Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fırat

Son kuşaktaysa tarihçiler, 1789 Fransız Devriminden başlayarak devrimlerin tarihini aşağıdan yukarı bir tarih; devrimci yığınların, isimsiz ve sıradan insan topluluklarının, zaaf ve çaresizliklerle dolu, korku, özgüvensizlik ve ikircimler içinde yüzen ama hayati anlarda sokağa çıkıp kendi hakları için kellelerini ortaya koyabilen insanların tarihi olarak anlamaya başladılar.
Sayfa 314Kitabı okudu
Reklam
Yaz akşamı dünyayı esrarengiz kucaklamasıyla sarmalamaya başlamıştı. Taa uzaklarda garpta güneş batıyordu ve geçip gidiveren günün son ışıltıları denizin ve kumsalın üzerinde, körfezin sularına her zaman olduğu gibi bekçilik etmekte olan yıllanmış Howth'umuzun bulutlu burnunun üzerinde, Sandymount kıyısı boyunca üzerlerini ot bürümüş kayaların üzerinde, ve nasıl unutulabilir, dua seslerini sükunetin içine fasılalarla akıtan sessiz kilisenin üzerinde sevgiyle oyalanıyordu, dua seslerinin adandığı azize de en saf ışıldamasıyla insanlığın fırtınalarda kaybolmuş kalbine yol gösteren bir ışık olan, denizlerin yıldızı Meryem'di.
Sayfa 334Kitabı okudu
Pırıltılı şarap damağında kaldı yuttu. Burgonya üzümlerini şarap presinde eziyorlar. Güneşin ısısında işin sırrı. Sanki gizli bir okşayış gibi, bana hatırlatıyor, hatıra. İçi nemlendi, hatıraları canlandı, duygulandı. Howth'ta yabani eğreltiotlarının altında saklanmıştık. Altımızda körfez, uyuyan gökyüzü. Hiç ses yok. Gökyüzü. Lion's Head civarında körfez mosmordu. Drumleck tarafında yeşil. Sutton'a doğru sarıyeşil. Sualtı tarlaları, çayırda varla yok arası kahverengi hatlar, gömülmüş şehirler. Ceketimi yastık yapmıştı saçlarına, fundalıklarda kulağakaçanlar, elim ensesinin altında, ay dur saçlarımı bozacaksın. Ne harikaydı! Merhemlenmiş serinyumuşak eli dokundu bana, okşadı: gözlerini gözlerime dikti, kaçırmadı. Mest olmuş halde üzerinde yattım dolgun dudakları dolu dolu aralanmış, ağzından öptüm. Gnam.
Sayfa 171Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Baskaları için zenginlik dağları yaratan ve bunu da gri, donuk ve acınacak varlıklarıyla yapan milyonlarca insanı, kişiliksiz, özgün olmayan, inisiyatif gücünden yoksun yaşayan ölüler, kan ve etten oluşmuş makina insanlar haline getiren şey, özel mülkiyet tahakkumüdür. Karl Marx
Kadınlar erkeklere soru sormaktan ve onlar tarafından etkilenmekten vazgeçmeliler. Kendi içlerine çekilmeliler ve özel gizi buluncaya kadar yaşamın temelini araştırmalılar. Daha sonra yenilenmiş olarak ve tüm değersiz şeyleri nasıl altına dönüştüreceklerini bilerek geri dönerler.
Reklam
Kadınların, bir kadın gibi davranmaya ya da yönetmeye değil, fakat doğa gibi büyümeye, akıl gibi algılamaya, ruh gibi özgürce yaşamaya ve engellenmeden güçlerini ortaya koymaya ihtiyaçları var...
Duygular Bildirgesi 1848
"İnsanlık tarihi, erkeklerin kadınlara sürekli zarar vermelerinin ve onların haklarını gasp etmelerinin tarihidir. Kadınlar, üstlerinde doğrudan mutlak tiranlık uygulanan nesnelerdir."
Kendi tarihlerini bilmeyen kuşaklar tarihlerini tekrar etmeye mahkumdur. George Santayana
Kaç kişi olduğumuzun önemi yok, yapmamız gereken, dalgalar yaratmak. Jane Spencer
“O halde yolumuza devam etmeliyiz, tabii eğer bir yol varsa," dedi Frodo içini çekerek. Sam tekrar kedere gömüldü.
Reklam
Sonra o bahçede Tanrı’nın, yarattığı insandan hesap soran sesi duyuldu: Cennetteki meleklerin prensi Mikail, elinde alevden kılıçla günahkar çiftin önünde belirip onlar, ekmeklerini alınlarının teriyle kazansınlar diye Aden bahçesinden dünyaya, hastalık ve savaşın, zulüm ve kederin, didinme ve zorlukların dünyasına sürdü.
Sayfa 132Kitabı okudu
O ana dek yaşamış olan her insanın ruhu, daha bütün doğacakların ruhu, Adem' in bütün oğulları ve kızları, o eşsiz günde toplanacaklar. Ve işte, yüce yargıç geliyor! Tanrı’nın masum Kuzusu değil artık o, Nasıralı mazlum İsa degil artık o, acılar çeken adam değil artık, iyi Yürekli Çoban değil, işte bulutların üstünde görünüyor, kudreti ve yüceliğiyle, yanında meleklerden kurulu dokuz koro, meleklerle başmelekler, güçlerle erdemler, kerubilerle serafilerle, hepsi geliyor, kadiri mutlak Tanrı, ebedi Tanrı.
Sayfa 126Kitabı okudu
aqlê sivik barê giran e
"Eh," dedi Boromir, "kafalar ne yapacaklarını bilemeyince iş bedenlere düşer diye bir laf vardır bizim memlekette, içimizde en güçlü olanların bir yol bulması lazım.
"Delikanlıları evlendiren, Gençlik ve deliliktir O yüzden sevgilim, ben Daha fazla kalamam. Tedavisi yok ise, Yaram kanar elbette, işte ben bu nedenle, Gideceğim Amerika’ya”
Evet, dedi Heron, Dedalus örnek bir gençtir. Sigara içmez, meyhanelere gitmez, flört etmez, hiçbir şeye lanet okumaz ya da her şeyi lanetler.
329 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.