Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.26
Yeni Bir Okurun Gözünden
Yeni Bir Okurun Gözünden
@ezgikarakas
Okuma alışkanlığı edinmeye çalışan, henüz profesyonel bir okuyucu olmayan bir üniversite öğrencisiyim. Kendimi okumaya teşvik etmek amacı ile bu platformda bulunmaktayım. Uygulamayı amaç dışı (iletişim için) kullanmamaktayım!
Öğrenci
113 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Yeni Bir Okurun Gözünden "Görünmez Adam"
Bilimkurgu Klasiklerinden 'Görünmez Adam' eseri ile karşınızdayım. H. G. Wells yazdığı bilimkurgu kitapları ile ünlenen bir yazar. Zaman Makinesi ve Görünmez Adam eserleri sayesinde yazarın kalemi ile yeni yeni tanışıyorum.
Bu eser 1897 yılında yayınlanmış. O döneme ve sahip olunan bilgilere göre zamanın ötesinde bir eser bence. Yapılan bilimsel açıklamalar günümüzde de geçerliliğini koruyor, hatta ortaokul/ lise düzeyinde gördüğümüz fen bilgisi dersinde de anlatılıyor.
Konusu ise görünmezliği bulan bir 'yabancının' bir kasabaya gelmesi ile başlıyor. Olaylar çok sürükleyici bir şekilde ilerliyor. Anlatımı ağır olan, duyguları yoğun olan bir kitap değil kesinlikle. Tamamen olay örgüsü üzerinden ilerliyor her şey bu yüzden çok kısa bir sürede eğlenerek bitirdiğim bir eser oldu.
Ayrıca insanların eline güç geçtiği zaman fikirlerinin ne derece değişebileceğini de gösteriyor bence kitap.
Yeni okurlara okuma kolaylığından dolayı, genel olarak tüm okurlara da konusundan dolayı tavsiye ederim.
Herkese iyi okumalar!
Yeni Bir Okurun Gözünden "Noel'de Cinayet"
Noel- Yılbaşı döneminde okumak için seçtiğim bu kitap, aynı zamanda Agatha Christie ile tanıştığım kitap oldu benim için.
Başından sonuna kadar her sayfası çok merak uyandırıcıydı. Adeta dizinin sonraki bölümlerini merak bekler gibi 'zaman yaratayım de kitapta ilerleyeyim' dedim gün içinde kendime.
Kitap çok uzun değil, dili de çok sade. Yeni okurlar için mükemmel, sürükleyici bir kitap. Polisiye roman olduğu için sürekli bir şeylerden çıkarımda bulunmanız gerekiyor.
Kitabın başında karakterler birer cümle ile anlatılmış. Dedektiflerin çözmek istediği 6-7 tane soruya değinilmiş. Kitap 22 Aralık'tan 28 Aralık'a kadar olan süreyi kapsıyor. Olaylar gün gün anlatılmış. Kişilerin olay yerine gelmeye karar vermeleri, gelme süreçleri gibi olaylar da olay örgüsüne dahil edilmiş.
Kitabın son sayfalarına kadar kimin suçlu kimin suçsuz olduğuna siz bile karar veremiyorsunuz. Okurken göz ardı ettiğimiz en ince detaylar bile önümüze dökülüyor.
Açıkçası ben hayranlıkla okudum kitabı. Yeni okurlara, tecrübeli okurlara, herkese tavsiye ederim.
İyi okumalar!
Yeni Bir Okurun Gözünden "Okçu'nun Yolu"
Çok kısa sürede biten sıkıcı olmayan bir kitap oldu benim için.
Kitabı 160 sayfa olarak değil de 30 sayfa olarak düşünün. Çünkü kitabın içerisinde resimler ve boş sayfalar mevcut. Resimler çok sanatsal ve konuyla ilişkili olduğu için çok hoşuma gitti. O kadar uzun süredir resim içerek kitap okumuyordum ki... Yazı yazan sayfalarda ise birer paragraf yazdığı için 1 saat içerisinde okuyabilirsiniz.
Kitabın konusu okçuluk olsa da "hedef oluşturma, dost edinme, odaklanma, başarı için tekrar tekrar çabalama" gibi konulara da okçuluk konusunun altında değiniliyor. Böylece hayatımızda kullanabileceğimiz öğütleri ve fikirleri bir usta tarafından dinlemiş oluyoruz. Hepimizin içinde takip etmemiz gereken bir "Okçu'nun Yolu" olduğu fikrine varıyoruz.
