çok daha fazla, susabilir insan
saatlerce
ölülerin bakışları misali kıpırtısız bakışlarla
bir sigara dumanına dalabilir insan
bir fincanın biçimine ya da
renksiz bir çiçeğe, bir halıya
düşsel bir çizgiye, duvara.
Bir sıfır gibi, eksiltmede, artırmada, çarpımda yahut
Hep aynı sonuca varabilir
Kahrının kozasında senin gözlerini,
Eski bir ayakkabının uçuk düğmesi sanabilir
Su gibi kendi çukurunda kuruyabilir insan.
Bir anın güzelliğini utangaçlıkla
Gülünç şipşak bir resim gibi
Sandığın dibinde saklayabilir
Boş kalmış çerçevesine bir günün, insan,
Bir hükümlü, bir yenik yahut
Çarmıha gerilmiş birinin resmini koyabilir
Bir duvarın yarıklarını suratçıklarla kapatabilir
Daha anlamsız resimlerle karışabilir.
Kurma bebekler gibi olabilir insan.
Çok daha fazla, ah evet
çok daha fazla, susabilir insan
saatlerce
ölülerin bakışları misali kıpırtısız bakışlarla
bir sigara dumanına dalabilir insan
bir fincanın biçimine ya da
renksiz bir çiçeğe, bir halıya
kurma bebekler gibi olabilir insan.
camdan boncuk iki gözle kendi dünyasını gören
kadife bir kutu içinde
saman dolu bir gövdeyle
yıllarca tül ve boncuk ortasında uyuyabilir
tüm hercai ellerin her baskısıyla
nedensiz haykırabilir:
"ah, ben pek mutluyum"
kurma bebekler gibi olabilir insan.
camdan boncuk iki gözle kendi dünyasını gören
kadife bir kutu içinde
saman dolu bir gövdeyle
yıllarca tül ve boncuk ortasında uyuyabilir
tüm hercai ellerin her baskısıyla
nedensiz haykırabilir:
"ah, ben pek mutluyum"
çok daha fazla, ah, evet
çok daha fazla, susabilir insan
saatlerce
ölülerin bakışları misali kıpırtısız bakışlarla
bir sigara dumanına dalabilir insan
bir fincanın biçimine ya da
renksiz bir çiçeğe, bir halıya
düşsel bir çizgiye, duvara.
...Kurma bebek gibi olabilir insan
ve camdan gözlerle bakabilir dünyaya
tül ve dantel içinde kalabilir yıllarca
samanla doldurulmuş bir beden,
kenarları keçeden bir kutu içinde,
her kösnül dokunuşta
nedensizce haykırabilir
“Ah, ne kadar da mutluyum ben!”
Furuğ FERRUHZAD
çok daha fazla, ah, evet
çok daha fazla, susabilir insan
saatlerce
ölülerin bakışları misali kıpırtısız bakışlarla
bir sigara dumanına dalabilir insan
bir fincanın biçimine ya da
renksiz bir çiçeğe, bir halıya
düşsel bir çizgiye, duvara.
olduğu gibi insan yerinde durabilir
perde kenarında, ancak kör, ancak sağır.
haykırabilir insan
korkunç yalancı, korkunç yabancı bir sesle
"seviyorum" diye
bir adamın güçlü kolları arasında
güzel ve sağlıklı bir dişi olabilir.
kirletebilir insan bir aşkın masumiyetini.
su gibi kendi çukurunda kuruyabilir insan.
bir anın güzelliğini utangaçlıkla
gülünç şipşak bir resim gibi
sandığın dibinde saklayabilir.
bir ömür diz çökebilir insan
öne eğik bir başla, soğuk bir türbenin eşiğinde
bilinmez bir mezarda tanrıyı görebilir
değersiz birkaç bozuklukla inanabilir
bir caminin hücrelerinde çürüyebilir
mezar duaları okuyan bir ihtiyar gibi