Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.13
248 syf.
·
Puan vermedi
Nerden başlasam hangi duyguyla yazsam bilemedim. Bu yazıyı okuyan sevgili okurlar yazacaklarım kitap inceleme değil. Sadece duygularımı yazmak istiyorum. Kitap Tarihi bir roman Yavuz Sultan Selim’le bir mahkumun 16 günde iki saatlik konuşması. İnsan ömrünü nelere heba ediyor ne idealler peşinde koşuyor , hırs , öfke , intikam , para ve sonunda hep pişmanlık. Okuduğumuz kitaplar bize yol gösterici oluyorlar ama biz illa o hataları yaparak hayatı yaşıyoruz. İslender Pala’nın ilk defa bir kitabını okudum. Ve akıcı diliyle boğmayan ilerleyişi ile diğer kitaplarıylada tanışacağım garanti... Kitapla kalın... Geceniz güzel olsun...
Herkese selamlar, geceniz içiniz kadar güzel olsun.
Bu gece yeni tanıştığım bir yazarın, kitabından bahsedeceğim...
#aşklagülümse sandığımız gibi (en azından benim sandığım gibi) kişiler arası bir aşk değil. Yani iki sevgili bulamayacaksınız.
Bir insan hayal kurar ve hayali için her şeyden vazgeçer mi? Evet vazgeçer ve bu vazgeçişler sonrası içsel durumlarda olmak üzere @mertgulercom Beyefendinin hayatta başına gelenler, tüm bunlara rağmen azim ve çabayla hayatta karşı savaş ve aslında kendinle barışla dolu bir kitap.
Benim için kitabı değerli kılan ise Hz. #mevlana ile bu kadar içten bağ kurup onlarıda hayatının bir parçası yapmış olmasıydı.
Beni sıkan ise dediğim gibi ben bir aşk romanı bekliyordum beklediğim gibi bir aşk bulamadım ayrıca yogadan bu kadar derinlemesine bilgi vermesi beni biraz bunalttı. Ama onca bilgiyi ele almış olması gerçek bir öğretmen, iyi bir eğitimci olduğunu önümüze koyar.
Hayata gülümsemek isteyenler için onlarca pratik var diyebilirim kitapta daha doğrusu süreçler var desem daha doğru olur.
İster yoga yapın ister kitap okuyun ama emin olun hayata gülümseyeceğiniz ya da sizi gülümsetecek şey sizin içinizde saklı, benim hayata gülümseme sebebim kalbimin en güzel yerinde tahtı olan biridir. Kendinizi keşfedin sizi mutlu eden ve hayata karşı gülümseten şeyi bulun...
Herkese keyifli okumalar dilerim. Sağlıkla kalın...
Sevgili okuyucular iyi geceler dilerim,
Ben kitap incelemelerinde duygu yönünden tesiri olmuş kitapları yazmayı seviyorum ve Kamelyalı Kadın ile karşınızdayım...
Kötü kadınları hoş gören saygın Dumas amcamız buna annesi ile başlamış. Anne ve babası evli değilken doğmuş ve çevresi annesini o kötü kadınlardan saymış. Çocukluk çağlarında küçük Dumas'ımız bu baskıyı akranlarından çok çekmiş. Bu yüzden de 'kötü kadınlara' saygısı ve hoşgörüsü hep olmuş. Aslında ne çilelerle hayata tutunmaya çalıştıklarını bizlere de bu kitabı ile ulaştırıyor.
Kendi yaşadıklarını anlatıyor kitabında. Baş karakterimizin adını değiştiriyor kamelyalı kadınımızın yani.
Kitaba gelecek olursak çok duygusu tesir eden bir kitap. Duygulara kapılıp gidiyor içi burkularak insanın. Armand ve Kamelyalı kadın aşkı mutluluğu bir süre bulabiliyorlar ama yine gölge düşüyor. Maalesef her masalın sonu iyi bitmiyor. Burada olduğu gibi.
Armand çok zengin olmayan orta halli bir ailenin oğludur, onun harici Marguerite bir köyde sefil hayat yaşarken düşer bu yollara. Başta onu her hali ile kabul etmesini isteyen Marguerite de zaman sonra aynı aşkı duyar Armand'a ve bu hayattan sıyrılabileceğini düşünür. Ki bunu belli bir süre yaparlar da belki dış etkenler olmasa yapmaya devam da edebilirlerdi. Şayet Armand'ın babası durumdan hoş olmayarak mutluluklarını gölgeler. Hasta olan Marguerite hayata fazla tutunamaz ve ölür.
Bu hoş kitabı okuyacak arkadaşlara iyi okumalar dilerim. Geceniz güzel olsun efenim:)
Merhaba sevgili kitap dostları iyi akşamlar.Kadir geceniz mübarek olsun.Size Paul Auster’in 4 3 2 1 isimli adeta Yazarın zirve yaptığı eserinden bahsetmek istiyorum.
Tuğla kalınlığındaki bu yapıt (1127 sayfa) daha baştan okurun gözünü korkutmakla başlıyor işe. Elimizde tutmakta bile zorlandığımız bir kitaba onca para verip, zaman ayırıp beğenmezsek ya da zor geldiği için yarım bırakırsak? Bu denli hacimli bir kitapla karşı karşıya kalan her okurun buna benzer bir kaygı duyması son derece anlaşılır.Keyifli bir kitap yaklaşık bir hafta gibi bir sürede okudum.Bana göre kitabın en güzel tarafı bir almanak olması. nixon, vietnam, öğrenci hareketi, okul protestoları, siyah hareketi, çiçek çocukların başlangıcı, direniş hareketinin çok iyi okuyucuya aktarıyor.Ve bir de edebiyat sevenler için adeta deli bir okuma listesi sunuyor.
