El çırak, bülbül zihin.
Gülüşün, kaynağıdır mürekkebin.
Kızgın yapraklar, kıskanıyor seni.
Yazsam satırlara seni,
Ölü yaprak, meyve verir.
Görmeyen göz baykuş olur.
Lal dil, bülbül olur.
Koşu şampiyonu yılan olur.
Aslan uçar, kartal koşar.
Dağ merhametli, taş çocuk, kalpli,
Toprak gelin, gökyüzü damat olur.
Cihan yeni bir çağa tanık olur.
Küçük kalbim koca sevdasız kalır.
Olmaz olmaz, ama hiç olamaz..
Kimseler bilmesin seni ölürüm ha..
Ben bir kızı bir kere görmekle nasıl tanıyacağım? Yüzünü bile anlayamam. Sonra gelin yalnızca güzel mi olmalı? Ben bir kızı akıllı olmadıkça, iffetli olmadıkça, tabiatı iyi olmadıkça hiç kendime gelin yapar mıyım...
Kitabın adı Çölde İsyan değil de Çölde ihanet olmalıydı.
Arkeologluktan casusluğa, daha sonra Irak diplomatlığına kadar uzanan bir yolculuk. 1. Dünya savaşı sırasında bazı ülkelerin sınırlarını belirleyen, Gertrude Bell'den sonra şüphesiz en önemli kişilerden biriydi. Neredeyse hepimiz onu tanıyoruz, ama hiçbirimiz sevmiyoruz. Nefretimizi nasıl kazanmış gelin beraber okuyalım.
Yaşanan şeyler,