Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fırat

"Felsefe, kendisini akla dayanan nedenlerle, gerekçelerle meşrulaştırmaya çalışan bireysel, eleştirisel, refleksif, bütüncü ve tutarlı bir düşünme faaliyetidir."
Reklam
Sümerlilerin -ve Mısırlıların- çeşitli bakımlardan bugünkü uygarlığımızın, Batı uygarlığının temelinde bulundukları şüphesizdir. Onların bir dünya görüşleri, hayat anlayışları, daha özel olarak mitolojileri, kozmogonileri, teolojileri vb. olduğu da tartışma konusu değildir. Yalnız onların tanıdığımız şekildeki hayat anlayışlarına veya dünya görüşlerine, kollektif ve mitolojik-dinsel dünya tasavvurlarına felsefe adının verilmesinin ne ölçüde uygun olduğu tartışmalıdır ve biz de bu tartışmada bu dünya görüşlerine, dünya tasavvurlarına felsefe adının verilmesini uygun bulmayanlar arasında yer almaktayız.
Hızlı atları damgalarından, âşık delikanlıları gözlerinden tanırım ...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir.
Min niha fêm kir ku her çiqas sebebê li heyatê mayina însanan hewladana wan xuya bike jî di rastiyê de ya ku wan dide jiyîn hezkirine.
Sayfa 35 - Nûbihar
Reklam
Kapitalizmde varoluşun parçalanmışlığı ve buna mukabil toplumsallaşmanın tek yönlü ve parçalı yapısı ona tabi olan insanları daha çok hayatlarına dahil olan bir kişi, bir yer, bir iş gibi özel hususlara odaklanmaya yönelterek onların bu tikelliklerin birbirleriyle ilişki içinde nasıl varolduklarını görmelerini engellemiş ve böylelikle de aslında bu ilişkilerden doğan sınıf, sınıf mücadelesi, yabancılaşma vb. gibi herkesi bağlayan sabitleri göz ardı etmelerine neden olmuştur.
Marx kendi diyalektik anlayışını, Epikuros, Aristotales, Spinoza, Leibniz ve özellikle de Hegel gibi felsefe alanındaki büyük isimlerin düşüncelerinden ve aynı zamanda yaşadığı dönemde daha yeni olgunluğuna erişebilmiş kapitalizme ilişkin bizzat kendi gözlem ve deneyimlerinden devşirmiştir.
Son zamanlarda, neden bilmem, bütün neşemi kaybettim; itiyadım onan eğlenceleri bıraktım. Gerçekten, her şey bana öyle dokunuyor ki, şu müstesna yapı, şu dünya, ıssız bir kara parçası gözüküyor; şu muhteşem örtü, sema --görüyor musunuz-- üstümüzü kaplayan şu muhteşem gökler, altın ışıklarla beneklenmiş olan şu şahane çatı, ne dersiniz, bana sadece pis, hastalıklı buharlarla dolu gibi geliyor.
Tanrım, bir fındık kabuğuna sığıp yine de kendimi hudutsuz ülkelerin hükümdarı sayabilirdim, tek fena rüyalar görmeseydim.
Ah, sevgili Ophelia, şiir yazmakta beceriksizim, iç çekişlerimi hece sayısına uyduramıyorum. Ama seni çok sevdiğime, en çok sevdiğime inan. Elveda
Reklam
İstersen yıldızları aslında ateş bilme, İstersen güneşi de durmayıp döner sanma, İstersen doğruluğa inanma, uydurma de; Ama şüpheyle bakma bir an bile sevgime.
Varsıl ama Rotchild gibi değil; iyi bir adı var, ama önemli hiçbir şey o adla anılmaz; hoş bir dış görünüşü var, ama pek anlamlı değil; iyi bir eğitimi var, ama bu eğitimin nerede, ne uğruna kullanılacağı belli değil; akıl var -- kendine ait düşünceleri yok; kalp var -- gönül yüceliği yok vb. vb. Her şeyde böyle. Bu tür insanlar pek çoktur dünyada, hatta sanıldığından da çoktur. ...
Sayfa 575 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
... varsıl olmak, iyi bir aileden gelmek, eli yüzü düzgün olmak, fena bir eğitim almamış olmak, aptal olmamak, hatta iyi yürekli olmak, ama aynı zamanda da hiçbir yeteneği, hiçbir özelliği, hatta hiçbir tuhaflığı olmamak; kendine özgü hiçbir düşüncesi olmamak, tümüyle ve kesinlikle "herkes gibi" olmak... ne çekilmez bir durumdur!
Sayfa 575 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kaldırımlarda iki yanımdan akıp giden, her zaman telaşlı, kaygılı, yüzü asık insanlara katlanamıyordum. Neydi bu bitmez tükenmez keder bu insanlardaki, bu kaygı, bu telaş, bu asık yüz ve onun altındaki kötülük?
Sayfa 498 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Geri121
329 öğeden 316 ile 329 arasındakiler gösteriliyor.