Nicolle, bu amacı olmadan ordan oraya uçan çalışanları " vızıldayan zihinler" olarak tanımlıyor. Fénelon'un teşbihini hatırlayacak olursak, bu kişiler "rüzgârlı bir yerde yakılmış mum seti gibi"dirler.
işte size çok sık karşılaşılan bir tembellik örneği. bu kişi nadiren boş durur. Gün boyunca birkaç makale, jeolojiyle ilgili bir yazıyı okur. Birkaç gazeteye göz atar, bazı ders notlarına bakar, kompozisyonuna göz gezdirir, birkaç satır da tercüme yapar. Bir saniye bile boş kalmamıştır. Değişik alanlara el atması ve çalışkanlığı arkadaşları tarafından hayranlıkla karşılanır. Ama biz kendisini tembel olarak nitelendiririz. Psikolojik açıdan bu gencin, çeşitlilik içeren çalışmaları spontane dikkatinin zengin oluduğu anlamına gelebilir ancak iradi dikkatten çok uzaktır. Bu farklı alanlara ilişkin sözde çalışma, irade zayıflığından başka bir şey değildir. bu öğrenci bize, çok sık karşılaşılan dağınık tür olarak adlandırdığımız bir tembellik örneği sunar. Bu zihin dağınıklığı eğlenceli bir durum gibi olsa da sadece bir gezintiden ibarettir. Nicola bu durumu şuraya, buraya amaçsızca konan sineğe benzetiyor. Fenelon ise muhteşem bir benzetmeyle şöyle ifade ediyor; "Rüzgarlı odada yanan mum."