Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

F.İ.

Bir ekonomistin "liberal" dedidi sey, bizim politikada liberal olarak andiğimiz şeyin tam tersi olan serbest pazar kapitalizmi, yani minimal vergilendirme ve minimal finansal düzenlemedir. Dolayisiyla bir ekonomist size bir liberal, bir politikaci da size muhafazakar diyorsa, aslında ayni seyi söylemektedirler.
Sayfa 204 - SayKitabı okudu
Reklam
"Toplum ilahi düzene yaklaştikça, erkekler ile kadınların karakterleri, görevleri ve uğraşları arasında daha az ayrım olacaktır. Kadinlarin kibarlığı ve zarafetinde bir azalma olmayacak, erkeklerinkinde bir artış olacaktır." Lydia Maria Child (1802-1880)
Sayfa 157 - SayKitabı okudu
"Zenginlik yerine sadeliği yeğleyen insanlar daha dürüst olurlar. Çünkü insan kendinde olanla ne kadar çok yetinirse, başkalarının olan şeylerde o kadar az gözü olur." Antisthenes
Sayfa 172 - ImgeKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Rousseau ve mülkiyet
Bir arazinin etrafına sınır çekip "bu bana ait-dir" demeyi akıl etmiş ve de ona inanacak kadar saf insanlar bulmuş ilk kişi, uygar toplumun hakikî kurucusu oldu. Kazıkları sökerek ya da hendeği doldurarak hemcinslerine şöyle haykırmış biri olsaydı, insan türünü nice suçtan, savaştan, nice sefaletten ve dehşetten korumuş olurdu: "Bu sahtekâra kulak asmayın! Meyvelerin herkesin olduğunu ve toprağın da hiç kimseye ait olmadığını unutursanız, mahvolursunuz!"
Yalanlar vs Gerçekler
Yalanlar çoğu zaman gerçeklikten çok daha makul, akla çok daha yatkındır, çünkü yalancı, izleyenin ne duymak istediğini ya da nasıl bir beklenti içinde olduğunu önceden bilmenin sağladığı büyük avantaja sahiptir. Yalancı, toplumun tüketimine sunacağı hikâyesini hazırlarken, hikâyesinin inandırıcı olmasına özellikle dikkat etmiştir. Oysa gerçekliğin, bizi hiç ummadığımız şeylerle karşılaştırmak gibi rahatsız edici bir alışkanlığı vardır ve biz her seferinde buna hazırlıksız yakalanırız.
Sayfa 15 - SelKitabı okudu
Reklam
Tarafsızlık
Yansız kalmak size en uygun tavir olarak gösteriliyorsa da hiçbir sey siyasetinize bunun kadar yararsız, bunun kadar aykiri değildir; gerçekte kimsenin gönlünü kazanmadiğınız, ama sayginliğinizi yitirdiğiniz için sonunda kazanan tarafın kurbanı olursunuz.
Sayfa 86 - Iş bankasi yayinlariKitabı okudu
Rousseau
Rousseau demokrasinin nazariyecisidir; fakat Contrat social'da demokrasinin, milletten yalnız bir kisminı sarabileceğini söyliyor. O Cenevre'de üstünlügü "zenginlerle fakirler arasındaki orta sinifa" vermek, daha doğrusu verildiğini görmek ve takdir etmek istiyor "Kanun zenginin kesesi içindedir, fukara ise hürriyetinden ziyade ekmeği sever". Yine Roussau diyor ki: "Devletlerin çoğunda dahili karşılıklar, kafaları evvelâ bir takım tahammül edilemez mezalim ile kızıştırılan ve sonra da yayılmasi istenen bir nüfuzun damgasını taşıyan bir takım yazılarla gizlice ayaklandırılan aptal ve ahmak halk tabakasından gelir ,.. Roussau, Cenevre'de ki burjuva hükûmetine hayrandır. "Bu, cumhuriyetin, efål ve harekâtın da herkesin iyiliğinden başka bir şey yapamıyan en sağlam ve biricik kısmıdır" Binaenaleyh J. J. Rousseau'yu da bir umumi seçim hakki taraftarı ve bizim anladığımız mahiyette bir demokrat diye göstermek kabil değildir.
Virginie Hukuk Beyannamesi
Bu istiklâl beyannamesinden evvel Virginie halkinin Hukuk Beyannamesi yazılmıştı (1776). Bu beyanname adeta müstakbel Fransa hukuk beyannamesidir. Onda, bütün kuvvetin millete ait olduğu ve binaenaleyh milletten geldiği, hiçbir hakkin irsî olamiy acağı, üç kuvvetin ayrılmış olması lâzimgeldiği, basın hürriyetinin tahdit edilemiyeceği, askerf kuvvetin tamamen mülki kuvvete tabi bulunacağı okunuyordu.