Benim için en hayal kırıklığı olan şey kitabın yapısı oldu. Yani çok daha dolu bir kitap bekliyordum fakat içerik olarak o kadar kısa ve özdü ki bu sorunu çok da büyütmemek gerek diye düşünüyorum.
Kısa sürede okumalık bir kitap olarak önereceğim bir kitap. Otobüsle bir yerden bir yere gidene kadar bile bitebilir.
Herkese iyi okumalar!
Okur Takip Önerileri
Yeni Bir Okurun Gözünden "Bizim Kasabadan Aşk Hikayeleri"
Okumak için kendimi zorladığım, çok fazla hayal kırıklığı yaşadığım bir kitaptı.
Öncelikle kitabın çevirisini pek beğenmedim. İngilizce'deki bazı kalıplar olduğu gibi çevrildiği için anlamda bazı yerlerde bozukluk olduğunu düşünüyorum. Ayrıca sadece çevirmen için değil yazar için de olumsuz yorum yapmak istiyorum. Bir paragraf içerisinde bir cümle geçmişe ait, bir cümle geleceğe ait, bir cümle olaydan çok bağımsız konular hakkında. Yani cümleler kopuk, anlam düşük oluyor.
Kitabın başında herhangi bir önsöz yok. Ancak üçüncü hikayeye geldiğim zaman hikayelerin birbirinden bağımsız olduğunu anlayabildim. Her bir konu farklı mekanda geçiyor bu yüzden kitabın adını ve içindeki hikayeleri birbirine bağdaştıramadım.
Çok fazla daldan dala atlayan bir kitap olduğunu düşünüyorum. Kitabın yarısından fazlasını bitirmeme rağmen okumak için kendimi daha fazla zorlayamadım. Gayret göstererek okumam gerektiği için boşu boşuna böyle bir kitap için bir haftamı feda etmiş oldum.
Sonuç olarak tavsiye etmeyeceğim bir kitap. Konusunun etkileyici olacağını düşündüğüm ama hayal kırıklığına uğrayıp bitirmek için kendimi zorladığım bir kitap oldu. Kolay kolay kitabı yarıda bırakmayan ve olumsuz yorum yapmayan biri olmama rağmen benden 2/10 aldı.
Herkese iyi okumalar!
Yeni Bir Okurun Gözünden "Tanrı Görmüş Köpek"
İtalyan Edebiyatına başka bir yazarla adım atmıştım ve bu sefer Dino Buzzati'nin hikayelerinden oluşan bu kitabı ile devam etmek istedim.
Kitap kimi kısa kimi uzun hikayelerden oluşuyor. Kitabın en uzun hikayesi, aynı zamanda kitaba adını veren "Tanrı'yı Gören Köpek". 10-15 hikayenin her biri insanı düşünmeye, sorgulamaya itiyor. Hepsi psikolojik öğeler içeriyor. Açıkçası 'şu bölüm en sevdiğim bölümdü' diyemeyeceğim çünkü her bölümü severek okudum.
Kitabın dili ağır değil, çok anlaşılır. İnsanı düşünmeye sevk eden hikayelerde benzetme, taşlama gibi yöntemler kullanılmış. Kişilerin sahip olduğu suçluluk, inanç, şüphe gibi duygular somut bir varlıkla bağdaştırılarak hikayeye dökülmüş. Her bir hikaye kendi içinde çok güzel çıkarımlar barındırıyor. Hikayelerin kısa olması okuyucuya büyük kolaylık sağlıyor çünkü birbirinden bağımsız oldukları için kitabı rahat bir şekilde mola vererek okuyabiliyorsunuz.
Tatilimi değerlendirmek için okuduğum bu eser beni çok tatmin etti. Hem keyif alarak hem de düşünerek güzel vakit geçirdim. Yeni okurlar için de uygun olduğunu düşündüğüm bu eseri, çevremdeki kişilere tavsiye edeceğim.
Herkese iyi okumalar!
Yeni Bir Okurun Gözünden "Denizden Gelen Hediyeler"
Herkese merhabalar bugün yeni çıkan kitaplar bölümünde rastladığım, ismi ve kapağı ile beni etkileyen bir kitap ile karşınızdayım.
