Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
*9 kişi ortak oldular Allahıda Onuncu ortak kıldılar.....*
Mısır’ın, fakirliğin, işsizliğin ve cehaletin kol gezdiği bir kasabasında açılan küçük bir tavuk çiftliği, zamanla büyüdü ve bölgeye hastaneler, okullar, üniversiteler, yurtlar, camiler ve demiryolu kazandırdı. Çiftliğin sahibi olan dokuz ortak bunun hikmetini hep Allah’tan bildiler. Çünkü onuncu ortakları Allah (c.c)’tı. Gerçek Hayat yeni
Ezberlik
Efendimiz sallallahu aleyhivesellem ve sahabeler bir mecliste otururken , Efendimiz sav. meclise gelen genç bir sahabeyi Hz Ebubekir ile kendisi arasında oturtur yani Hz Ebubekir'den öne geçirir. "Ya Ebubekir senin merteben büyüktür fakat ben bu genci nasıl arkaya koyayım. O herzaman bana tüm kainat adedince salavat getiriyor" 🌹 "Bu nasıl olur Ya Resulallah" diye sorulduğunda , O sahabe efendimizin bu salavat ile dua ettiğini ifade ediyor. Herşeyi ihata eden azim ve ezber edilesi bir salâvati şerife
Reklam
287 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
22 günde okudu
Öncelikle, merhum Mustafa Necati Bursalı’nın üslubuna alışmış biri olarak, peygamberler, sahabeler, hanım sahabeler ve nicelerini sırayla okuma ihtiyacı duyuyorum. Kitapları, bol bol ayet, hadis, tarih içeren; bir o kadar da roman tadında ilerliyor. Okuması da anlaması da herkes için kolay ve de lezzetli. (Kitaplar için en sevdiğim tanım
Hz. Hatice-i Kübrâ (Radıyallahu Anha)
Hz. Hatice-i Kübrâ (Radıyallahu Anha)Mustafa Necati Bursalı · Çelik Yayınevi · 2013732 okunma
ALLAHUEKBER
Mısırlı işadamı Salah Mustafa Atiyye Ziraat Mühendisi olduktan sonra tavuk çiftliği kurarak bugün Mısır halkının umudu oldu. Zengin olsam ne hayırlar yapardım; fakirlere yardım eder, yetimleri doyurur, gençleri evlendirir, memlekete okul, yol yaptırırdım diye iç geçirenlerin dikkatlice okuması gereken bir hikaye bu. Mesleğimiz ve sınırlı
Genç Kardeşim!
Sahabeler tarafından Hz. Peygamber (s.a.s) Efendimize "Ya Rasûlallah! En hayırlı adam kimdir?" diye sorulduğunda "Sizin en hayırlınız görüldüğünde Allah'ı hatırlatan adamdır."(İbni Mace, Zühd,4.) diye buyurmuştur.
Sayfa 38 - MGV YayınlarıKitabı okudu
Muhakkak okumanızı tavsiye ederim. Allaha emanet olunuz.
