''Evet, şey, kim bilir? Belki de uzun ömürlülüğün en önemli sırrı, sağlıklı bir banka hesabıdır.''
Tess Gerrıtsen kalemi, olay döngüsü, yaşattığı duygular samimi ve gerçekçi hissettirebilen ender yazarlardandır benim için. Normalde her okuduğum polisiye de katili başlarda anlardım. Lakin bu Tess'in kaleminde kesinlikle sona kadar herkesten şüphe duyuyorum, ne çıktı ne çıkacak diye soluksuz okuyorum . Üzerimde oluşan gerilimi anlatmak bile istemiyorum. İşte Tess böyle bir etki bırakıyor üzerimde.
Gece Nöbeti okuduğum en iyi romanlarından biri oldu. Gerilim konulu bir tıp filmi izler gibi okudum. Tek problemim tıp terimlerinin biraz fazla olmasıydı onun dışında kendimi Dr. Toby Harper gibi hissederek Stetoskopumla ortalıkta dolandım. Gelelim konuya;
Dr. Toby Harper Alzheimer hastalığına yakalanan annesi ile beraber yaşayıp, bir yandan mutsuz kız kardeş rolünü oynayan, geceleri de Boston Springer hastanesinin acil servisinde çalışan kadın doktorumuzdur. Bir gece sabah beş sularında garip tramvatik davranışları olan 70 yaş üstünde bir hasta gelir. Hastanın davranışlarındaki tuhaflığı incelerken başka bir olay olur. Bu sırada hasta birden ortadan kaybolur. Hastanın ortadan kaybolmasını meslektaşı Dr. Dvorak ile araştırmaya başlayan Harper bir komployu ifşa ettiğinin ve başının belaya girdiğinin farkında bile değildir. Gerilim dolu olaylar buradan başlıyor.
Daha da açıklarsam spoiler vermekten korkuyorum. O yüzden aranızda hala Tess ile tanışmayan varsa ve polisiye tutkunuysanız mutlaka tanışın! Mutlaka :)