Kitabın konusunu şu şekilde özetleyebilirim: Yazar 5 çocuğu, eşi ve işi olan Connecticut'ta yaşayan ve hayatın keşmekeşliğinden şikayetçi olan bir kadın. Kendini dinlemek için bir adaya tatile çıkıyor. Tatilde kendi düşüncelerini deniz kabukları ve deniz canlıları üzerinden bizlere aktarıyor. İnsanın yalnızlığını, hayatının karmaşıklığını, insan ilişkilerini deniz kabukları ile bağdaştırıyor ve bu deniz kabukları da kitabın farklı bölümlerini oluşturuyor.
Kitabın adında dünyanın tüm kadınlarına yazmasının sebebi ise yazar kadınların ev hayatı, çocuklarla ilgilenme sorumluluğu gibi yoğun uğraşlar sebebiyle kendine zaman ayıramadığını vurguluyor. Peki bu kitap sadece kadınlara mı yönelik? Bence değil. Kadın okurlar okurken kendilerinden kesinlikle bir şeyler bulacaklardır fakat erkeklerin de kadınları anlaması ve kendi içlerinde sorgulama yapmaları için okuyabileceği bir eser. Kitabın başlarında konu daha çok kadınlar üzerinden ilerlesede ilerleyen sayfalarda kadından ziyade insanın ve insan ilişkilerinin ele alındığını düşünüyorum.
Normalde şu sıralar okumayı veya sorgulamayı düşündüğüm konulardan biri değildi kitabın konusu. Bu yüzden çok ilgi çekici bularak okuduğum bir eser olmadı benim için ama yine de huzur ve dinginlik verici bir eserdi. Metin boyutları çok büyük olduğu için ve sayfa sayısı da az olduğu için boş vakitlerde okumalık tatlı bir kitap.
Herkese iyi okumalar!
Devrimci olması ile ünlü olan ve Küba'daki Atatürk olarak nitelendirebileceğimiz Fidel Castro'yu ele alan kitabı çok kısa sürede okudum. Kitap çok kısa sürede bitirilecek bir içeriğe sahip. Felsefe kitabı olduğunu düşünüp korkmamak lazım, anlatım ve sayfa yapısından dolayı hızlıca ilerleniyor.
Kitap Fidel Castro ve Küba'nın tarihi açısından beni çok bilgilendirdi. Dönem hakkında hiç bilgi sahibi değildim ve tam anlayabileceğim gibi açıklanmıştı her bilgi.
Fakat kitap beklentilerimin çok altındaydı. Kitabın ana kısmının Fidel Castro'nun sözlerinden oluşmasını beklerken yazarın yorumlarına çok yer verildiğini fark ettim.
Kitabın başlığına yanılıp Fidel Castro'nun 'Bazı insanlar varlıklı olsun diye neden diğerleri yoksul olmak zorunda' sorusuna yanıt verdiği, bu konunun irdelendiği veya felsefi olarak tartışıldığı bir kitap beklemeyin.
Bir cümle veya paragraf şeklinde Fidel Castro sözü yazılmış, daha sonra yazar bu sözü 3-4 paragraf şeklinde açıklamış, dönem hakkında bilgi vermiş. İçlerinde çok yararlı bilgiler olsa bile ben bu kitapta yazarın yorumlarından ziyade Fidel Castro'nun fikirlerini görmeyi tercih ederdim.
Örneğin bir alıntıdan sonra 'böyle dediğine göre şöyle düşünmüş olmalı, böyle bir durumda olsanız siz de aynı şeyi yapar mıydınız' şeklindeki açıklamalar bana pek yeterli gelmedi.
Yazarın araştırma yaptığı ve eserin üzerinde çalıştığı bariz, bu yüzden emeğe saygı göstermek lazım. Ayrıca Fidel Castro gibi bir tarihi kişi hakkında da bilgi sahibi olmak şart. Boş zamanda okumalık, sizi yormayacak bir felsefe kitabı. Hatta bilgilendirici kitap demek daha doğru olur.
Herkese iyi okumalar!
Bazı İnsanlar Varlıklı Olsun Diye Neden Diğerleri Yoksul Olmak Zorunda - Fidel CastroZeynep Tütüncü Güngör · Destek Yayınları · 2020683 okunma
Yeni Bir Okurun Gözünden 'Bir Ölünün Defteri'
Bir süredir Türk edebiyatının klasikleşmiş eserlerinden devam etmekteyim. Bugün inceleyeceğim eser Halid Ziya Uşaklıgil'in Bir Ölünün Defteri adlı eseri.
