Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Amelî Tavsiye: Zamanı bir ganimet gibi bilmelidir. Ömür, Allah'ın insanlara O'nun rızasını kazanmak için verdiği bir mühletten ibarettir. Bir senedin vâdesi gibidir. Fazladan olarak senedde vâde sabit ve zahir olduğu halde ömrün hitâmı herkes için mutlak bir meçhuldür. Senedde vâde, ödenecek meblağın hazırlanması için borçluya verilmiş bir mühlet olduğu gibi, ömür de ilâhî rızâyı kazanıp beraat fermanı alarak, ebedi meskene sûretle varmak maksadıyla lütfedilmiştir. Bunu hatırdan çıkarmayarak fiilen, kavlen, zihnen ve kalben Allah'ın rızasını kazanmaya medâr olacak bir iş yapmaya gayret etmelidir. Faraza bir asansörün düğmesine basarak kabinin gelmesini bekliyorsanız, o anda acaba kaç defa Allah diyebilirim diye düşünerek zikrediniz! Diğer bütün boş zannettiğiniz zamanları da böyle değerlendirme gayreti içinde olunuz!
çoğun birden suduru, birin çoktan sudurundan daha çok az külfetlidir. Bilhassa o çoklar, eğer kör ve birbirlerinin aksine hareket eden şeyler ise, içtima'ları çoğaldıkça, o nisbette körlükleri de ziyadeleşir. Çünkü meselâ bir arı, eğer Vâcib-ül Vücud'un yed-i kudretinden çıkmadığı farzedilirse, o zaman o arının küçücük vücudunda bütün yer ve göklerdekilerin iştirakleri lâzım gelir. Belki bir cüz'-ü vâhid, maddî sebeblere havale edilip Vâcib-ül Vücud'a isnad edilmezse, külfet ve mualecet, faraza vücub canibine isnad edildiğinde bir zerre kadar ise, esbab canibinde dağlar kadar olur. Mesnevî-i Nurîye(Bd.)
Reklam
“Allah’tan başka dostlar edinenlerin hali, kendisine ağ ören örümceğe benzer. Halbuki evlerin en çürüğü örümcek yuvasıdır—eğer bilmiş olsalardı.” Ankebut Sûresi, 29:41. "En zaif bir hayvana mağlûb olacaklarını faraza bilseydiler, bu cinayete ve bu su-i kasda teşebbüs etmeyeceklerdi." Emirdağı Lâhikası-130
"Fakat acaba bir Müslümanı Müslüman yapan husus, İslâm'ın gerek bu alandaki, gerek diğer alanlarda ki üstün düzenlemesi midir? Yoksa faraza İslâm bu türden düzenlemelere girmemiş bile olsaydı, Müslüman gene de Müslüman olmaya devam edecek miydi?
Evet, faraza zîşuur bir elmaya biri dese: "Sen benim sanatımsın." O elma lisan-ı hal ile ona "Sus!" diyecek. "Eğer bütün yeryüzünde bütün elmaların teşkiline muktedir olabilirsen belki yeryüzünde münteşir bütün hemcinsimiz olan bütün meyvedarlara, belki bütün bahar sefinesiyle hazine-i rahmetten gelen bütün hedâyâ-yı Rahmaniyeye mutasarrıf olabilirsen bana rububiyet dava et." O tek elma böyle diyecek ve o ahmağın ağzına bir tokat vuracak.
