Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ey gül, sənə əvvəldə xəridar mən oldum, Axır nəzərində hamıdan xar mən oldum. Aldım səni can nəqdinə, ey Yusifi-sani, Eşqində Züleyxayi-diləfkar mən oldum. Eşqim məni əngüştnüma qıldı cahanə, Ey qaşı hilalım, sənə ta yar mən oldum. Verdim, sənəma, ayineyi-hüsnüvə seyqəl, Aləmdə sənə rövnəqi-bazar mən oldum. Bir Kəbə idin, hiç ziyarət edənin yox, Gəldim, dolanıb başuva zəvvar mən oldum. Sinayi-səri-kuyüvə gəldim “ərini” gu, Ey nuri-xuda, talibi-didar mən oldum. Hər bülhəvəsə indi nəsib oldu visalın, Seyyid kimi hicranə giriftar mən oldum.
Sayfa 204
Sana, penceremin önünde duran o vişne ağacını anlatmıştım. Karanlıkta bile, ona bakmak bir mutluluktu, bolartırdı gönlümü. Sen o vişne ağacı gibisin, demek isterim sana. İlkyaz güneşinde sert, yalız, ışınımlı aklığıyla bir kışın daha ödülünü dağıtır gibi göğe karşı çiçeklenen, taçyaprakları pörsüyüp döküldüğünde ardından gelecek alın umuduyla bizi oyalayan, yemişi, koparılmazsa, uzun süre karara karara kışı bekleyen vişnenin bütün hallerini sende görüyor değilim elbet. Ama onun gibi bir yaşam umudusun benim için. Yaşanabileceğini, yaşamaya çalışmak gerekeceğini duyurup duran. Ama böyle sözler sana söylenmezmiş, söylenemezmiş gibi gelir hep. Kurağın ateşini söndüren, soluk aldıran, kapıları açan yaz yağmuru gibisin bana. Ama sıkılırsın diye söylemekten kaçınırım.
Reklam
Sana, penceremin önünde duran o vişne ağacını anlatmıştım. Karanlıkta bile, ona bakmak bir mutluluktu, bolartırdı gönlümü. Sen o vişne ağacı gibisin, demek isterim sana. İlkyaz güneşinde sert, yalız, ışınımlı aklığıyla bir kışın daha ödülünü dağıtır gibi göğe karşı çiçeklenen, taçyaprakları pörsüyüp döküldüğünde ardından gelecek alın umuduyla bizi oyalayan, yemişi, koparılmazsa, uzun süre karara karara kışı bekleyen vişnenin bütün hallerini sende görüyor değilim elbet. Ama onun gibi bir yaşam umudusun benim için. Yaşanabileceğini, yaşamaya çalışmak gerekeceğini duyurup duran. Ama böyle sözler sana söylenmezmiş, söylenemezmiş gibi gelir hep. Kurağın ateşini söndüren, soluk aldıran, kapıları açan yaz yağmuru gibisin bana. Ama sıkılırsın diye söylemekten kaçınırım.
Sayfa 124
Nazik olmak, kuvvetli olmaya asla engel değildir. En keskin kılıçların üzerinde bile zarif süsler vardır. İstanbul'u fetheden kahraman Fatih'in Galata güzellerine gazel söyleyen usta bir şair olduğuna kim inanır?
Kuşlu Gazel
Koyup zarfın içine, üstünü acıyla pulladım Sana bir sevinçlik menevişli kuş yolladım Son kuşlarımdı bunlar, dedim telef olmasın Geçti artık göğsümde kuş barınmaz anladım Esti rüzgar bozuk bozuk, örselendi yüreğim Eksik gedik ne varsa ezberden tamamladım Bende sönen şavkıması sürsün diye yaşamın Bu kuşları senin için gözlerimde sakladım Bu kuşları senin için gözlerimde sakladım Son kuşlarımdı bunlar, dedim telef olmasın Geçti artık göğsümde kuş barınmaz anladım Bende sönen şavkıması sürsün diye yaşamın Bu kuşları senin için gözlerimde sakladım Bu kuşları senin için gözlerimde sakladım Kim sürmüş Altıok Metin dünyanın sefasını Kirletilmiş bir zamanı yürürken adım adım
Metin Altıok
Metin Altıok
"gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak sen bir şehir olmalısın ya da nar belki granada, belki eylül, belki kırmızı gövden ruhunun yaz gecesi mi ne çok idil, çok deniz, çok rüzgâr çocukluğun tutmuş ta yine âşık olmuşsun sanki bana, sanki ah, sanki olur a aşk bile dolduramaz bazı aşıkların yerini diye övgü, diye sana, diye haziran heves uykudaysa ruh çıplak gezer gazel bundan, keder bundan, sır bundan gözlerin şehirden yeni ayrılmış gibi dolu, gibi ürkek, gibi, konuşkan hadi git yeni şehirler yık kalbimize bu aşktan.."
Reklam
Sevi yaşanmakta olandır. Sevi ile özgürlük biribirini azdırır, biribirini yokedebilir. Sevinin zamanın geçişine dayanamadığını sanabiliriz. Oysa özgürlükle bağdaşmasının da, zamana dayanmasının da olanaklı olduğunu öğrenebildim sonunda. Olanaklı; yeter ki… Her “yeter ki…” gibi dile kolay ya, yeter ki o seviyi yaşayanlar, onu yaşadıklarını sanmanın ötesine geçebilecek ölçüde biribirini seveler, sevebileler, onu yaşamanın gerektirdiği özveri, özgeçi ile özgürlüğün hakkını verebileler. Şuncacık olsun hak geçmesine, yenmesine, izin vermeksizin.
Sayfa 59
Seni bilmek ne uzun kelime ne acaip ilgi Ama ben nice göz nice deniz nice gazel Lerimle gördüm lerimle bildim lerimle becerdim o işi
Sayfa 42
Gazel 4
Mende Mecnûn’dan füzûn âşıklık isti’dâdı var.. Âşık-ı sâdık menem Mecnûn’un ancak adı var..
Az konuşan, yalnızlığı asıl durumu bellemiş insanların çok konuştuklarını farkettiklerinde birden utanıp susmalarına benzettim susuşunu.
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.