Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

y.

sigmund freud, prenses bonaparte'e yazdığı mektubunda şöyle demiştir: "kişi, yaşamın anlamını veya değerini sorguladığı an, hastadır." ama ben, yaşamın anlamını merak eden bir insanın, ruh hastalığını dışavurmaktan çok, insanlığını kanıtladığına inanıyorum.
Sayfa 23 - öteki yayıneviKitabı okudu
Reklam
kanunlar küçük bir azınlığın rahatını sağlamak amacıyla düzenleniyor. çünkü herkesin birden refahına ihtimal görülemiyor. insanların büyük çoğunluğunu neredeyse hayvanlara yakın ağır, uzun mesai içinde çalıştırıp bunaltmak suretiyle küçük ve seçkin bir azınlığa rahat, refah ve türlü türlü savurganlıklar sağlanıyor. kanunların, insanlığın bu refahtan nasibini almamış cefakâr kısmının sıkıntılarını azaltmaya uğraşır gibi görünmesi ustalıklı bir hiledir. fenalığın en mühim kısmı daima değiştirilmeden bırakılarak kanun düzenlenmeye çalışıldığı, yani hâkim sınıflar samimi olmadıkları için mesele düzelemiyor.
Sayfa 102 - iş bankası, kültür yayınlarıKitabı okudu
pislikleri akıtmak için neden kapalı lağımlar yapıyorlar? çünkü o pisliklerin açıktan akması görenleri iğrendirir, halk sağlığını bozar. ayıplarımızı, rezilliklerimizi, alçaklıklarımızı saklayan perdeleri, duvarları ortadan kaldırırsak insanlığımızdan, kendi kendimizden iğreniriz. değil yalnız toplumdan, en yakın akrabamızdan, hatta mümkün olsa kendi nefsimizden gizleyecek adiliklerimiz, fena eylemlerimiz vardır.
Sayfa 100 - iş bankası, kültür yayınlarıKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
toplumun güzel çiçekler işlenmiş kanuniyet kanaviçesine yalnız yüzünden bakmamalı, menfaat gütmemek, tarafsızlık, insaf, hakkaniyet gözüyle inceden inceye onun tersini de gözden geçirmelidir ki işlemenin yüzündeki, göz aldatan o renk uyumunu oluşturabilmek için ipliklerin uçlarının nerelerden dolaştığı ve şeklin tersinde ne kördüğümler, ne karışıklıklar, ne çirkinlikler, ne kabalıklar bulunduğu anlaşılsın.
Sayfa 98 - iş bankası, kültür yayınlarıKitabı okudu
efendim, bu dünyada mesutlar var, bedbahtlar var. eğer eşit bir şekilde herkesi mümkün mertebe aynı hale yaklaştırmak isterseniz, mesutların saadetinden gereği kadar çalıp bahtsızlara ve o zavallıların sıkıntılarından alıp ötekilere hakça bölüştürmek gerekir. lüzumundan fazla doyanların sayısı ne kadar düşürülürse, açların miktarı da o oranda azalır.
Sayfa 98 - iş bankası, kültür yayınlarıKitabı okudu
Reklam
insan harabe ve mezar görmekten niçin hüzün duyar? şehirlerin istikballerini gördüğü için değil mi? ömrün sonu, cihanın nasibi bundan başka bir şey mi? hep harap olmak için yaşamıyor muyuz?
Sayfa 81 - iş bankası, kültür yayınlarıKitabı okudu
''çınar'da viran cami mezarlığı'ndan bir evliya çıkmış, ortalığı haraca kesmiş. yüz lira göndermeyeni ispanyol hastalığıyla çarpıp öldürüyormuş. parası olan verir kurtulur. olmayan ne yapacak? türlü vergiler, zorla alınan yardımlar, resmi soygunculuklarla bizi bu hale getiren dirilerin şerlerinden nerelere kaçacağmızı bilemezken bir de şimdi başımıza haraççı ölüler mi çıktı? hakka sığındık. bizi sen sakın iki gözüm rabbim...'' diyorlardı.
Sayfa 76 - iş bankası, kültür yayınlarıKitabı okudu
masumları ezmek, haydutları yükseltmek, kabahatsizleri cezalandırmak, kabahatlileri mükâfatlandırmak toplumun baş düsturuydu.
Sayfa 6 - iş bankası, kültür yayınlarıKitabı okudu
her devirde hâkim bir kuvvet vardır. ona tâbi olmak zamanın gereğinden kabul edilir. vatanseverlik ve onurunu bu felsefeye uydurarak küplerini doldurmayı bilenler bu memlekette refah içinde yaşarlar, bu ilkenin tersine hareket edenler dedikodular içinde boğularak asılırlar, kesilirler, sürülürler, sürünürler...
Sayfa 3 - iş bankası, kültür yayınlarıKitabı okudu
bu dünya henüz büyük komik moliere çağından üç adım ileri gitmedi. daima üstadın ebedi komedyaları tekrarlanıp duruyor. yalnız sahnenin dekorları değişti. tarzlar başkalaştı insanın mayası hep o maya... kötüler daha kurnazlaştı. birbirine zarar verme ilerledi. fenalık büyüdü.
Reklam
henüz çoğumuz hayatın özünü anlayamayarak havada saadet, kuyu dibinde cennet arayan, birbirimizden keramet bekleyen, boş şeylere kapılan, vaatlere aldanan saf kimseleriz.
her insanı, hatta her toplumu hoşlandığı yemle avlarlar.
Sayfa 75 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
en akıllılarımız her gün aldanıyorlar. en akılsızlarımız her gün aldatıyorlar. hepimiz daima aldanıyoruz, fakat fırsat düştükçe aldatıyoruz. bu suretle geçim dengesini biraz düzeltebiliyoruz... aldanıp da aldatamayanlar... işte aç kalan güruh bu zavallılardır.
Sayfa 75 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
insan yalnızdı, çaresizdi. bitkiler gibi kök verip yüzyıllarca dünyaya tutunamıyor ya da hayvanlar kadar mükemmel koku alamıyor, hızlı koşamıyor, uzakları göremiyor, kanatlanıp uçamıyordu. o yüzden insan insana mecburdu, muhtaçtı işte. bunu bilmeli, dünya ve insana bunu bilerek bağlanmalıydık. insan bu eksikli tabiatı icabı bencildi. bu bencillik de onu kötü yapmaya yetiyordu.
Sayfa 120Kitabı okudu
insan kabahatin kendinde olduğunu bilince, hakikatin zehri kendine sıçramasın diye suçu, başının üstünden geçen kuşa bile atabilir.
Sayfa 117Kitabı okudu
404 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.