Sükunet bulmuş ve keyfi yerine gelmiş olan Nuriye yağmurda güneş gibi ışıldayan gözlerini gözlerime dikerek," Ay pembe değil, değil mi?"dedi.
Tekrar yemin ettim:
"Vallahi değil...Billahi değil.."
Evlendiğimizin ilk akşamı aramızda açıldığını gördüğüm uçurum gün geçtikçe genişledi; pembe ay vakasına benzer ne anlaşmazlıklar ile karşılaştık! Ve birbirimize olan bütün aşkımıza rağmen işte nihayet ayrılıyoruz. İlk akşam ihtiyar köylünün,
"Nereye gidiyorsunuz evlatlar?" diye bize sordu suale Nuriye'nin, "Saadete doğru!" diye verdiği cevabı hatırlıyorum da...