Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bürokrasi merkezli ve savunma/saldırı için örgütlenmiş modern devlet önce Fransa'da ortaya çıktı. 14. Louis asla L'état, c'est moi ( "Devlet benim") dememiş olmasına karşın, bu sözlerin ona yakıştırılması kesinlikle anlaşılır şeydir.
172 syf.
6/10 puan verdi
Öncelikle, kitabın dahiyane olduğunu düşünüyorum işleniş bakımından. Ben çok dindar bir insan olmasam da, Allah'a inanırım ve bu sebepten bu yaklaşım benim inanmadığım, bana ters düşen bir yaklaşım oldu. Lakin yazarın böyle bir şeyi yazması, bu şekilde ele alması çok iyiydi. Kendini bulma çabasını gerçekleştirmek için zamanda yolculuk yaparak Hz.
İşte İnsan
İşte İnsanMichael Moorcock · İthaki Yayınları · 20181,550 okunma
Reklam
Hinduizm, Hindistan'ın geleneksel dini için kullanılan bir Müslüman sözcüğüdür ve ancak İS 1200 yılına, Müslüman işgalcilerin kendi inançlarını Hintlilerinkinden ayırmak istedikleri döneme tarihlenir. Geleneksel Hinduizm bir düşünme biçiminden çok bir yaşama biçimi olarak tanımlanmıştır. Ne bir kurucusu, ne bir peygamberi, ne de bir dinsel yapısı vardır. Bunun yerine, Hindular "sonsuz öğreti" ya da "sonsuz yasa"dan söz ederler.
Sayfa 171Kitabı okudu
İlk Alfabe
Bilinen en eski alfabe Akdeniz'in kuzeydoğusunda, Suriye'yle Anadolu'nun sınırında yer alan Ras Sharma'da bulundu. Burada küçük bir limana yukarıdan bakan bir tepenin üzerindeki alanda Baal ve Dagon'a adanmış iki tapınağın arasında bir kütüphane bulundu. Kütüphane en yüksek rütbeli rahibe aitti ve sadece 29 işaretten oluşan bir tür çivi yazısı türünde yazılmış tabletlerden oluşuyordu. Dolayısıyla bir alfabe söz konusuydu. Kazıyı yapan akademisyenler kullanılan dilin Kenanca, Fenikece ya da İbraniceyle akraba olduğunu düşündüler ve haklı çıktılar.
Sayfa 129Kitabı okudu
Tabletlerden birinde, bir öğrenci okuldaki yoğunluğu şöyle tarif eder: ''Bir ayda okula gittiğim gün sayısı şöyledir: Her ay üç gün serbestim; Hey ay üç gün dini tatilim var; Her ay yirmi dört gün Okulda olmam gerekiyor. Ne kadar uzun!''
sümerli genç atalarımızın problemli miraslarını beş bin yıldır genlerimizde taşımaktan hiç de bile gurur duymuyoruz
"Mit insanoğlunu evrenin kendisiyle sarılı olduğuna inandırmıştı, oysa şimdi anlaşıldığına göre ufacık bir yıldızın çevresinde göze bile çarpmayan bir gezegenin kıyısındaydılar.Bir daha kendi algılarına güvenemezlerdi, çünkü durağan gibi görünen yeryüzü aslında hızlı hareket halindeydi.Sürekli kendilerine ait fikirler edinmeye özendirilmekteydiler,öte yandan giderek yalnızca olayların doğasını yorumlayabilen çağdaş "uzmanların" kölesi oluyorlardı."
Reklam
Kurulurken.
Amerika çarpıcı doğal avan­tajlar sunmaktaydı. Monarşisi olmayan bir ülkeydi, kurulu bir kilise ve bir hiyerarşi yoktu. İmparatorluk, yerleşik bir hukuk sistemi ve gelenekle­rin tantanası hiç yoktu. Siyaset de bundan doğal olarak faydalandı.
Sayfa 823 - Yapı Kredi Yayınları.
Doğu'nun 13. yüzyıl sonrasında neden sendelediği ve hep geride kaldığı hala her ulustan tarihçi için zorlu bir meseledir.
Sayfa 455Kitabı okudu
ne haddimize hünkarım
Mezopotamya ve Mısır'da okuryazarlık saygı duyulan bir şeydi. Sümer Kralı Şulgi yaklaşık İÖ 2100'de şöyle övünüyordu: ''Gençken Tablet Evi'nde Sümerlerin Akkadların tabletlerinden yazı sanatını öğrendim; Soylu olarak doğanlar içinde kimse benim gibi tablet yazamaz.''
279 syf.