Herkesin zevkine hitap etmeyecek bir Paul Auster harikası.Bunun gerekçesi olarak kitabın eninin boyuna yakın olmasını gösterebilirim.Ayrıca olayların kitap içeriğinde farklı bir biçimde anlatılması da eklenince şayet okumak için bolca vaktiniz yoksa araya girecek duraklamalar kitap hakkında negatif yönde yorumlar oluşturmanıza neden olabilir.Fakat okumak için kendinizi hazır hissettiğiniz anınızda başlar ve zaman yönünden de kısıtlamanız yoksa harika bir okuma deneyimi ile karşılaşacaksınız.Kitapla kalın dostlar
Kendinizle yüzleşiyorsunuz ve bütün sorumluluk size ait. Sanırım kitabı bir cümleyle anlatsam o cümle bu olurdu.
Okurken bi' an kalbim sıkıştı. Kitabı bırakıp da gidemezdim. Sonra okurken bir şey oldu. Artık kalbim sıkışmıyordu. Düzlüğe çıkmıştım. Aradığımı bulmuştum çünkü.
İnsan olmak uzun bir yol ve bu yol da eksiklerimiz o kadar çok ki. Okurken, yaşadığım ve adını koyamadığım, 'bu nedir acaba' dediğim duyguları tanımlama imkanı buldum. Birçok şeyin cevabı bu kitaptaydı ve bense eyleme geçmeliyim artık.
Bazı yerlerin daha fazla detaylandırılabileceğini ve belki birkaç tavsiye verilebileceğini düşündüm okurken. Çünkü bu kitabı okumak elinize pimi çekilmiş bir bombayı bırakmak gibi. Ölüyorsunuz, tekrar dirilmek üzere.
Bense okurken kaç kez öldüğümü unuttum bilmiyorum.
Uzun zamandır o kadar çok okumak istiyordum ki bir rahatlık hissi yok değil üstümde.
Kendimin en iyi bir hali olmaya çalışırken bu kitabı unutmamayı diliyorum.
İçimde bilmediğim boşlukları doldurdum ben, belki size de iyi gelir.
Yolunuz düşerse bi' bakın derim.
Geceniz güzel olsun.
Selamlaaarrr!! Umuyorum ki geceniz fazlasıyla güzeldir. Bugün odak noktamız olan kitap; aynı gökyüzünün kıyameti. Koray yersüren biliyorsunuz ki gözlük serisiyle ünlenmiş ve wattpadde yazan bir yazardı. Watty kitapları okumayı yıllar önce bırakmış biri olarak söylüyorum ki siteye karşı ve kitaplarına karşı fazlasıyla büyük bir önyargı söz konusu. 15 ila 18li yaş aralığında olan gençlerin çoğunluğuna okumayı sevdiren bir site olduğunu kesinlikle belirtmek isterim. Belki bu sözlerim biraz olsun kırar önyargınızı. Gelelim yazara. Yazar bana kendini fazlasıyla sevdirdi. Ben ki fantastik kurguya bayılan biri olarak; kitabını fazlasıyla başarılı buldum. Ve üstelik konusu bu dönemde okunabilecek bir kitap. Gerçekten güzel denk geldi. Kitaptan da bahsedeyim sizlere. Nüfus popülasyonunu düşürmek ve yeni bir insanlık devri başlatmak amacıyla kurulan bir örgüt söz konusu. İnsanlıkta yeni bir çağ başlatmak isterlerken aslında özümüzü örnek almamızı sağlıyor bu örgüt. Ne kadar güçlüysen o kadar hayatta kalırsın denilebilir. Savaşçı olanlar kazanıyor, güçsüz olanlar ise yok oluyor. Doğada olduğu gibi. Ben bayılarak okudum, kesinlikle tavsiyemdir indirimde alma fırsatım oldu. İndirimde gözünüze çarparsa bir şans vermenizi kesinlikle isterim. Sevgilerle!
Eylül ayı ilk eser yorumu ile hepinize merhabalar. Açılışı değerli hocam @ysrzdmrrr kaleminden çok güzel ve heyecanın üst seviyede olduğu Kilit eseri ile yaptım.Yazar ile tanışma eserimiz oldu ve çok sevdim kalemini.
Farklı ülkelerde başka yaşamlara sahip ama aynı amaç uğruna bir araya gelen insanların hikâyesi Kilit. Şifreli bir mesaj var ve
Minik kitabım benim. Kuzenimin paylaştığı alıntıya "Ay bu neymiiiş" diye heyecanlı girişimimden sonra, "Tolstoy canım benim.." diye başlayıp "...zaten Tolstoy'un her kitabını okumalısın..." diye devam eden öğüt zincirine maruz kaldığım kitabım. Beğendiğim birkaç kısım vardı ancak "Amaan telefonum uzakta. Resmini çekemem, sayfa numarasını unutmayım bari." diyip ertesi gün hafızamda sayıların yerini tozlar aldığı için alıntı paylaşamıyorum maalesef. 83 sayfacık kitabımı !!Tolstoy okuyun!! edalarıyla okumanızı tavsiye ediyorum tabi ki. İyi dileklerimle sözlerime son veriyorum. Allah herkese gönlündeki gibi bir ölüm nasip etsin arkadaşlar. Geceniz güzel olsun.
Bedia Tuncer 1961-1964-cü illərdə Bakırköy Ruh və Sinir Xəstəlikləri Xəstəxanasında personala savadlılıq təhsili verib. Digər tərəfdən, o, ruhi xəstələrin qayğısına qalaraq, ruhi xəstələrin yazdığı şeirləri tərtib edib, bu şeir kitabının nəşrini təmin edib. Ola bilsin ki, çap olunan ilk və yeganə şeir kitabı olsun, hekayəsi baxımından poeziya
