Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Monna   Rosa
Monna Rosa
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister. Ah senin yüzünden kana batacak. Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. Ulur aya karşı kirli çakallar, Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa. Mona Rosa bugün bende bir hal var. Yağmur iri iri düşer toprağa, Ulur aya karşı kirli
Bu da Umutsuz Bir Mavi'den
Nefret Aynada yansıyan yüzüm soğuk bir bakış, Kendime olan öfke, içimi sarar kara bulut. Nefretin kölesi olmuş duygularım, Kaybolmuş bir labirent, içinde yitik bir kutup yıldızı. Gizlediğim gözyaşları geceye karışır, Kendi huzursuzluğumla dans ederim. Karanlık düşünceler, içimde bir zindan, Nefretin terk etmediği yalnız bir şehir. Kendime sorular, yanıtsız kalan dualar, Kendi içimde kaybolan bir yabancı. Gölgeler arasında yürüyen bu beden, Kendine düşman, nefretin hükmü altında.
Reklam
gitme o güzel geceye tatlılıkla ihtiyarlık yanmalı ve saçmalamalı gün kapandığında; öfkelen, öfkelen ışığın ölmesinin karşısında. akıllı adamlar, bilmelerine rağmen karanlık uygundur sonlarında, sözleri şimşek çaktırmamış olduğu için onlar gitmezler o güzel geceye tatlılıkla. iyi insanlar, son defa ellerini sallarlar, bağırarak ne kadar parlak dans edebileceğini güçsüz eylemlerinin yeşil bir koyda, öfkelenirler, öfkelenirler ışığın ölmesinin karşısında. vahşi insanlar güneşi uçarken yakalamış olan, ve öğrenen, çok geç, yas tuttuklarını ona yolunda, gitmezler o güzel geceye tatlılıkla. ağır hastalar, ölüme yakın, körleştiren görme gücüyle gören kör gözlerin gök taşları gibi alevlendiğini ve şen olmasını, öfkelenirler, öfkelenirler ışığın ölmesinin karşısında. ve sen, benim babam, orada hüzünlü dorukta, yalvarırım, lanet et, hayır dua et bana şimdi acımasız göz yaşlarınla. gitme o güzel geceye tatlılıkla. öfkelen, öfkelen ışığın ölmesinin karşısında. dylan thomas
Geceye bir şiir bırakıp kaçıyorum :) youtu.be/9gKL_GQ0VkY?fea... shared
Geceye birkaç satır
Bilinmez bir vefasızlığın cefasını çekiyor hayat, Birileri sürerken sefasını bambaşka diyarlarda, Yeşermeden henüz, tomurcukları döküyor heyhat, Sözler bundandır her an her saniye viranlarda. Oysa ne güzel düşler kurulmuştu geleceğe dair, Ansızın düşüşler çaldı tokmağı kırık paslı kapıyı, Kim bu? Ölüşlerin gülüşleri geçmesinde mahir, Çekerken köşe bucak, eyvah en zirvesinde acıyı...
Ömür Baki SUNGUR
Ömür Baki SUNGUR
Saçların Örülmüş Olmalı
Seni birden hatırlarım akşamlar içinde fevkalade tatlı bir sesin söylediği şöyle kolay dokunaklı aydınlık ve temiz gittikçe yakınlaşan bir melodi gibi kalbim artık ürperen bir mandoline benzer ne güzel şeydir seni hatırlamak saçların örülmüş örülmüş olsun ve beyaz ellerin geceye karşı çıplak porselen tabakta yıkanmış kayısılar yere düşmüş bir kitap bir şiir kitabı içinde hürriyetten bahseden mısralar insan bir düşünse ne çok şey bulabilir hatırlamak gülmek ve ağlamak için arzularımız nereye sürüklüyor bizi neredeydik hangi rüzgara karıştık ve şimdi ne tür manzaralar çekiyor karanlık içinde açılmış gözlerimizi saçların mutlaka örülmüş olmalı mektepli bir kıza benzemelisin aklında kimbilir kimden bir mısra gözlerin nur gibi parlasın saadetten
Reklam
Geceye Şiir Münacât Hüsrev Hatemi
Ve Tanrım şimdi sana yakın değilsek, Neyi değiştiriyor üzüntümüz? Neyi değiştirir ki üzüntümüz? Nedâmetsiz erişilmez mi mutluluğa? Ömür boyu aramaktan yorulmuş, Kapını çalacağız soluk soluğa; Senden bir ses gelecekse eğer, Ne soracaksa sorsun melekler. Bu gürültülü sessizlikten Diğer yanda çektiğimiz yeter.
