Kitabın içeriğine geçmeden önce dışı hakkında kısaca konuşayım. Ben Dokuz Yayınları'nın baskısından aldım. Dış kapağı karton değil. Hangi madde olduğunu bilmiyorum ama oldukça güzel. Yine aynı zamanda kapak resmi de güzel. İç sayfalarının tasarımı da hoş. Fiyat olarak ise çok çok uygun. 6.25₺'ye aldım ben.
Şimdi kitabın içeriğine geçelim.
Kul artık uyanmalıdır, geçmişi yaşatmak, sana Şeytan’m sunduğu en büyük yemdir. Bu yüzden biz kin, nefret içinde sadece ve sadece kendimizi zehirliyor, Allah’ın verdiği yeni beyaz süt gibi tertemiz sayfayı göremiyoruz.
Uçurtma Avcısı; dünya üzerindeki temel değerleri, insanlar arası ilişkileri, hak mücadelesini, savaşı ve çocukları, şiddeti ve şiddet ile korkunun bir ülkeyi geçmişten geleceğe nasıl değiştirebileceğini iki kapak arasında anlatabilen bir insanlık monoloğudur.
İronileri de bir motif gibi farklı kurgularla karşımıza çıkaran bu anlatı, değişen
Evli, bir çocuklu kadın ve kocasının yanında çalışmaya başlayan genç erkek Ludwig ‘in,Yasak aşkla başlayan ve birbirlerine inanılmaz bir tutku duyan, bunları bastırmaya çalışırken işi sebebiyle 2 yıl ayrı yere gitmek zorunda olan Ludwig için herşey çok daha kötü geliceşek.Çaresizce mektuplarda devam ettirilmeye çalışılan aşk, patlak veren 1. Dünya Savaşı ve 9 yıllık ayrılık ve sonradan da tekrar kavuşma...
52 sayfalık bir kitap ama duygular ve betimlemeler o kadar derin ve içten ki hayran kalmamak imkansız.. Zweig farkı işte
Zamanın duygulara nasıl yön verdiği ,içinde ki aşkı ve tutkuyu ne kadar yaşatmak istersen de araya giren yaşanmışlıklar ve zamanın nasıl da herşeyi değiştirdiğini gözler önüne seriyor..kitapda da dediği gibi “Ne kadın eski kadındı, ne de adam eski adam”
”Issız eski parkta karlar içinde,
Arıyor geçmişi iki gölge”...
Geçmişe YolculukStefan Zweig · İş Bankası Kültür Yayınları · 202326,6bin okunma
Bir milletin nihai kaderi, teşkilat ve nizamdan çok fertlerin güç ve yeteneklerine dayanır. Zaten fazlasıyla teşkilatlı olan bir toplumda bireyler yok olma dercesine değin ezilmiş olurlar. Birey, çevresindeki bütün sosyal düşüncelerden yararlanır, kültürünü zenginleştirir, ama kendi gerçek ruhunu, benliğini kaybeder. Böylece geçmiş tarihe sahte ve münafıkça bir saygı duymak veya geçmişi yaşatmak için yanlış yollara baş vurmak, bir ulusun çöküşü ve yıkılışını önleme veya böyle bir yıkılıştan sonra bunu onarma çaresi değildir.
Madem insan kulağından beslenir ve kainat asla boşluk kabul etmez.
Ey garip sen de vücudun ülkesini boş bırakmayıp ateş-i aşkla âh eyle dem be dem.
Seyahat ediniz ki tertemiz olasınız zira suyun bile bir yerde çok kaldığında tadı, rengi, kokusu bozulur, güzelliği kaybolur.
O gül yaprağı toprağa düştüğünden beri yüreğimiz kor, içimiz Kerbelâ