Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
208 syf.
9/10 puan verdi
Spoiler İçerir..! Damga; sosyal açıdan tamamen kabul görme vasfından men edilmiş bireyin durumunu ifade etmektedir. Çalışma sosyal psikoloji üzerine inşa edilmiş, klinik araştırmalarla beslenmiş teorik çerçeve daima yeni kişi kategorilerine göre değişmiştir. Çalışmada çizilen sınırlar damgayla doğrudan ilişkili olgular ile “civar olgular”
Damga
DamgaErving Goffman · Heretik Yayıncılık · 2019320 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
“İşin adı: Mahremiyet Mahrumiyeti”
Bir söz vardır: İnsan içinde yaşadığı çağa babasına benzediğinden daha çok benzer. Yaşadığımız çağa benziyor muyuz ? Hangi jenerasyonuz ? -X,Y,Z 90’larda dünyaya gelenler için Z kuşağı olduğumuz söyleniyor. Ağ ortamında doğup-büyüdüğümüz icin “dijital yerli” de diyebiliriz. Türkiye’de yaşayanlar için dijital topluluğa ilk adım attığımız yıllar.
Dijital Mahremiyet
Dijital MahremiyetHarun Özdemir · İnsan ve Hayat Kitaplığı · 2020315 okunma
Reklam
"Perdelenenler"
Belli ki Gazzâlî, “karanlıkla perdelenme” derken herhangi bir şekilde maddi olanı, nurâni perde ile de akli olanı kastetmektedir. Bu nedenle duyunun etkisinde kalarak dinleri ve âhiretteki dirilişi inkâr eden mülhidler ile âlemin varlığını sadece maddî bir ilke ile açıklayan dehrîler, karanlikla perdelenenler grubuna girmektedir. Aynı şekilde
Her şey tesadüf sonucu oluştu, diyenler okusun özellikle!!!
İmkân delili Şimdi sizlerle birlikte, muhtemelen şimdiye kadar hiç duymadığınız bir hayvanın resmini çizeceğiz. Çizeceğimiz hayvanın ismi: “Armadillo” Bilmediğimiz bir hayvanı çizmeye çalışmamız sayesinde imkân delilini daha iyi anlayacağız. Şimdi Armodillo için bir vücut çizeceğiz. Sorumuz şu: Armodillo için çizilebilecek kaç farklı vücut
Mu’tezililer zati ve fiili sıfatlar arasında bir ayrım yaptılar. Ezeli sıfatlar anlayışını reddetmeleriyle uygunluk içinde bir çoğu, Allah’dan ayrı olmaları şartıyla bu sıfatların ezeliliğini içine alacak dereceye varan semantik bir itirafta bulundular. Hayat, kudret ve ilim gibi zati sıfatlar öyle sıfatlardır ki, Allah’ın bunların zıtlarıyla tavsif edilemeyeceğini ileri sürdüler. Şöyle ki, hayy (diri), kadir ve alim olan Allah için ölü, aciz ve cahil demek caiz değildir. Sevgi, irade, cömertlik, rahmet, kelam, adalet ve yaratma gibi fiili sıfatlar ise Allah hakkında tasdik ya da inkar edilebilirler. Objeleri ile muayyen bir irtibat içinde olan ikinci gruptaki sıfatlar bizim Allah anlayışımız için elzem değildirler, ne de, birinci gruptaki sıfatlar gibi, ezeli olarak Allah’a aittirler fakat sadece ârizi ya da hadistirler. ?
Sayfa 85
Kürt'lerin aptallıklarına değinilmeden bir Kürt tarihi yazılamazdı :')
1. Dünya Savaşının sona ermesinden bu yana, Kürtler kendi anavatanlarını, tam da Kürdistan'ı bölen uluslararası sınırlara göre bölme eğilimine girmişlerdir. Kürtlerin aynı zamanda bu uluslararası sınırlara öfke duyması ve onları ortadan kaldırmak için mücadele etmeleri bir ironidir. Kürtlerin yaptığı tek değişiklik, bölünme sonucu İran'da kalan parçayı "Doğu Kürdistan", Türkiye parçasını "Kuzey Kürdistan" ve Irak parçasını da "Güney Kürdistan" gibi tartışmalı yön sıfatlarıyla adlandırmaktan ibarettir. (2015'lerde buna Rojava da eklendi:) Kürdistan'ın bu yöntemle alt bölgelere ayrılması, doğru ancak aşağılayıcı sıfatlar olan Türkiye, İran veya Irak Kürdistan'ı terimlerini kullanmak istemeyen bir Kürt yurtseverinin duygularını tatmin etmesi hariç tutulursa, aslında mevcut Türkiye, İran, Irak ve Suriye sınırlarını de facto (fiili, kanun, gerçek) olarak kabul etmek ve onları korumaktan başka bir anlama gelmez. Bu tür bir alt bölümlendirme ve adlandırma hiçbir kültürel, dilbilimsel, dinsel, ekonomik ve tarihsel alt bölünmeye tekabül etmediği gibin, coğrafi gerçekliği bile ifade etmekten uzaktır.