Eserin konusu adından da anlaşılacağı üzere iki yakın arkadaştan biri vefat ediyor ve geriye bir defter bırakıyor. Kitap bu defterde yazanlardan oluşmakta. Duyguların yoğun olduğu, olayların kimi yerde kısa kimi yerde uzun tutulduğu ve okuma açısından bu tarz kitap seven yeni okurlar için uygun olduğunu düşündüğüm bir kitap.
Eser çok uzun değil fakat duyguları o kadar yoğun ki okuduğunuz her satır anlatılmak istenen duygu içinizde hissettiriyor. Okuyucu yormayan bu betimlemeler eseri gerçekten anlamlı kılmış. Olaylar kimi yerlerde kısa tutulmuş ve anlam yoğunluğu oluşması önlenmiş diye düşünüyorum.
Kitapta benim hoşuma giden bir ayrıntı oldu. Bundan önce okuduğum ve bu döneme ait olan eserlerde kadınlara çok fazla söz hakkı verilmiyordu ve hatta bazı kitaplarda o dönemde yaşayan kadınlar için üzüntü bile duyuyordum. Fakat bu eser 1892 yayımlanmış olmasına rağmen kadın erkek konuşmaları, kadınların düşüncelerinin önemi gibi konularda benzer tarihte yazılan eserlere göre daha üstün bir konumda diye düşünüyorum. Tabii ki bazı adetler, kitapların doğası gereği, dönemi yansıtıyor fakat Halid Ziya Uşaklıgil'in kalemini bu konuda çok beğendim.
Kitabı zaman buldukça veya zaman yaratabildikçe aralarda okudum. Zaten çok uzun olmayan bir eser olduğu için birkaç gün içerisinde zihnimi çok yormadan bitirdim. Konusu ve anlatış biçimi ile beğendiğim bir eser oldu.
Herkese iyi okumalar!
Yeni Bir Okurun Gözünden "Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaç"
1900'lü yılların başına ait edebiyat eserlerinden okuduğun ilk kitaptı. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum kesinlikle beklediğimden çok daha etkileyici bir kitaptı.
Genel olarak konusundan biraz bahsetmek istiyorum. 1910 yılı Mayıs ayında Halley kuyruklu yıldızının dünyaya çarpacağı ve herkesi öldüreceğine dair söylentiler çıkmış. Doğuda ve
Kuyrukluyıldız Altında Bir İzdivaçHüseyin Rahmi Gürpınar · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202117,2bin okunma
Yeni Bir Okurun Gözünden 'Oz Büyücüsü'
Küçüklüğümde sürekli izlediğim bir film olan Oz Büyücüsü eserini bir de okumak istedim. Konusunu hiç hatırlamadığım için daha önce filmini izlemiş olmam benim için sorun yaratmadı.
İnsanlar olarak sürekli keşke deme halindeyiz. Kendimizi sürekli yetersiz görüyoruz. Ama aslında önemli olan şey içimizdeki gücü keşfetmemizdir.
Kitabın ana konusu bence bu konudan oluşuyor. İhtiyacınız olan şeye gerçekten ihtiyacınız olmayabilir, önemli olan kendinize inanmanızdır. Tabii çıkarımlar uzar gider.
Sıkmadan kısa sürede bitebilecek bir kitap. Ben severek, biraz da çocukluğuma dönerek okudum. Derslerim yoğun olduğu için uzun sürede bitirdim ama bir günde bile bitirebilirsiniz.
Kitabın başı çok güzel ilerliyordu, ne yavaş ne de hızlı. Fakat kitabın sonlarına doğru kahramanlarımızın başından geçen olaylar çok hızlıca anlatılıp geçilmiş gibi geldi bana.
Ben Karbon Kitaplar'ın Cep Boy kitabını okudum. Tam metindi. İş Bankası'nın basımıyla karşılaştırma fırsatım oldu. Herhangi bir eksiklik fark etmedim. Onun haricinde okumayı zorlaştıran veya insanı rahatsız edecek yazım ve anlatım hatalarına rastlamadım. Çocuklar için İş Bankasının basımı daha iyi olabilir çünkü içerisinde resimler var ve okurken olayları canlandırmak için çok etkili bir yöntem
Herkese İyi Okumalar!
