Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gazi Mustafa Kemal, Türk milletinin önünde ilerleyen bir zafer bayrağıdır. Bu bayrak bugün de, yarın da, öbür gün de bütün güçlükler üstünde yükselecek ve hep yenecektir.
Sayfa 41
“Tek bir prensibimiz var, o da bütün sorunlara Türk gözüyle bakmak ve Türk menfaatlerini gözetmektir.” -Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Reklam
Mahmut Esat Bozkurt: "Bir gün Çankaya'da bir milletvekili arkadaşla Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün huzurunda idik. O zât, Enver aleyhinde atıp tutmaya başladı. Gazi sözünü kesti ve şunları söyledi: 'Enver bir güneş gibi doğmuş, bir gûrub ihtişamıyla batmıştır. Bunun ortasını tarihe bırakalım.'..."
Sayfa 406Kitabı okudu
Enver Paşa ve Mustafa Kemal Paşanın Birbirleri Hakkındaki Düşünceleri
Bu iki büyük insanın, birbirleri hakkındaki düşüncelerini, Enver Paşa'nın ve Mustafa Kemal Paşa'nın çok yakınlarında bulunmuş iki insanın anlattıklarından dinleyelim: "Birgün İçişleri Bakanı Talat Beyle Bakanlık makamında oturuyorduk Enver Paşa da geldi; cepheleri teftişten geliyordu. Talat, Enver'den sordu: 'Enver sen atak bir adamsın. Bir gün bir cephede kalabilirsin. Biz de bu badireye girmiş bulunuyoruz. Öyle bir emrivaki karşısında orduyu kime emanet edelim. Bu hususta fikrini bilmek isterim.' dedi. Cevaben Enver, tereddüt etmeden, 'Mustafa Kemal'e' demişti. "Ölmesinden birkaç ay önce İzmir Milletvekili Mahmut Esat Bozkurt'a, Talat'ın sorusunu ve Enver'in de yukarıdaki cevabını nakletmiştim. Merhum, 'Ben de sizr Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Enver hakkınfa şahit olduğum sözlerini söyleyeyim.' dedi ve ekledi: 'Bir gün Çankaya'da bir milletvekili arkadaşla Gazi'nin huzurunda idik. O zât, Enver aleyhinde atıp tutmaya başladı. Gazi sözünü kesti ve şunları söyledu: 'Enver bir güneş gibi doğmuş, bir gurûb ihtişamıyla batmıştır. Bunun ortasını tarihe bırakalım.'..." Atatürk döneminin ünlü Adalet Bakanı, hep şöyle dermiş: "Mustafa Kemal, Talat, Enver; bu üçüne uzanan dilleri kudretim olsa kökünden keserdim."
Sayfa 406Kitabı okudu
Gazi Mustafa Kemal, Türk milletinin önünde ilerleyen bir zafer bayrağıdır. Bu bayrak bugün de, yarın da, öbür gün de bütün güçlükler üstünde yükselecek ve hep yenecektir.
Gazi Mustafa Kemal, Türk milletinin önünde ilerleyen bir zafer bayrağıdır. Bu bayrak bugün de, yarın da, öbür gün de, bütün güçlükler üstünde yükselecek ve hep yenecektir.
Reklam
(Cemal Granada anlatıyor), Gazi Mustafa Kemal Atatürk, kimsenin inancına karışmaz, dindar kişilere saygı gösterir, yobazlara, softalara çok kızar, din kavramının sömürülmesine izin vermezdi. Allah ve Peygamber konuları, Atatürk'ün yanında tartışma konusu yapılamazdı. Bir gece sofrada peygamberi küçültür şekilde konuşmalar yapılıyordu.
Sayfa 190Kitabı okudu
Gazi Mustafa Kemal, saf, temiz ve sade bir din anlayışı istemektedir. İslâm dinine sonradan girmiş her türlü safsata, hurafe ve boş inançlara karşı akılcı bir din anlayışını benimsemiştir. Bunun ilk adımını da Kur'an-ı Kerim'in milletin bütün fertleri tarafından okunup anlaşılabilmesini sağlamakla atmıştır. Cumhuriyetin kuruluşundan iki yıl bile geçmeden 21 Şubat 1925 tarihinde Meclis'teki bütçe müzakereleri sırasın- da Kur'an-ı Kerim'in meal ve tefsirinin, Hadis-i Şerif tercümelerinin devlet imkânlarıyla yaptırılması için talimat vermiştir. Bunun üzerine mealin Mehmet Akif Ersoy, tefsirin Elmalılı Hamdi Yazır, hadis tercümelerinin de Kamil Miras tarafından yapılması kararlaştırılmıştır. Ancak, Mehmet Akif daha sonra değişik gerekçelerle görevi bırakarak aldığı avansı iade etmiş, hem meal hem de tefsir yazma işi Hamdi Yazır tarafından yapılmıştır. Elmalılı Hamdi Yazır'ın hazırladığı 9 ciltlik tefsir 1935 yılında, Kamil Miras tarafından hazırlanan "Sahih-i Buhari Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercemesi" isimli 12 ciltlik hadis tercümesi de 1928 yılında yayımlanmıştır. Atatürk, Kur'an'ın Türkçe'ye çevrilmesinin şu gerekçeyle yapıldığını anlatıyor: "Türk, Kur'an'ın arkasından koşuyor, fakat onun ne dediğini anlamıyor. İçinde neler var bilmiyor ve bilmeden tapınıyor. Benim maksadım, arkasından koştuğu kitapta neler olduğunu Türk anlasın."