Reklam
Pessoa "Ben bu dağınık olaysız yaşam öykümü, hayatsız hikayemi anlatıyorum. Bunlar benim itiraflarım ve bu itiraflarda hiçbir şey söylemiyorsam bu, söyleyecek bir şeyim olmadığındandır." der. Huzursuzluğun kitabına giren "huzursuz" cümlelerdir bunlar. İtiraf, irfan ile aynı kökten geliyor. İtiraf için kişinin suçunu bilmesi ve kabul etmesi gerekir önce. Her ne kadar kulağa olumsuz bir manası varmış gibi gelse de, itirafta suçu kabullenmenin ve pişman oluşun irfanı da hissedilmelidir. "Kendini bilen Rabbini bilir" şeklinde tercüme edilen cümlenin orijinalinde "arefe" sülasi fiili vardır. Arefe kelimesinde bilmekten ziyade tanımak ve hissetmek daha ağırdır. Çünkü Rabb bilmenin konusu değildir. O sıfatlarıyla bilinir, zâten bilinmez. Sıfat ile bilmek ise daha çok hissetmeye matuftur. Dağınık ve olaysız bir yaşamda eksik olan nedir? Elbette sıfatlar! Biz hayat hikayemizi anlatmanın derdine düşmüşken, Pessoa hayatsız bir hikayeden bahsetmenin utancını yaşamaktadır. Söyleyecek bir şeyi olmaması, hiçbir şey söylemiyor oluşunun neticesi değildir. Hiçbir şey söylemiyor olmak başlı başına bir şeyi söylemektir. Yani her şeyi... Ma arefnake hakka marifetike ya Maruf!
" Çünkü güzel ve mânidâr bir kitab ve muntazam bir hâne, bedâhetle, yazmak ve yapmak fiillerini ve güzel yazmak ve intizamlı yapmak fiilleri dahi, bedâhetle, yazıcı ve dülger nâmlarını;
Allah’ın Ezelî ve Ebedî Sıfatları...
Şüphe yok ki Allah (azze ve celle) en yüce kemal sıfatlarla muttasıftır ve en güzel isimler O’nundur. Şayet O kemal sıfatlarla muttasıf olmasaydı, bu başlangıçta eksik olup kemal sıfatlarının daha sonra hasıl olduğu anlamına gelirdi. Bu açıklama, Allah (azze ve celle)’nin sıfatlarından üç çeşit sıfata da tatbik edilebilir: 1 - Kudret, hayat, işitme ve görme gibi zatî sıfatlar. 2 - Yaratma ve rızık verme gibi fiilî sıfatlar. 3- Rıza, gazap ve istiva gibi ihtiyarî sıfatlar. Allah (azze ve celle) yaratmadan önce de yaratandı ve O, rızık verme­ den önce de rezzak sıfatına sahipti. Ebu Hanife Fıkhu’l Ekber'in 14. sayfasında şöyle demektedir: “O’nun isim ve sıfatları ezelî ve ebedî­dir. O’nun için hiçbir isim veya sıfat sonradan ortaya çıkmamıştır. O, ezelden beri ilmiyle âlimdir ve ilim O’nun ezelde var olan sıfa­tıdır; kudretiyle kadirdir ve kudret O’nun ezelde var olan sıfatıdır; kelamı ile mütekellimdir ve kelam O’nun ezelde var olan sıfatıdır; yaratmasıyla hâlıktır ve yaratma O’nun ezelde var olan sıfatıdır. Fii­liyle fâildir ve fiil O’nun ezelde var olan sıfatıdır.” Tahavi de kitabının 127.sayfasında şöyle demiştir: “O, yaratma­ dan önce de sıfatları ile ezelî idi. Yaratmakla sıfatlarından herhangi bir şey artmamıştır. Sıfatlarıyla ezelî olduğu gibi bu sıfatlara sahip olarak ebedîdir. Allah, mahlukatı yaratmasından itibaren El-Halik ismini ve bunları yoktan var etmekle El-Bâri (yoktan var eden) is­ mini kazanmış değildir.”
Sayfa 39 - Küresel Kitap
77 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.