Yeni Bir Okurun Gözünden "Vatan Yahut Silistre"
Lisede edebiyat derslerimizde bol bol işittiğimiz bir kitap olan 'Vatan Yahut Silistre' kitabını büyük bir merakla okudum.
Öncelikle kitabın konusundan biraz bahsetmek istiyorum. Kitap Osmanlı zamanında Silistre Kalesini korumak için canını dişine takan vatandaşların başından geçen bir olayı anlatıyor. Hem aşk hem de vatan sevdası temalı diyebilirim. Kitabın türü tiyatro. Kitap perdelerden, meclislerden oluşuyor ve bu da benim için okuma kolaylığı sağladı.
Açıkçası çok ünlü bir kitap olduğu için beklentilerim çok yüksekti. Fakat kitapta hoşuma giden tek şey kitabın konusu oldu. Konunun ele alınış biçimi ve dinin bu kadar vurgulanması pek hoşuma gitmedi. Tabii ki kitapları yazıldıkları döneme göre incelemek gerekir fakat her cümlede din ile ilgili söylemlerin bulunması bence biraz gereksiz olmuş diye düşünüyorum.
Kitabın sonu veya kitabın içindeki olaylar sürpriz şeklinde sonlanabiliyor.
Genel olarak kısa bir yorum yapmam gerekirse dönemi ve vatan sevgisini çok iyi yansıtan bir kitap fakat benim tarzım da olduğunu düşünmüyorum. Yine de bu kadar bilinen ünlü bir eseri okuduğum için memnunum.
Herkese iyi okumalar!
Yeni Bir Okurun Gözünden 'Beyaz Geceler'
Dostoyevski'nin okuduğum ilk kitabıydı. Önerilen bir kitap olması ve kısa olması sebebiyle ilk önce bu kitap ile başlamak istedim. Daha önce 4 veya 5 Stefan Zweig kitabı okumuş biri olarak bu kitabın tarzını Stephen Zweig'a benzettim diyebilirim.
Kitap çok kısa bir zaman dilimini kapsıyor. Yani kitabın kendisi olaylardan çok duygulardan ve anılardan oluşuyor. Kitabın dilinin ağır olduğunu düşünmüyorum sanatsal bir dil olsa da okuma konusunda herhangi bir güçlük çekmedim. Yolda giderken kafede otururken kısacası herhangi bir zaman diliminde okunabileceğini düşünüyorum.
Benim okuduğum basım Karbon Kitaplar'ın cep boy basımı. Tam metin olmasına rağmen 88 sayfa olması beni biraz düşündürmüştü. Fakat başka bir yayınevinin yaklaşık 100 sayfalık eseri ile karşılaştırdım zaman kitapta bir eksik olmadığını fark ettim.
Herkese iyi okumalar!
Yeni Bir Okurun Gözünden 'Gece Yarısı Kütüphanesi'
Hepimizin küçük veya büyük pişmanlıkları vardır. Keşke o okulu tercih etmeseydim, keşke bu şehre taşınmasaydım, keşke bu kişiye daha iyi davransaydım demişizdir. Bu kitabın ana kahramanı olan Nora Seed bir şekilde keşke dediği yaşamları yaşıyor. Ve bize pişmanlıklarımız hakkında çıkarımlar sunuyor.
Kitabın ana konusu aslında birkaç
Yeni Bir Okurun Gözünden "Beyaz Zambaklar Ülkesinde"
Atatürk'ün önerdiği bir eser olan 'Beyaz Zambaklar Ülkesinde' kitabını Karbon Kitaplar'ın cep boy tam metin basımından okudum. Önce kitap hakkında sonra da elimdeki basım hakkında düşüncelerimi paylaşmak istiyorum
Çeşitli devletlerin himayesi altında kalan, aç, sefil, ahlaksız, keyfine düşkün Finlandiya'nın Snelman isminde bir önder sayesinde
Yeni Bir Okurun Gözünden "Tanrı Zar Atmaz"
Kitap ilk sayfasından son sayfasına kadar tek bir konu üzerinde duruyor. Kitabın ana konusu, rastlantı diye bir şey olmadığı sadece bizim henüz her şeyi açıklamak için yeterli bilgimiz olmadığıdır.
Öncelikle şunu belirtmek isterim: Kitap okurken çevremdeki insanlar da çeşitli sorular aldım. Bunlardan çoğu kitabın dini bir kitap olup olmadığı ile