Eritilemeyecek olan Tek bir söz aşka dair Hayata uzun bir veda Bir şiir dizesine Beynimde çakan kıvılcıma Tepemdeki gürültüye Bir dağ yamacındaki kır çiçeğine Eriyen maviliğe Çocuk seslerine veda Geceye, yıldızlara Açık bir tren penceresinde Şarkılar söylemeye Okuduğum, okuyamadığım Kitaplara şiirlere Bir otel odasında yalnızlığa Delice sevişmelere Yakıcı ayrılıklara Uzun, upuzun bir veda
açık açık çağırır aşkını burada mı daha mı uzakta bütün bir geceye dayar aldığını öyle ki alın mübarek bir şeydir.
bir çiçek bahçesinde geceye durgun kalışın yağmur sıcağı gibi öptüm sonsuz gidişinden..
Reklam
Mona Rosa
Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak. Kanadı kırık kuş merhamet ister. Ah senin yüzünden kana batacak. Mona Rosa. Siyah güller, ak güller. Ulur aya karşı kirli çakallar, Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa.
Sebat
Çıkmıyor aklımdan gözleri Bana sebat ver ya Rabbi. Günışığı geceye nasıl sızıyorsa,gün nasıl her daim doğuyorsa ; öyle o'da aklımın ufkunda,her gün her vakitte daimi istikrarla koruyor kalbimdeki yerini. Günü gecesi de yok, aklımda dolanır durur. O dolandıkça kalbim sanki bir kuş olur,sonsuz mavi gökyüzünde kaygısız kanat vurur. Fakat işte yetmiyor düşünmek,özlemek kanırtıyor insanı. Eksik kalmanın sancısı benzemiyor hiçbir şeye. Tasvir edilmese dört kitapta ayet ayet, şüphesiz derdim ki cennet işte bu nazlı güzelin kendisi ve cehennem o güzelin yokluğunda geçen her saniye,onsuz gidilen her yer onsuz içilen her damla su... Ah , Allah'ım,söze başlarken de sana yalvardım sözü bitirirken de huzuruna kapanayım,sen ki canların canısın,huzurun kaynağısın,ruhların gıdasısın. Beni mahrum etme o şirin kulunun suretinden,elleri hiç eksilmesin ellerimden. Herkes söyler belki "ölmez kimse hasretten" fakat şu aciz kulun yaşarken ölüyor,onsuz kalırken. Yüzbin defa tekrar edip duruyorum ,söylenmeye değer tek söz olan onun adını. Söz uzadı,gece güne yaklaştı,geceyle gündüzü birleştirdiğin gibi bizi de öyle kavuştur ya rabbim. Gece senin,gündüz senin,ben senin o senin ...
Su Yangını-I
Ne yana dönsem siyah, sessiz, bitkin ve ırak Kalbe dokunduğunda her akşamüstü ölüm Kırıldı hüzne karşı taşıdığım son mızrak Meçhul bir mimar yıktı içimin sarayını Gözlerine bakınca geceye küstü ölüm Göğümden aldı bahar güneşini, ayını
Bu sevda dayanılmaz bir ağıttır zülfünde Rüzgârın her bûsesi içimde kurşun olur Yıldız kayar, ay susar geceye güldüğünde Dağda çiğdem solarken, çölde ceylan vurulur
Su yangını - l
Ne yana dönsem siyah, sessiz, bitkin ve ırak Kalbe dokunduğunda her akşamüstü ölüm Kırıldı hüzne karşı taşıdığım son mızrak Meçhul bir mimar yıktı içimin sarayını Gözlerine bakınca geceye küstü ölüm Göğümden aldı bahar güneşini, ayını Ey üzgün yalnızlığım, sineme bir baksana Ne münzevi bir kaygı, ne de mahrem bir resim Kaç zavallı dilenci elini açmış sana Omuzlarımda mağrur bir devin ağırlığı Aynaları arıyor yokluğunda adresim Kim duyar bir fanusun içindeki çığlığı
Sayfa 73 - TimaşKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.