Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Birbirimizin yüzüne baktığımızda, nefret ettiğimiz bir yüz görmüyoruz sadece, bir aynaya bakıyoruz... Bize bakarken kendinizi görmüyor musunuz gerçekten?" {Obersturmbannführer (SS Yarbayı) Liis'ten, eski Bolşevik Mostovskoy'a, Vasily Grossman, Yaşam ve Yazgı}
-Öykünüz yoksa nasıl yaşıyorsunuz? -Ama gerçekten öyküm falan yok hani derler ya kendi kendime, yani tamamen bir başıma yalnız, yapayalnız yaşıyordum; yalnız ne demek anlıyor musunuz? -İyi de ne demek yalnız? Yani kimseyi görmüyor musunuz? -Hayır, hayır, birini görmekse görüyorum, ama yine de yalnızım.
Reklam
134 syf.
·
Puan vermedi
·
2 saatte okudu
Zencilere sadık ol, yoksa bedenin gibi ruhun da beyazlaşıp önderini izlersin.
1819- 1891 yılları arasında yaşamış olan büyük Amerikan yazarı Herman Melville'in en güzel öykülerinden biri kabul edilen ''Benito Cereno...'' Bir ispanyol gemisinde yaşanan köle ayaklanmasını konu alan ''Benito Coreno''da Melville, denizcilik ve gemicilik deneyimlerinin yanısıra, insanın öykü kurgusu içinde dramatik simgelerle bezenmiş süslü bir
Benito Cereno
Benito CerenoHerman Melville · Dedalus Yayınları · 2014144 okunma
Ee, nasıl bir insansınız? Ya da daha iyisi öykünüzü anlatarak başlayın. -Öykü mü! - diye bağırdım irkilerek.- Öykü ha!! İyi de bir öyküm olduğunu kim söyledi size? Benim bir öyküm falan yok... - Öykünüz yoksa nasıl yaşıyorsunuz?- diye sözümü kesti gülerek. - Ama gerçekten öyküm falan yok! Hani derler ya kendi kendime, yani tamamen bir başıma- yalnız, yapayalnız yaşıyordum; yalnız ne demek anlıyor musunuz? -İyi de ne demek yalnız? Yani kimseyi görmüyor musunuz? - Hayır, hayır; birini görmekse görüyorum ama yine de yalnızım.
—Öykünüzü anlatır mısınız —Öykü mü! Öykü ha! İyi de bir öyküm olduğunu kim söyledi size. Benim bir öyküm falan yok... —Öykünüz yoksa nasıl yaşıyorsunuz? —Ama gerçekten öyküm falan yok! Hani derler ya kendi kendime, yani tamamen bir başına- yalnız, yapayalnız yaşıyordum; yalnız ne demek anlıyor musunuz? —İyi de ne demek yalnız? Yani kimseyi görmüyor musunuz? —Hayır, hayır, birini görmekse görüyorum, ama yine de Yalnızım.
doğru kartı çektiğimize inanmak gerçekten de o kadar kolay mı?
Bana Tanrı'nın var olduğuna dair kanıt göster diyorsunuz. Cennete bakmak için teleskoplarınızı kullanın ve bana Tanrı'nın nasıl olmadığını söyleyin diyorum! Tanrı'nın neye benzediğini soruyorsunuz. Ben bu sorunun nereden geldiğini soruyorum. Cevaplar birbirinin aynı ve tek bir cevap var. Bilimde Tanrı'yı görmüyor musunuz? Nasıl oldu da onu atladınız! Yerçekimindeki ya da atom ağırlığındaki en ufak bir değişikliğin, evreni gökcisimleriyle dolu bir deniz yerine, içinde hayat olmayan bir sise çevireceğini iddia ettiğiniz halde, nasıl oluyor da bu işin içinde onun eli olduğunu anlamıyorsunuz? Milyarlarca kağıt arasından doğru kartı çektiğimize inanmak gerçekten de o kadar kolay mı? Bizden daha büyük bir güç yerine, matematiksel imkânsızlıklara inanacak kadar din inancımızı tükettik mi?
Reklam
Biz Harbiye 'de okurken bir kış gene böyle çok şiddetli geçiyordu,okulun sobaları yanmıyordu. Derdimizi idareye anlatamadık. Arkadaslar müdüre çıkmak için beni seçtiler. Müdür Zülüflü İsmail Paşa... Kendisini görmek için izinler aldım. Huzura çıktık. Soba meselesini açtık. Paşa birdenbire gürledi :"Soğuk mu? Ne soğuğu? Padişah efendimizin nimetleri gözünüze dizinize dursun. Görmüyor musunuz sobalar cayır cayır yanıyor. Çıkın, nankörler!" ... Baktık müdürün sobası gerçekten gürül gürül yanıyor. Paşa da buram buram terliyordu. Sıcaktan yakasını açmıştı. Ve sanıyordu ki mektebin tüm sobaları böyle yanmakta..."
Sayfa 146 - DevrimKitabı okudu
Lütfen! Gerçekten yapmayın şunu! Farkında olun!
Hele bir çocuğu Allah ile korkutmak, Allah'ı bir cezalandırıcı gibi göstermek çocukluğa verilmiş en büyük zarardır. Çünkü çocuk yaşı gereği Allah'ı zaten kafasında oturtamamışken, bir de görünmeyen bir ceza unsuru olarak göstermek en büyük travmadır. Çocuk onu görmüyor ve o görmediği şey onu sürekli cezalandırıyor. Günah diye bir şey var ve bu günahlar onun cehenneme gitmesine sebep oluyor. Soyut düşünemeyen bir çocuğa kurulan bu cümlelerden çocuk ne anlıyor biliyor musunuz? Allah diye bir insan var. Onun koca koca gözleri herkesi görüyor. Hatta gökyüzünden sürekli onu izliyor. Allah'ın odunları var, sürekli yaktığı ateşe bu odunları atıyor, insanları da bu ateşte yakıyor. Çocuk da bu ateşe atılacağı günü travma üzerine travma geçirerek bekliyor. Söylediğiniz soyut içerikli her şeyi çocuk, dünya hayatında somut bir şeye benzetiyor. Allah, melek, şeytan, çocuk için birer insan veya çocuğun kafasında çizdiğiniz tabloya göre yırtıcı ve vahşi bir hayvandır. Çocuğunuza gerçekten kötülük yaptığınızın farkında olun, lütfen!
Sayfa 143Kitabı okudu
350 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.