Sayfa 107Kitabı okudu
Ahmet Sünûsî'nin Milli Mücadele'deki Tesiri Atatürk, Libya'da olduğu günlerde, daha sonra milli bir kahraman olacak olan Ömer Muhtar'la ve daha sonra Anadolu'ya gelip Kurtuluş Savaşı'na katılacak olan Şeyh Ahmet Eş- Şerif Es-Sünûsî ile tanışıp dost olmuştur. Atatürk, İngiltere'nin, Fransa'nın ABD'nin
Gazi Mustafa Kemal Diyor ki: "Büyük dinimiz, çalışmayanın insanlıkla alakası olmadığını bildiriyor. Bazı kimseler zamanın yeniliklerine uymayı kâfir olmak sanıyorlar. Asıl küfür, onların bu zannıdır. Bu yanlış yorumu yapanların amacı, İslâmların kâfirlere esir olmasını istemek değil de nedir? Her sarıklıyı hoca sanmayın, hoca olmak sarıkla değil, beyinledir. Allah'ın emri çok çalışmaktır. Çalışmak demek, boşuna yorulmak, terlemek değildir. Zamanın icaplarına göre ilim ve fen ve her türlü medeniyet buluşlarından azamî derecede istifade etmek zorunludur."
Reklam
MEHMET RIFAT BÖREKÇİ Gazi Mustafa Kemal dönemi mühim âlimlerinden biri Mehmet Rifat Börekçi hocadır. Börekçizade Mehmet Rifat Efendi veya Soyadı Kanunu'ndan sonra, Mehmet Rifat Börekçi, Ankara'nın yerlisi ve müftüsü sıfatıyla, Kurtuluş Savaşı'na ve Mustafa Kemal Paşa'ya önemli destekte bulunmuş bir din adamıdır. Türkiye
Atatürk'ün Dönemindeki İslâm Âlimleri İle İlişkisi Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduktan sonra İslâm âlimleriyle ilişkisini kesmemiş ve birçoklarını T.B.M.M'ye taşımıştır. Yine değişik zamanlarda gerçek İslâm âlimlerinden istifade etmiş ve onlara hep sahip çıkmıştır. Milli Mücadele'nin ilk döneminde, her za- mankinden
10 Kasım Gazi'nin ölüm yıl dönümü.. Gazi de bir insandı. Etten kemikten bir insandı. Her insan gibi, doğdu, büyüdü ve öldü. Çok büyük olaylara imza attığı için diğer insanlardan farklıydı. Yedi düvele karşı savaş veren bir milletin başkomutanı olması, devletin farklı bir sistemle yeniden tesis edilmesi ve devrimler onu farklı kılmak için
Gazi Mustafa Kemal'in karşı olduğu şey her konuda olduğu gibi dinde veya eğitiminde olan taassupluk yani bağnazlıktır. Onun bütün ilke ve inkılâplarında hedef, hep tutuculuktan ulusu kurtarmak olmuştur. Bu nedenle dinin en temel kaynağı olan Kur'an söz konusu olduğunda, oldukça titiz davranan ve Kur'an öğretimi için büyük çabalar harcayan ve inkılâplar yapan Atatürk, birçok yerde değişik nedenlerle hep şu sözü söylemiştir: "Mukaddes mihrabi, cehlin elinden alıp ehlinin eline vermek zamanı gelmiştir." Gazi Mustafa Kemal, dine ve dinin kutsal değerlerine başta Kur'an'a saygı göstermiştir. Ancak, o, bağnazlığa ve din istismarcılığına savaş açmıştır. Yaşamı boyunca hiç kimsenin dinine inancına karışmamış ve din özgürlüğüne ne denli değer verdiğini şu sözleriyle açıkça açıklamıştır: "Türkiye Cumhuriyeti'nde her reşit dinini seçmekte hür olduğu gibi, muayyen bir dinin merasimini de uygulamakta serbesttir. Yani ayin hürriyeti korunmuştur. Tabiatıyla ayinler asayiş ve umumî adaba aykırı olamaz; siyasî nümayiş şeklinde de yapılamaz."
T.B.M.M’nin Açılışı Duayla Yapıldı Gazi Mustafa Kemal'in İslâm dinine ne derece önem verdiğini ispatlayan belgelerden biri de 23 Nisan 1920 Cuma günü yapılan Büyük Millet Meclisi'nin açılışıdır. T.B.M.M'nin açılışının yapılacağını bildiren açıklama 21 Nisan 1920 tarihinde bütün Türkiye'ye gönderilmiştir. Gazi Mustafa Kemal
81 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.