1991 yılında İlahiyat Fakültesi 1. sınıf öğrencisiydim. O yıldan beri aktif olarak vaaz ediyorum. Vaazlarımda gerek Efendimizden önceki kavimlerin, iman ettikleri için gördükleri fiziki ve psikolojik şiddeti, gerekse Efendimiz (as) ve ashabının Mekke müşriklerinden, münafıklardan ve yahudilerden gördükleri eza ve cefaları anlatırdım
Reklam
Şehre bakıyorduk denizden. Sisler içindeydi İstanbul... Sisler içinde deniz... Sisler içinde teknemiz. Sultanahmet’in minareleriydi görülen, Ayasofya’nın kubbesi, Topkapı Sarayı’nın kuleleri. Hiç yağmalanmamış, yıkılmamış, kirletilmemiş gibiydi şehir. Bembeyaz bir sisle örtmüştü doğa, ne varsa görüntüyü çirkinleştiren. Güneş doğmadan bir anlığına beliren bir hayal gibi... Büyülü bir bulut gibi... Bir masal imgesi gibi... Yeni kurulmuş bir kent gibi... Taze bir başlangıç gibi.... Genç, umutlu, güzel... Şehre bakıyorduk denizden... Çocukluğumuza bakıyorduk; Balat sokaklarında çığlık çığlığa... Haliç’in sularında kulaç kulaca... Komşu mahallelerin çocuklarıyla yumruk yumruğa... Papazın bahçesinden çalınan erikler, Anemas Zindanı’nda aranan hazine, Tekfur Sarayı’ndaki hayalet, Patrikhane’deki İsa Peygamber, Süleymaniye’de bayram namazı, ayazmadaki kutsal su, yatırlarda uyuyan sahabeler, Eyüp’teki mezarlar, denizden çıkarılan haç... Dar sokaklara yayılan yemek kokuları... Birbirinin külüne muhtaç komşular... İstanbul’a bakıyorduk denizden. Ölülerimizin yüzlerine bakıyorduk... Onların gözlerindeki kendi kederimize. Çaresizliğimize bakıyorduk, avuçlarımızda büyüyen zavallılığa, kanımızda filizlenen korkaklığa... Elimizden alınan hayata bakıyorduk... Güneşli günlerimize, umut dolu sabahlara, eğlenceli bahar akşamlarına... Sönen anılarımıza bakıyorduk, ölen hayallerimize, yıkılan düşlerimize... Sönen anılarımızı, ölen hayallerimizi, yıkılan düşlerimizi yüklenip, yorgun bir şilep gibi bizden uzaklaşan şehrimize... Şehrimizle birlikte yitirdiğimiz kendimize bakıyorduk...” Ahmet Ümit/ İstanbul Hatırası
Usame Ordusu
Artık Hz. Muhammed'in vefatına iki gün kalmıştır. Roma üzerine yürütülecek bir ordu gereklidir. Bu durum karşısında Hz. Muhammed, Hz. Ali'yi kendi yanında bırakır, genç bir Müslüman olan Usame bin Zeyd'i de ordunun başına kumandan tayin eder. Ona öğütler ve savaş taktikleri verir; geriye kalan ashaba da Usame'nin emri altında savaşmalarını buyurur. Usame on sekiz yaşında bir gençtir; ama Usame’nin ordusunda bulunması gerekenler arasında Ebu Bekir, Ömer ve Ebu Ubeyde gibi daha yaşlı sahabeler de vardır. Bu durum hoşnutsuzluk doğurur. Bunu duyan Hz. Muhammed, iki kişinin yardımıyla yatağından doğrulur, etrafa hâkim bir yerden uzun bir hutbe okuyarak ashabın Usame'ye katılmasını ve onun emirlerine uymalarını emreder. Hz. Muhammed devamla, “Usame'ye katılınız, hazırlıkları çabuklaştırınız, Usame'ye yardimet olunuz ve ordusunu donatınız" der. Ancak orduda değişen bir olmaz. Sahabelerde bir hareket gözlenmez ve ordu hareket etmey Bundan sonra Hz. Muhammed "Usame'nin ordusundan geri du rana Allah lanet etsin" diyerek bedduada bulunur.
Sayfa 51 - KRİPTOKitabı okudu
192 syf.
·
Puan vermedi
·
12 günde okudu
Peygamberimizin yaninda, onun davasına sahip çıkan fidan gibi delikanlılar dan Allah razı olsun. Dünyayı bir yana bırakarak, Peygamberimizin yanından ayrilmayarak, ibadet dolu bir ömür geçirmişler. Ne büyük bir şeref. Allah bu sahabeler gibi bizleride Peygamber efendimize ahirette komsu eylesin. Amin
Peygamberin (s.a.v.) Genç Arkadaşları 2 / Medine Gençleri
Peygamberin (s.a.v.) Genç Arkadaşları 2 / Medine GençleriÖzkan Öze (Tarık Uslu) · İlkGençlik Yayınları · 2012106 okunma
Şu Baş Belası Cinsellik 03.07.2020 Ahmet Hakan ÇAKICI İslamcı kesimin çok kıymetli profesör ablası “geçe bırakılmamış evliliğe” karşı olduğunu söylemiş. Üstelik “aile içi tecavüz” kavramını da savunuyormuş. Ne desem bilemedim. Cinsellik İslami kesimin hem konuşmaktan kaçındığı hem için için kendini yediği bir konu. Aynı zamanda sürekli
85 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.