Bazı kitaplar vardır gerçekten hakkında çok konuşmaya gerek yoktur. “Al, oku” deyip geçeceksin, o depremi okuyunca okuyanın kendisi yaşayacak ama ben kendime not düşmek ve kitabı birilerinin radarına düşürmek için yine de yazacağım. Bitirdiğim günden beri inceleme yazmak için yanıp tutuşuyordum. Nihayet kendi çapımda yaptığım araştırmayı bitirip
Neyse ki Dostoyevski'nin , Öteki/Öteki Ben/İkiz gibi isimleri olan kitabını da bitirdim ve incelemesini yazabiliyorum. Neymiş, Dostoyevski'ymiş de, insan psikolojisinden en iyi o anlarmış da. Bakıyorum diğer incelemelerine kitabın, yere göğe sığdıramamış herkes. Ne alakası var kitabın Dövüş Kulübü ile. Altı üstü bir devlet memurunun maceralarını
YouTube kitap kanalımda 1984 kitabını önerip distopya türünü anlattım:
ytbe.one/DNo1wRTFR1g
"Who are you to wave your finger?
You must have been out your head!"
"Sen kim olduğunu sanıyorsun da bana parmağını sallıyorsun?
Kafayı sıyırmış olmalısın!" Tool*
UYARI : Bu inceleme yazılırken hiçbir kitap yakılmamış,
Evet, başlığı doğru okudunuz ama ben sözleşme maddelerini,amaçlarını aksine tek tek açıklamayacağım,yapan arkadaşlar ziyadesiyle gerçekleştirmiş,etkinlik yapan farkındalık yaratan,herkese teşekkürü bir borç bilirim,şiddet konusunda ortak paydada buluşuyor olmamız çok kıymetli.
Benim ileti oluşturma sebebim sözleşme üzerinden komplo teorileri
Tarihin En Gizemli Olaylarından: Aniden Alev Alıp Küle Dönen Mary Reeser’ın Korkunç Ölümü
Mary Reeser, 67 yaşında her zaman oturduğu sandalyesinde son kez uykuya daldı. Sabah uyandığında ise yaşlı kadından geriye kalan tek şey yanmış et kokusu, küller ve zarar görmemiş bir bacak oldu. Bütün ev yansa Mary'nin vücudu o hale gelemezdi ancak
Neyi farkettim biliyr musunuz? Leyla ve Eylül cinayetlerinde Türkiye ne kadar üzüldüyse Azerbaycan da o kadar üzüldü. Her yerde onlarla ilgili paylaşımla görüyordum. Kardeşiz ya biz!
Şimdi Azerbaycanda bir çocuk öldürüldü. Türkiyeden aynı tepkiyi göremiyorum. Paylaşımımı 4 kişi paylaşmış. 3 tanesi azerbaycanlı. Umarım yanılıyorumdur. Gerçekten Leylaya üzülen insanlar neden Nermine üzülmüyor? Neden kimse görmüyor? Neden içim bu kadar acıyor?
"Biz gerçekten yokuz" diyor. "Görmüyor musunuz, yokuz işte. Kimse bizim farkımızda değil, görmüyorlar, duymuyorlar, birbirimize göre var olmamız hiçbir anlam ifade etmiyor, bu dünyaya göre yokuz."
Yazarın okuduğum ilk kitabıydı. Bu kitap benim için gerçekten özel bir kitap. Her gün insanın içindeki potansiyel iyi ve kötüyü düşünüyorum. Bunlara neler sebep oluyor, çevresel faktörler mi tetikliyor, diye düşünüyorum. Yani insanlar nasıl iyi ya da kötü oluyor? Bu neye göre değişkenlik gösteriyor? Çok merak ettiğim ve üzerine sürekli olarak
Ne Facebook'ta, ne Twitter'da, ne İnstagram'da ve ne de 1000kitap'ta... Ne kitap okuyanlar arasında ve ne de diğerleri arasında... Hele ki reelde asla... Arkadaş, gerçekten de şöyle bir felsefik, psikolojik, sosyolojik veya edebi... Arkadaş kimse mi olmaz tartışabilecek, konuşabilecek... Herkes neden kendi dünyasında? Neden kimse kimseyi görmüyor