insana dair, insan olmaklığa dair okuduğum en iyi metinlerden biriydi. hayatı, "ben"i, yaşamı anlamlandırabilmek için dünyaya bulaşmak gerektiğini öyle güzel anlatmıştı ki, bana hem "takva" filmini hatırlattı hem günah işleyip cennetten düşen yani günah işlediğinde insan olan hz. Adem üzerine uzun uzun düşündürdü. zamanın yok oluşu, tanrı'nın her yerde her zaman vücut bulduğu ve gelmiş geçmiş ve gelecek bütün insanların bir döngü halinde kendi hayatları, hedefler ve acıları içinde bir ömür sürdüğünü böyle incelikli bir öyküyle anlatmış olmasına hayran kaldım. nedendir bilinmez, budizm/hinduizm gibi öğretileri her zaman kendime uzak bulmuşumdur bu yüzden de kitabı biraz istemeden elime aldım. fakat aman allah'ım bu neydi diyerek bitirdim. sessiz, sakin, öğretici bir yolda yürüyormuşsunuz hissini veriyor. geciktirmeden okuyun derim.