yazarın bazı şeylere karşı büyük bir önyargısı olduğu çok bariz. İlahiyatçı olmam sebebiyle bazı konularda çok rahatsız oldum, kitap
Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır.” der Yaşar Kemal… Ne yerinde bir sözdür bu…
“Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır.” der Yaşar Kemal…
Ne yerinde bir sözdür bu…
İlk duyduğum anda içimden dedim ki “-Ne batıl bir sözdür bu!“
"Ey hıyanetten daha zalim olan
Haçlı ordusu Anadolu'ya ikinci seferiydi Ordu askerleri Torosları aşıp Elmalıya geldiler. Sefer boyunca bu kadar adama ekmek lazımdır; Aş lazımdır. Ne yapar kâfir? Çöreklenecek ahalinin üzerine. Velhasıl bu Haçlı ordusu Elmalıya yerleşince orada yaşayan kendi ırklarından Rumlar’la birlikte hareket etmeyi umarlar, amma o kadar orduya yardım etmek istemeyen Rum ahali dahi bunlara isyan eder… Türkmenlerle bir olur. İş o hale geldi ki Rumlar bu Haçlılar ile savaşır oldular. Haçlı küffarı şaşkına dönmüş idi. Hain dediler Rumlara. Türkün kılıcından ziyade, Rum'un kendilerine hıyanetinden çeker olmuş idiler. Derken Haçlı ordusu Elmalı'da teslim oldu. Bitkin; sersefil; aciz duruma düşüp aman dileyen bu Haçlı askerlerine sahip çıktı Elmalı'da ki Müslüman Türk milleti. Öyle ya aman dileyen iblis olsa vurmak yakışık almaz.! Onlar da öyle yaptılar merhamet gösterdiler. Rivayet de tam bu noktada başlıyor derler ki bu haçlı esirlerin üç bin tanesi bu merhametten etkilenip Müslüman olmuştur. Bu olaya şahit olan Papaz Odon çaresiz haykırır… "Ey hıyanetten daha zalim olan merhamet! O kadar zalimsin ki düşmanımızı bile sevdirdin!" Papaz da dese, Hakikat Hakikattir; Papazın diline düştü diye yalan bu söz diye kim diyebilir ki…
Çalıkuşu...
İçimde bir çok hüzünleri, bir çok gariplikleri bana baştan sona hatırlatan ve yaşatan bir roman. Sanki bir gizli pençe içimi kazıyor, kazıyor... Ne varsa geçmişe dönük alıyor yüzüme çarpıyor. Geçiyor karşıma acılardan vuku bulmuş bir vücut, gözlerime bakıyor gözlerime. İçime, içimin de içine... Yûnus ne demişti: "Bir ben vardır
“Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır”
der Yaşar Kemal…
Ne yerinde bir sözdür bu…
Şu mübarek aylarda hele ki Ramazana girmek üzereyken fazla zamanınızı almadan bir Rahmet kıssacığı bırakıp gideceğim.
Neden bu başlığı seçip koydum acep bu müziğe?
İlk duyduğum anda içimden dedim ki
“ - Ne batıl bir
Haçlı papaz Odo de Deuil günlüğüne şöyle yazacaktı:
"Ey hıyanetten daha zalim olan merhamet! O kadar zalimsin ki düşmanımızı bile sevdirdin. Müslümanlar, dinimizi bize ekmek vererek satın alabiliyorlardı. Üstelik bize karşı hiçbir zorlamada bulunmadan..."
“Dağlar, insanlar ve hatta ölüm bile yorulduysa, şimdi en güzel şiir, barıştır.” der Yaşar Kemal…
Ne yerinde bir sözdür bu…
İlk duyduğum anda içimden dedim ki “-Ne batıl bir sözdür bu!“
"Ey hıyanetten daha zalim olan merhamet!
Hıyanetten daha zalim merhamet?
Bu nasıl bir sözdür böyle, anlayan var mı a canlar…
Gelin o vakit bu sözü anlatı