Yalnızlık Güneş batmakta ovada geçenin Gölgeleri büyür, büyür sararır. Ağaçlıklar akan sular bir serin, Rüzgar ile dalgalanır kararır.
Yaz akşamlarında o anı bilirsiniz kapalı odada; tavanın döşemelerinden sızan o belirsiz pembe ışığı ve masanın üzerinde yarım kalmış şiiri - hepsi iki dize, belli bir özgürlüğün, belli bir bağımsızlığın, belli (ama elbet görece) bir ölümsüzlüğün, tatlı bir yolculuğun yerine getirilmemiş sözü. Dışarıda, sokakta, şimdiden gecenin çekiciliği, tanrıların, insanların, bisikletlerin ağırlıksız gölgeleri, yapı yerlerinde paydos saati gelip genç işçilerin aletleri, nemli parlak saçları, yıpranmış giysilerinde küçük kireç lekeleriyle akşamın sisine karışıp tanrılaştıkları zaman.
Reklam
Gecenin Gölgeleri Her insanın bir başkası için sonsuz bir muamma oluşu üzerinde düşünülmesi gereken muazzam bir hakikattir. Gecenin bir yarısı büyük bir şehre girdiğimde, karanlıkta kümelenmiş evlerin her birinin kendine ait sırlar barındırdığını, bu evlerin her bir odasının bir sırrı olduğunu düşünürüm; orada çarpan yüzlerce, binlerce yüreğin her biri, en yakınındaki için bile bir muammadır! Ölümün korkunçluğunun bir kısmı da bundandır. Öldüğümde çok sevdiğim bir kitabın sayfalarını artık çeviremez olacağım, bu yüzden de ölmeden önce hepsini okumuş olmaya dair nafile bir umut besliyorum. Bir an ışık vurduğunda yüzeyin altındaki hazinelerin ve batıkların hayal meyal göründüğü şu dipsiz suyun derinliklerine bakamayacağım. Zira ben henüz tek sayfasını okumuşken kitabın aniden kapanacağı çoktan yazılmıştır. Yüzeyinde ışıklar oynaşırken, suyun sonsuza dek donmasıa hükmedilmiştir;bense kıyıda öylece kalakalmaya mahkumum.
Böylece, ışığı giderek zayıflayan küçük fener ormanının altından, koca yıldız ormanının altına doğru ilerlediler. Hareketsiz ve ebedi ışık kemerinin altındaydılar; ışıklar bu küçük dünyadan öyle uzaktı ki, âlimlerin dediğine göre ışınların bile bundan haberdar oldukları şüpheliydi, uzayda her şeyin bitip yok olduğu bir noktaydı sanki bu; gecenin gölgeleri genişleyip koyulaştı. Bütün o soğuk ve sarsıntılı yol boyunca, gün ağarıncaya dek, gölgeler bir kez daha Mr. Lorry'nin kulağına eski soruyu fısıldadılar: "Umarım dirilmek istiyorsunuzdur, öyle mi?" Cevap aynıydı: "Bilemiyorum."
Dünyada olan bitene tamamen kayıtsız, ebedi yıldızlardan oluşan bir kubbenin altındaydılar; yıldızlar,şu küçücük dünyadan öylesine uzaktaydı ki kimi alimlere göre ışınlarının dünyaya ulaşıp ulaşmadığı bile şüpheliydi; her türlü çilenin çekileceği, her şeyin mümkün olduğu ücra bir noktasındaydılar uzayın ve gecenin gölgeleri kocaman ve kopkoyuydu.
Sayfa 62 - İş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Canavar bakışlı ruhlar gibi Yatağına geleceğim tekrar; Süzüleceğim yanına kadar, Dört yanım gecenin gölgeleri. Öpecek, öpeceğim, esmerim, Seni aydan soğuk öpüşlerle, Nasıl sürünür, bir gibi yerle, Yılan; seni öyle seveceğim. Vaktaki soluk bir gün doğacak Boş bulacaksın yattığım yeri, Ki bütün gün soğuk kalacaktır. Hayatın, gençliğin üzerinde Sevgiyle hükmeder başkaları, Bense hükmedeceğim, dehşetle.
Reklam
573 öğeden 481 ile 490 arasındakiler gösteriliyor.