Sayfa 37 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Amerika canlı bir misal ile Fransa hissiyatını, daha müessir ve katî bir şekilde, cumhuriyetleştirmeğe hadim olmuştur. Fransızların, Amerika istiklâl harbi için o kadar heyecan göstermelerinin sebebi, muhakkak ki Ingiltere'ye karşı beslenen kin ve garezdir. Fakat bu heyecan ayni zamanda istibdada karşı umumiyetle beslenen kin ve garezden de ileri geliyordu.
Sayfa 35 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Voltaire
Voltaire demokrat değildir ve demokrasinin teessüsünden istikrah duyması da çok mümkündür. Fakat insanların kendi kendilerini tasavvufi bir kuvvet ve kudret ile değil, akıl ve muhakeme ile idare etmeleri lâzımdır fikrini onun kadar kimse tamim etmemiştir: Işte bu fikir cumhuriyetin ruhudur.
Sayfa 21 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Reklam
1740 tabi da cumhuriyetçi kelimesinin istimalinde şeref getirici misaller vermektedir: Cumhuriyetçi ruhu; cumhuriyetci zihniyeti, sistemi; cumhuriyetçi darbimeseli; ve hattâ: bu zat hakiki, büyük bir cumhuriyetçidir, gibi. Ya cumhuriyet hakkindaki fikir ne idi? Fransa Akademisi, cumhuriyeti, bir çokluk tarafindan idare edilen bir devlet diye tarif etmişti. Iste istenilmiyen de bu idi; çünkü bir hükûmdar istemekte herkes müttefikti. Fakat Montesqieu 1748 de, Ruhülkavan in eserinde cumhuriyeti başka suretle tarif, etmektedir. Bu zat diyor ki: "Cumhuriyet hükûmeti o hükûmettir ki onda bütün halk veyahut halkin bir kısmı hakim kudrete maliktir". Bu tarif klâsik olmuştur.
Sayfa 19 - Türk tarih kurumuKitabı okudu
Fransız inkılabı öncesi
Ortalığı iphama boğan ve hayal uyandıran şey Cumhuriyetci kelimesinin Fransa'da sık sık cumhuriyeti tesis etmek istiyenleri değil, (zaten böyle bir kimse yoktu) istibdattan nefret edenleri, milletin hakkını ileri sürenleri, cemiyette umumî islâhat yapılmasını ve serbest bir hükûmet kurulmasını istiyenleri göstermek için kullanılması olmuştur.
Sayfa 16 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Ekonomik gerilemeyi durdurmayı başaramayan demokratik yoldan seçilmiş liderler, desteklerini ve otoritelerini kaybetmişlerdir; bu da, onların ekonominin duzelmesi icin gerekli aci verici uyarlamaları başlatmalarını ve sürdürmelerini güçleştirmiştir. "Dur-kalk" politikaları ise ekonomik performansa büsbütün zarar vermiş ve siyasal istikrarsızlığı yoğunlaştırmıştır.
Sayfa 166Kitabı okudu
Enflasyon ve siyaset
Kötüleşen ekonomik şartlar, Aydınlık Yol ve diğer isyan hareketlerini sürdürmeye yardımcı olmaktadır. Bazı ülkelerde şahlanan enflasyonu durdurmak için başvurulan ekonomik "şok" tedavileri, şiddet patlamalarına yol açmıştır. Venezuela'da temel gida maddelerindeki fiyat artişlarını protesto eden ayaklanmalarda 300'den fazla insan ölmüştür. Arjantin'de gida maddeleri ayaklanmaları, Başkan Alfonsin'in, anayasal döneminin bitiminden altı ay önce iktidarı, seçilmiş başkan Menem'e devretmesinin sebeplerinden biri olmuştur, Sosyal ve ekonomik güçlükler, Trinidad'da 1990 Temmuzundaki şiddetli ayaklanmanın ana sebebi olmuştur. Brezilya ve Dominik Cunhuriyetinde de başka şiddet patlamaları gerçekleşmiştir ve bu bunların başka ülkelerde de olması beklenebilir. Büyük çapta grup şiddet eylemlerinin patlak vermediği bazı ülkelerde de, sokak suçlari ve her yani saran bir kişisel güvensizlik duygusu yayginlaşmıştır; bu, bazen hukukun zararına olarak gerçekleștirilen düzen talepleri doğurmaktadır.
Sayfa 366 - YetkinKitabı okudu
Politika
Demokrasi vatandaşlarin politikayla ilgilenmelerini, fakat bu ilgilenmenin de çok fazla olmamasını ister.
Sayfa 136 - YetkinKitabı okudu
189 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.