Maturidi isminin otoritesinin, bulunacak çözümün genis bir zeminde kabul görmesini sağlayabileceğine ilişkin beklenti, Matüridi'ye olan ilgiyi haklı olarak artırmıştır. Bu pragmatik amacın dışında, alimimizin Kitabu't-tevhıd ve Te'vılatü'l- Kur'an adlı eserleri içerik olarak olağanüstü bir din felsefesi, kelam ve fıkıh usulü yoğunluğuna sahiptir. Te'vılat'ın analitik bir zihinle kaleme alınan Semerkandı şerhiyle birlikte olusturdukları külliyat, bu eserlere başvuranları eli boş çevirmeyecek
bir kaynak özelliğindedir. Bu çerçevede Te'vllat'ı el yazması halinden kurtanp tahkik edilmesine öncülük eden değerli kelamcı hocamız Prof. Dr. Bekir Topaloğlu'na ve tahkik heyetine şükran borçluyuz.
Şaban Ali Düzgün
‘Mısırdayken, Sâdeddin Taftazâni olarak meşhur olmuş, Horasan bölgesindeki Herat’ın büyük âlimlerinden birinin aklî ilimlerde yazılmış çok sayıda eserini gördüm. Bu eserlerden bazıları kelâm ilmi, fıkıh usulü ve beyân (belagât) konularında yazılmış. Bütün bunlar onun, bu ilimlerde çok sağlam bir melekeye sahip olduğuna tanıklık ediyor. Yine bu eserlerin içeriklerinden, onun felsefî ilimlerde ve aklî ilimlerin diğer dallarında büyük bir birikime sahip olduğu anlaşılıyor. Allah dilediğini yardımıyla destekler
Kur’ân’ın pek çok âyeti, Peygambere itaat etmenin farz olduğunu ortaya koymaktadır. Bu İslâm’ın ve imanın bir gereğidir.
Hz. Peygambere ﷺ itaat ise onun sünnetine uymaktan başka bir manaya gelmez.
Bir peygamberin peygamberliğine inanmak, ona itaat etmek, verdiği hükme, söylediği söze boyun eğmek, getirdiği her şeyi kabul etmek zorunluluğunu gerektirir.
Asıl adı Ebu Mansur Muhammed b. Muhammed b. Mansur olan bu Türk bilgininin doğum tarihi tam olarak bilinmemektedir. Ancak 333 (944) yılında Semerkant'ta öldüğü hemen hemen kesindir. Maturidi, Semerkant'ta
Ebu Hanife'nin, itikadı ve fıkhı görüşlerinin öğretildiği Darü'l-Cuzcaniyye adlı medresede dönemin en ünlü bilginlerinden eğitim aldı. Hocası
Tarihsellik tartışmasının İslam dünyasına söz konusu bu çatıyı oluşturma potansiyeline sahip fıkıh usulü kanalıyla değil de Kur'an ve vahiy ile ilgili tartışmalarla girmiş olmasının bir talihsizlik olarak değerlendirildiği görülecektir.