Umut ekilip yoksulluk biçilen güzel ülkem...!
-Yansın karanlıklar dedim, başını maviye yaslayınca gece aydınlığa yasak koydular. Saçları bukleli, gözleri kavuniçi bir güneş çizdim dağın doruğuna, daha doğmadan vurdular. . Aydınlık yanından hayatın, her sözü karanlığa sıkılmış kurşun olan yeni bir yüz çizdim, Yakama sarılıp, kim bu diye sordular. Kanayan yaralarımıza parmak basan, kaleminin minneti olmayan bir dost dedim. Bu kez de elimden kalemi alıp kırdılar. . -Ah ben sana ne desem, ne desem, çığlığına nasıl ses versem...! Dilimin ucunda güneş gibi parlıyorsun, Umut ekilip yoksulluk biçilen güzel ülkem...!-
• Denedim; Gördüğümü görmesini diledim, Gördüğüme kördü, Sözlerime sağır, Çabalarıma dilsiz... Direndim; "Yüreğine ektiğin günah tohumlarından kurtulup toprağını nadasa bırak, Bırak ki verimli tohumlara gebe kalsın," dedim; Dinlemedi. Direndim: "Ucu kırılmış kalemle yazılan senaryo tutmaz,"dedim, "Değiştir o kalemi." Dinlemedi. Ve son nefesimle, "Keşmekeş bir gece vakti bu, Adımların sarhoş, kurulan bozuk, dur," dedim. Gitti! •
Reklam
-Yansın karanlıklar dedim, başını maviye yaslayınca gece aydınlığa yasak koydular. Saçları bukleli, gözleri kavuniçi bir güneş çizdim dağın doruğuna, daha doğmadan vurdular. . Aydınlık yanından hayatın, her sözü karanlığa sıkılmış kurşun olan yeni bir yüz çizdim, Yakama sarılıp, kim bu diye sordular. Kanayan yaralarımıza parmak basan, kaleminin minneti olmayan bir dost dedim. Bu kez de elimden, kalemi alıp kırdılar. . -Ah ben sana ne desem, ne desem, çığlığına nasıl ses versem...! Dilimin ucunda güneş gibi parlıyorsun, Umut ekilip yoksulluk biçilen güzel ülkem...!-
-Ah ben sana ne desem, ne desem, çığlığına nasıl ses versem...! Dilimin ucunda güneş gibi parlıyorsun, Umut ekilip yoksulluk biçilen güzel ülkem...!- . -Yansın karanlıklar dedim, başını maviye yaslayınca gece aydınlığa yasak koydular. Saçları bukleli, gözleri kavuniçi bir güneş çizdim dağın doruğuna, daha doğmadan vurdular. . Aydınlık yanından hayatın, her sözü karanlığa sıkılmış kurşun olan yeni bir yüz çizdim, Yakama sarılıp, kim bu diye sordular. Kanayan yaralarımıza parmak basan, kaleminin minneti olmayan bir dost dedim. Bu kez de elimden, kalemi alıp kırdılar. .
İnsanların geçmişte kalan her şeyin hep bir hata ve ileriye bir hazırlıktan ibaret olduğunu sanmaları genel bir delilik hali herhalde ve sanırım soğuk bir kalemi sıcak, yaşayan elime alıp da kuru bir kâğıdın üstünde yaşıyor olduğumu anlatmaya çalışırken kendi göstermiş olduğum cüreti de anlıyorum.
-Yansın karanlıklar dedim, başını maviye yaslayınca gece aydınlığa yasak koydular. Saçları bukleli, gözleri kavuniçi bir güneş çizdim dağın doruğuna, daha doğmadan vurdular. Aydınlık yanından hayatın, her sözü karanlığa sıkılmış kurşun olan yeni bir yüz çizdim, Yakama sarılıp, kim bu diye sordular. Kanayan yaralarımıza parmak basan, kaleminin minneti olmayan bir dost dedim. Bu kez de elimden kalemi alıp kırdılar. -Ah ben sana ne desem, ne desem, çığlığına nasıl ses versem... Dilimin ucunda güneş gibi parlıyorsun, Umut ekilip yoksulluk biçilen güzel ülkem...
Reklam
402 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.