Fatih Arı

...düşünebilecek en ustaca izolasyonu sağlamaktı. Bize hiçbir şey yapmadılar, sadece bizi en mutlak anlamdaki hiçliğin içerisine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır baskı uygulayamaz.
Sayfa 37 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 16. BasımKitabı okudu
Reklam
...dikkati çeken nokta, bu arada McConnor'a bakmaksızın, gözlerini dosdoğru kurtarıcımıza dikmiş olmasaydı. Tıpkı bir atın daha sağlam oturuşundan şimdi sırtında yeni ve daha usta bir süvarinin bulunduğunu anlaması gibi, Czentovic de son hamleler sırasında asıl ve gerçek hasmını tanımış olmalıydı.
Sayfa 27 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 16. BasımKitabı okudu
Satranç için, tıpkı aşkta olduğu gibi, bir partnerin varlığı şarttır..
Sayfa 15 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 16. BasımKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Huyuna Gitmek
... Ama sonunda avcıların yaban horozunu kendilerine çekmek için uyguladıkları en iyi tekniğin onun çiftleşmek için ötüşünü taklit etmek olduğunu hatırladım; bir satranç şampiyonunun dikkatini üzerine çekmek için insanın kendisinin satranç oynamasından daha etkili bir yol düşünülebilir miydi?
Sayfa 14 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 16. BasımKitabı okudu
Hayatım boyunca tek bir düşünceye saplanıp kalmış, monoman* insanların her türü dikkatimi çekmiştir, çünkü bir insan kendini sınırladığı ölçüde sonsuzluğa da yaklaşmış demektir ; özellikle dünyaya sırt çevirmiş gibi gözüken bu tür insanlar, özel malzemeleriyle kendilerine karıncalar gibi tuhaf ve gerçekten bir defaya özgü küçük bir dünya modeli inşa ederler. * Tek bir konu, obje ya da olayı hastalık derecesinde takıntı yapma, saplantı.
Sayfa 10 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - 16. BasımKitabı okudu
Reklam
...ellerini sallayarak seslendi. Kendisi de farkında olmadan birtakım kararlar vermiş olduğunu görünce gülümsedi...
Sayfa 20 - YKY - 39.BasımKitabı okudu
"İstediğin kadar güzel resim yap... Anlayan, kıymetini bilen olmadıktan sonra..."
Sayfa 19 - YKY - 39.BasımKitabı okudu
Evde veya atölyede karaladığım şeyler arasından insanlara en manasızlarını gösterebiliyor, bana dair herhangi bir şey ifade eden, içinde benden herhangi bir şey bulunan resimleri büyük bir titizlikle saklıyor ve ortaya çıkarmaktan utanıyordum. Bunlar tesadüfen birinin eline geçse, çıplak ve mahrem bir halde yakalanmış bir kadın gibi şaşırıyor, kıpkırmızı oluyor ve kaçıyordum.
Sayfa 50 - YKY - 91.Basım
Eski bir Roma tarihinde, Mucius Scaevola isminde bir murahhasın* düşmanla sulh müzakeresi yaparken, kendisine teklif edilen şartları kabul etmezse öldürüleceği yolundaki tehdide cevap olarak, kolunu yanı başındaki ateşe sokup dirseğine kadar yaktığını ve bu sırada sükûnetle müzakereye devam ederek, böyle tehditlerle korkutulamayacağını gösterdiğini okuduğum zaman, elimi aynı şekilde bir ateşe sokmak ve aynı metaneti nefsimde denemek arzusuna kapılmış ve parmaklarımı oldukça ağır bir şekilde yakmıştım. En büyük bir acıya yüzündeki tebessümü muhafaza ederek tahammül eden bu adamın hayali beni hiçbir zaman terk etmemiştir. * elçi
Sayfa 49
Yüzüne baktım. O da gözlerini bana çevirmişti ve bunlarda hiçbir izah, hiçbir hayret yoktu. Ben başkalarına niçin bu yalanı söylediğini değil, bana niçin hakikati söylediğini merak ediyor fakat bundan biraz da gurur duyuyordum: Bir insana başkalarından daha yakın olmanın gururunu.
Sayfa 36
Reklam
Her zamanki çocukça tebessümü bana daha ziyade yüzün adelelerini yoran bir sırıtma gibi geldi..
Sayfa 34 - YKY - 91.Basım
Onun sessiz sedasız yaşayışı, tahammül edişi, insanların zaaflarına merhametle ve edepsizliklerine eğlenerek bakışı kâfi bir irade değil miydi?
Sayfa 33 - YKY - 91.Basım
Kendisine ağır gelen bu hadisenin tekrarını görmemek için yaptığı bu harekette beni kendisine mahrem etmiş olması, ona daha çok bağlanmama sebep oldu.
Sayfa 33 - YKY - 91.Basım
Seviyesine İnmemek
Şimdi onun sarsılmaz sükunetini, insanlar ile münasebetlerindeki garip çekingenliğini gayet iyi anlıyordum. Etrafını bu kadar iyi tanıyan, karşısındakinin ta içini bu kadar keskin ve açık gören bir insanın heyecanlanmasına ve herhangi bir kimseye kızmasına bir imkan var mıydı? Böyle bir adam, önünde bütün küçüklüğüyle çırpınan birine taş gibi durmaktan başka ne yapabilirdi? Bütün teessürlerimiz*, inkisarlarımız**, hiddetlerimiz, karşımıza çıkan hadiselerin anlaşılmadık, beklenmedik taraflarınadır. Her şeye hazır bulunan ve kimden ne gelebileceğini bilen bir insanı sarsmak mümkün müdür? * üzüntülerimiz. ** düş kırıklarımız.
Sayfa 23 - YKY - 91.Basım
Güç Gösterisi
İnsanları, kendi cinslerinden biri üzerinde kudret ve salahiyetlerini* denemek kadar tatlı sarhoş eden ne vardır? *yetkilerini
Sayfa 20 - YKY - 91.Basım
3.234 öğeden 3.211 ile 3.225 arasındakiler gösteriliyor.