Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Konuşma becerisi insanoğluna düşüncelerini gizleyebilsin diye verilmiştir. ( Voltaire)
Hayattaki en zor şeylerden biri kalbimizde dile getiremeyeceğimiz kelimeler olmasıdır. ( Eral Jonas)
Sayfa 210Kitabı okudu
Reklam
Bir çocuğun kuralları koyan büyüklere ve her şeyin nasıl olması gerektiğini bilen Tanrı 'ya saygı duyması gerektiğini biliyordum ama ikisinin de pek iyi bir iş çıkarmadıkları düşüncesini aklımdan atamıyordum.
Sayfa 136Kitabı okudu
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
340 syf.
·
Puan vermedi
Tarihi kurgu
Çok güzel bir tarihi kurgu romanı. Bosna Savaşını anlatıyor temelde. Ama Hırvatistan Sırbistan Slovenya Karadağ derken bütün Balkanların haritası çıkartılıyor aslında. Balkanlara ilk yerleşen İliryalılardan Bosna savaşına kadar bilinmesi gereken çoğu şey kurgunun içine yedirilmiş. Bosnalıların Bogomil inancı ile müslümanlığın benzerliği sayesinde
Sevdalinka
SevdalinkaAyşe Kulin · Everest Yayınları · 202012,9bin okunma
1. Dünya Savaşı adı ilk kez savaştan birkaç yıl sonra alaycı ve uzak görüşlü bir gazeteci tarafından türetilmişti. "1. Dünya Savaşı" terimi, savaşın yarım kalmış bir mesele olduğunu, ardından başka bir savaşın kaçınılmaz olarak geleceğini ima etmesi bakımından yerindeydi. Bu endişe 1919 yılında hayli yaygındı. Daily Herald gazetesi, Versailles Antlaşması'nın imzalanmasının hemen ardından, Wilson, Clemenceau ve Lloyd George'u konferans salonundan çıkarken gösteren bir karikatür yayımlamıştı. Karikatürde birbirlerine şöyle diyorlardı: "Ne garip! Sanki bir çocuk ağlaması duyuyorum." Tabii ki bir sütunun arkasında bir oğlan çocuğu bağıra bağıra ağlıyordu. Çocuğun başı üzerinde ise "1940 tertibi" yazılıydı.
Sayfa 187 - Kırmızı Kedi YayıneviKitabı okudu
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
"İçimde seyahate çıkan insanların üzüntüsü, sevinci vardı." Sait Faik'in Tüneldeki Çocuk hikayesiyle başlayan bu kitabında toplam 17 hikayesini ve kitabında sonunda Salah Birsel'in Sait Faik için yazdığı Sait Adında Bir Balık isimli yazısını okuyoruz. Lüzumsuz Adam'daki hikayelere göre daha çok sevdiğim hikayeler oldu bu kitaptaki hikayeler. Bir çocuğun trene binişindeki heyecanını anlatan Tüneldeki Çocuk ile başlayıp İstanbul'un çeşitli mekanlarında çeşitli insanlarını gözlemleyerek yazılmış diğer hikayelerle devam ediyoruz. Kimi zaman bir Ketenhelvacı, kimi zaman bir gazeteci, kimi zaman bir güzellik yarışması, kimi zaman bir kütüphane konu oluyor bu hikayelere. Rakı Şişesinde Balık Olmak İsteyen Şair ile de Orhan Veli'yi anmış oluyor Sait Faik. Bu defa hikayelerde biraz halktaki yoksulluğa daha çok dikkat çekmiş gibi geldi bana. Bozuk paralar için birbirine giren dilenciler, fabrikada insanüstü koşullarda çalışan insanlar, açlıktan bayılan bir kadın oluşturuyor hikayeyi. Bazen de önemli sanat eserlerine değiniyor, resimden, edebiyattan bahsediyor. Kısa kısa hikayelerden oluşan Tüneldeki Çocuk kitabını diğer kitaplarına göre daha çok sevdim Sait Faik'in. Tavsiye edebileceğim bir kitabı oldu diyebilirim. "Güzel bir şiir okunduktan sonra insan bir zaman susuyor, konuşamıyor."
Tüneldeki Çocuk
Tüneldeki ÇocukSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,312 okunma
Fabl
"Hayatın da bir adâleti vardı. Zulmedenler de mutsuzluğu tadardı." "Gazeteci Sterepodon" adlı fablımdan
... Sünneti tarih, din, etik ve çocuk hakları açısından sorgulayan bir araştırma kitabı yazan Kaan Göktaş, gazeteci Damla Çeliktaban'a verdiği röportajda sünnetin tarihçesinin Afrika dinlerine uzandığını, Yahudilerdeki geleneğin ise köle ve mahkûm olarak sürülmelerinden kaynaklandığını söylüyor: Ana tanrıçaya kendini adayan erkek rahipler, kendi kendilerini hadım ederek penislerini kurban sunarlardı. Sünnet bu ritüelin modern hâlidir. Mısır'da köleler ve mahkûmlar, bir aşağılama yöntemi olarak sünnet edilirdi. Musa'nın Mısır'dan çıkardığı insanlar köleler ve mahkûmlar olduğu için, hepsi sünnetliydi. Bunu toplumsal bir işaret olarak gördüler ve devam ettirdiler. Bu şekilde de Tevrat'a girdi. Hıristiyanlık'ta yer almadı. İslamda ise kesinlikle yok.
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.