Eğer içinizde öfke varsa ve edimlerinizi değiştirmek istiyorsanız ne yapacaksınız?
Öfkenizi bastırıp sahte bir yüz takınırsınız bir maske takmanız gerekir.
Eğer içinizde cinsellik varsa bunu değiştirmek için ne ya parsınız?
Bekaret, brahmacharya yemini edebilir ve taklit yapabilirsiniz, fakat içinizdeki volkan sürer gider. Sürekli titrersiniz, sürekli korkarsınız.
Şu sözde dindarları hiç gözlemlediniz mi? Her zaman korkarlar - cehennemden korkarlar - ve her zaman bir şekilde cennete gitmeye çalışırlar.
Fakat cennetin ne olduğunu bilmezler; onu hiç tatmamışlardır.
Eğer bilincinizi değiştirirseniz, cennet içinize girer, siz cennete gitmezsiniz. Kimse cennete gitmez, kimse cehenneme de gitmez.
Son kez karar verelim: cennet size gelir, cehennem size gelir - bu size bağlıdır. Neyi çağırırsanız o gelir.
Eğer varlığınız değişirse birden cennete ulaşırsınız - cennet üstünüze çöker.
Eğer varlığınız değişmezse bir çatışmadaşınızdır, orada olmayan birşeyi zorluyorsunuzdur. Gittikçe daha sahteleşirsiniz ve iki kişi olursunuz, şizofren olursunuz, bölünürsünüz...
Bir şey gösterirsiniz, başka bir şeysinizdir. Bir şey söylersiniz - bunu asla yapmazsınız, başka bir şey yaparsınız.
Ve kendinizle sürekli olarak saklambaç oynarsınız. Böyle bir durumda kaygı, keder doğaldır - cehennem budur.
İşte bu bilgelik meditasyondur: kendi içine bakabilmek, tecrübeden öğrenerek çıkmak, varoluşsal tecrübeyi deneyimlemek, öğrenmeye devam etmek, ödünç almamak.
Başkaları tarafından neye inandırıldıysanız ondan kurtulmanın zamanı geldi. Dans edin, koşun, yürüyün, saçmalayın; içeride uyuyan aslanı uyandırmak için ne yapmanız gerekiyorsa yapın.
Onların niyetlerinde yanlış hiçbir şey yoktu; sorun olan onların niyetleri değildir. Sorun olan şey onların bilinçli olmamaları, sana ektikleri tohumların zehir tohumu olmasıdır. Hiçbir iyi dilek, hiçbir iyi niyet bu tohumları değiştirmeyecektir. Ve bir kez onlar sende kök saldıktan sonra onlardan kurtulmak giderek daha da zorlaşır. Çünkü sen zehir ağacı ile özdeşleşmişsindir
Kendini, sürekli olarak sana şu ol, bu ol diye tavsiyelerde bulunan çok sayıdaki iyi niyetli, iyiliksever insanlardan kurtar. Onları dinle ve onlara teşekkür et. Onlar zarar vermek istemiyor fakat olan şey zarardan başka bir şey değil.
Sen sadece kendi kalbini dinle; senin yegâne öğretmenin odur.
Hayatın gerçek yolculuğunda kendi sezgin senin yegâne öğretmenindir.
Kendine saygı duyan bir kişi bulmak çok zordur. Niçin bu kadar zor bulunur? Niçin hayata; kendi hayatına saygı yoktur? Ve şayet senin hayatın için yoksa başkaları için nasıl olabilir? Şayet kendi varlığına saygı duymazsan, nasıl gül goncasına ve selvi ağacına ve aya ve insanlara saygı duyabilirsin? Nasıl ustana, babana, annene, arkadaşına, karına, kocana saygı duyabilirsin?
Kendine saygı duymadıysan çocuklarına nasıl saygı duyabilirsin?
Ve kendisine saygı duyan bir kimse bulmak çok zor.
Niçin bu kadar zordur? Çünkü sana taklit etmen öğretildi.
İnsan sadece iki şekilde huzur bulabilir: O yeniden bir hayvana dönüşebilir. O zaman o tek olacaktır, o zaman hiçbir bölünme olmayacaktır, o zaman huzur olacaktır, sessizlik, ahenk... Ve milyonlarca insanın yapmaya çalıştığı şey farklı şekillerde hayvan olmaktır.
Savaş insana yine hayvan olma şansı verir; bu yüzden savaşın büyük bir çekim gücü
Eğer reddedersen, itersen, eğer rahatsız olursan, öfkelenirsen kendi içindeki bir şeyi dışlıyorsun.
Yeniden kuşları hiçbir rahatsızlık, öfke olmadan dinle. Ve birden senin içindeki kuşun yanıt verdiğini
göreceksin. O zaman bu kuşlar yabancılar olarak, işgalciler olarak orada değildir; ansızın tüm varoluş
bir aileye dönüşür. Öyledir. Ve ben,
Daha iyi bir dünyada, her aile çocuklarından öğrenecektir.
Onlara öğretmek için çok acele ediyorsun.
Öyle görünüyor ki hiç kimse
onlardan öğrenmiyor ve
onların ne kadar çok öğretecek şeyi var.
Ve onlara öğretecek senin hicbir şeyin yok.
Sırf onlardan daha yaşlı ve daha güçlü olduğun için ne olduğunu, nereye ulaştığını, iç dünyadaki konumunun ne olduğjunu hiç düşünmeden
onu tıpkı kendine benzetiyorsun.
Sen bir zavallısın; ve çocuğunun da aynısı olmasınımı istiyorsun?
Ancak hiç kimse düşünmez;
aksi taktirde insanlar küçük çocuklardan öğrenirlerdi.
Çocuklar öte dünyadan
o kadar çok, pek çok şey getirirki
çünkü onlar çok yeni gelmişlerdir.
Onlar hälå rahmin sessizliğini,
varoluşun kendi sessizliğini taşırlar.
Kitap anne baba olmanin getirdigi bir cok kavram karmasina cozum getirmis durumda. Cocugun sahibi olmadigimizi cocugumuzdan sorumlu degil cocugumuza karsi sorumlu oldugumuzu kendi evrimimize yatirim yapmadan farkindalikla ve sakinlikle kalmadan gercek bir fark yaratamayacagimizi etiketleri aile tiplerini gercek disiplini kisisel gelisimde inziva ve kacisi tanimlamis benim acimdan da bilgilendirici bid kitap oldu ama sonlara dogru birazcik. Osho dan sonra bilgilendirici bir kitap bulmak zorlasiyor insanin hayatinda ama cogu anne baba icin devrim niteliginde bir kitap olabilir. Tabi gercekleri kabul etmeye hazir olan cesareti olan ebeveynler icin.
Psikanalizciye sorabilirsin ve o sana, "Her türden ruh hastalıkları aileden kaynaklanır, her türden psikoz, nevroz, aileden kaynaklanır. Aile çok çok hasta insanoğlu yaratır" diyecektir.
Sen kimsin? Niçin o sana âşık oldu? Çünkü sen bir erkeksin. Eğer o sana âşık olabiliyorsa niçin başkalarını düşünemesin? Bu olasılık açık kalır. Ve şayet yanından yürümekte olan güzel bir kişi görürse ve onda arzular kabarırsa bununla nasıl başa çıkacak? "Bu adam güzel" demek dahi arzudur; arzu içeri girmiştir. Sen bir şeye, sadece sahip