mecburiyet Olmadığım şeyler için şükrettiğim durumlar: Bana kalsa hiçbir şekilde yapmak istemeyeceğim, eğer ya- parsam kendimi sıkılıyor, boğuluyor, küçülüyor, ziyan oluyor, eziliyor, yazık ediliyor, yok oluyor, yere batası geliyor hissedece- ğim; fakat, mesela ekmek parası gibi herhangi bir mecburiyetten ötürü, yukarıda saydığım gibi hissede hissede yapmak zorunda kaldığım bir işi yapmak zorunda kalmadığım; aksine hayat boyu yaptığım her işten büyük bir zevk aldığım ya da hep zevk aldığım işleri yaptığım için sana sonsuz şükürler olsun Rabbim. İnsanın bir işinin olmasının bile büyük bir nimet olduğu bu dünyada bir de sevdiği işi yapmak ne büyük bir ikram. Ama mesela biri beni bu işi yapmak için faraza tüylü şapka takmak zorunda bıraksa ya da sadece bir renge mecbur etse ne hissederdim acaba? Kaç gündür yollarda gördüğüm şeker pembesi motosikletlere binmiş şeker pembesi tulum giymiş motorlu kuryeleri gördükçe hem gözlerim hem yüreğim kanıyor. Eğer aksi doğru ise dahi kimse yorum yapmasın, çünkü ben onların üç kuruşluk ekmek parası için “batsın bu dünya” diye diye o kıyafetleri giydiğini düşünerek bir nebze olsun teselli oluyorum. Not: Pembe şahane bir renktir. Tüm renkler nefistir. Helalin- den ekmek parası için alın teri ile yapılan her iş asildir. Benim de bu hayatta onlarca mecburen yaptığım iş vardır. Peki Burada yazarı üzen nedir? 7 Mart 2020
Reklam
Mesela, güneş seyyarelerden tut tâ katrelere kadar, tâ camın küçük parçalarına kadar ve karın parlak zerreciklerine kadar şu güneşin misaliyesinden ve in'ikasından bir turrası, güneşe mahsus bir eser-i nuranisi görünüyor. Şayet o hadsiz şeylerde görünen güneşçiklerini, güneşin cilve-i in'ikası ve tecelli-i aksi olduğunu kabul etmezsen, o vakit her bir katrede ve ziyaya maruz her bir cam parçasında ve ışığa mukabil her şeffaf bir zerrecikte tabiî, hakiki bir güneşin vücudunu bi'l-asale kabul etmek gibi gayet derece bir divanelikle, nihayetsiz bir belâhete düşmekliğin lâzım gelir. Öyle de Şems-i Ezelî'nin tecelliyat-ı nuraniyesinden "ihya" yani "hayat vermek" cihetinde, her bir zîhayat üstünde öyle bir turrası vardır ki faraza bütün esbab toplansa ve birer fâil-i muhtar kesilseler, yine o turrayı taklit edemezler. Zira her biri birer mu'cize-i kudret olan zîhayatlar, her biri o Şems-i Ezelî'nin şuâları hükmünde olan esmasının nokta-i mihrakıyesi suretindedir.
Alaycı Kuş...
"Bu kaypak zemin üzerinde herkesin rahatlıkla kullanabildiği bazı ortak anahtar kelimeler var: laiklik, milliyetçilik, hürriyet, demokrasi, vb. Bu kelimeleri hemen herkes aynı rahatlıkla kullanmakla birlikte farklı bir muradı dile getiriyor. Kavramlar özgül bağlamlarından koparılıyor. Bu kelimelerin, muhatab olan kitleler indinde sadece birer şifre değeri vardır. Șifreyi herkes kendi dekoderine göre çözüyor, aynı kelimeden farklı anlamlara ulaşıyor. Siyasal partilerle bu partilerin seçmenleri durumunda olan yurttaşlar arasında da şifrenin rolü önemlidir. Belli kelimeler, belli kavramlar siyasal kuruluşlarla onların seçmenleri arasında tuhaf bir 'parola' ve 'işaret' fonksiyonu yüklenmiştir. Fakat öyle bir parola ve işaret ki, parolayı soran faraza 'anka' işaretini aldı mı, bu işareti 'kuş' diye yorumlama hakkını muhafaza etmekte, işareti veren de 'anka' sözüyle 'zümrüt' dediğini iddia edebilmektedir."
Sayfa 19 - İz Yayınları, 2019 BasımıKitabı okuyor
De ki: Eğer ölümden veya öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak asla size fayda vermez. Faraza başarsanız bile hayatta kalacağınız süre nihayet çok sınırlıdır. Ahzâb Suresi|16
İsra Suresi 42. Ayet
Kul lev kâne me’ahu âlihetun kemâ yekûlûne iżen lebteġav ilâ żî-l’arşi sebîlâ(n) Rasûlüm! De ki: “Faraza, onların iddia ettikleri gibi Allah ile beraber başka ilâhlar olsaydı, bu takdirde o ilâhların hepsi, arşın sahibine ulaşmak için mutlaka bir yol ararlardı.”
562 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.