·
Puan vermedi
·
37 günde okudu
Kahkaha Sizden Yana Mı?
Tarihin çok tozlu raflarından bugün yepyeni bir kitapla karşınıza çıkıyorum: Kahkaha Benden Yana. Öncelikle anlattığı konuları biraz başlıklar halinde inceleyip sonra şahsi fikrimi belirteyim: Mizahın Gücü: Kitap, mizahın toplumsal yapılar üzerindeki etkisini ve gücünü ele almaktadır. Mizahın insanların yaşamında oynadığı rolü ve toplumsal
Kahkaha Benden Yana
Kahkaha Benden YanaSoren Kierkegaard · Ayrıntı Yayınları · 2021618 okunma
Reklam
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ahmet Taşağıl / Kök Tengri'nin çocukları. ( Avrasya Bozkırlarında İslam Öncesi Türk Tarihi) 1964 yılında Yalova'da doğan Ahmet Taşağıl, ilkokulu köyünde, orta ve lise öğrenimini, İzmit Mimar Sinan lisesinde tamamladı. 1985 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden mezun oldu. Hemen mezuniyetinden sonra, Tayvan'a Çince öğrenmek ve Türk tarihine dair araştırmalar yapmak üzere gitti. Yüksek lisans ve doktorasını İstanbul Üniversitesi Genel Türk Tarihi Anabilim Dalında yaptı. 1995'te Doçent, 2000'de profesörlüğe yükseldi. 1997 yılından başlayarak Kazakistan, Özbekistan, Kırgızistan, Moğolistan, Güney Sibirya ve Çin'de saha araştırmalarında bulundu. Bilimsel çalışmalarının ağırlığı, İslam Öncesi Türk Tarihi olmak üzere geçmişten günümüze Orta Asya Türk Tarihi üzerinedir. Yayınlanmış 5 kitabı ve 200'e yakın ulusal ve uluslararası bilimsel çalışması vardır. Kitap, bir önsöz, on beş bölüm, kronoloji, ana boy gruplarının şeması, bibliyografya ve indeksten meydana gelmektedir. Eser'in başlığından da anlaşılacağı gibi, Arasya Bozkırlarında İslam Öncesi Türk tarihine dair bir kaynak niteliğindedir. Akademik bir çalışma olmasına rağmen, herkesin anlayabileceği bir üslup söz konusudur. Genel Türk tarih öğretimize ters düşen birkaç fikrin dışında (Belki ileride bu fikirler esas alınacaktır.) okuyan herkesi bilgilendirmeye yönelik bir çalışmadır. Eser'in son bölümüne yerleştirilen kronoloji, ana boy gruplarının şeması, bibliyografya ve indeks çok yararlı olmuştur. Tek eksik yan, devletlerin harita ile desteklenmemiş olmasıdır. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Kök Tengri'nin Çocukları
Kök Tengri'nin ÇocuklarıAhmet Taşağıl · Bilge Kültür Sanat · 2020871 okunma
Ernst Mayr, Darwin'in kuramlarının altı büyük felsefi etkisi olduğu sonucuna varmıştır: 1. Durağan bir dünyanın yerini evrim geçiren bir dünya almıştır. 2. Yaradılışın mantıksızlığı sergilenmiştir. 3. Evrende bir amaç olduğuna yönelik kainat teolojisinin aksi ispatlanmıştır. 4. Dünyanın amacının insanın üretimi olduğunu söyleyen mutlak insan merkezcilik için herhangi bir gerekçe yok edilmiştir. 5. Dünyada "tasarım" bütünüyle maddeci süreçlerle açıklanmıştır. 6. Özcülüğün yerini nüfus düşüncesi almıştır.
Sayfa 911Kitabı okudu
Yaratan, kendini ifade eden, değerler yaratan kişi sanatçıdır. Sanatçı, bilim insanının (veya filozofun) yaptığı gibi keşif yapmaz, sonuç çıkarmaz. Sanatçı yaratırken amacını icat eder ve bu amaca yönelik olarak kendi yolunu gerçekleştirir.
Sayfa 865Kitabı okudu
"Emirler doğru veya yanlış, yozlaşmış veya önyargısız, anlaşılabilir veya muğlak, değersiz veya önemli olabilirler.
Sayfa 865Kitabı okudu
Rousseau'nun din ile kastettiği şey aslında kişinin komşusuna karşı adaletli ve merhametli olmasını sağlayacak bir felsefi kaygıydı.
Sayfa 739Kitabı okudu
Geri199
1.500 öğeden 1.486 ile 1.500 arasındakiler gösteriliyor.