Şimdi modern hayatın bizi, birbirimizden ne kadar uzaklaştırdığını ve içimizde bu aslî açlığı nasıl tetiklediğini bir düşünün. Birbirimize hasret gidiyoruz, hâlbuki kurtarıcımızın yanı başındayız.
Sayfa 584 - Can
Nietzsche, "şimdi mantıklı düşünelim, şimdi de aynı şey olmuyor mu? Kendi hırslarımız uğruna öldürmüyor muyuz Tanrı'yı? Öldürmüyor mu yönetenler? ya da şimdi nereye gidiyoruz? Bütün güneşlerden uzağa mı? durmadan düşmüyor muyuz öne arkaya sağa sola her yere düşmüyor muyuz? Hala bir yüksek ve alçak kavramı var mı? Sonsuz bir hitlik içinde aylak aylak dolaşmıyor muyuz yüzümüzde boşluğun nefesini duyumsamıyor muyuz hava şimdi daha soğuk değil mi geceler gittikçe daha fazla karanlıklaşmıyor mu? Tanrı öldü! Tanrı öldü! Onu öldüren biziz!
Reklam
Cennet?
"Burası cennet değil Chiang, öyle değil mi?" Yaşlı martının ay ışığı vuran yüzünde bir gülümseme belirdi. "Hâlâ öğreniyorsun Martı Jonathan," dedi. "Buradan sonra neler olacak? Nereye gidiyoruz? Cennet diye bir yer yok mu?" "Hayır Jonathan, böyle bir yer yok. Cennet bir yer, bir mekân değildir, bir zaman dilimi değildir. Cennet öğrenmektir, mükemmelliktir." Bir an sessiz kaldı. "Sen hızlı bir uçucusun, öyle değil mi?" "Ben... ben hızı seviyorum," dedi şaşkınlıkla ama yaşlı martının da bunu fark etmesinden dolayı gururlanmıştı. da "En iyi hıza ulaştığın an, cennete de ulaşmış olacaksın Jonathan. Ve bu saatte bin mil, bir milyon mil hızla ya ışık hızıyla uçmak anlamına gelmiyor. Çünkü rakamlar sınırları belirler; iyinin, mükemmelin sınırları yoktur. Mükemmel hıza ulaşmak oğlum, orada olmak demektir."
Doğuyoruz, ne olduğunu anlayamadan göçüp gittiğimiz bir hayatı yaşıyoruz ve sonra takvimde çeşitli izler bırakarak ölüp gidiyoruz.
doğuyoruz, ne olduğunu anlayamadan göçüp gittiğimiz bir hayatı yaşıyoruz ve sonra takvimde çeşitli izler bırakarak ölüp gidiyoruz.
Sayfa 13
+524
...her zaman yabani bakışlı olan Pâsztor, duygularını çok da saklamadan, "Affet beni" dedi. - Tamam, affettim, dedi Nemecsek ve öksürmeye başladı. Tekrar başını yastığa bıraktı. Sonra Pâsztor şunları söyledi: - Biz artık gidiyoruz. Beyaz bayraklarını kaldırdılar, selam verdiler. Sonra da odadan çıktılar. Mutfaktan geçerek doğruca çıkış kapısına yöneldiler. Orada Nemecsek'in annesi onları bekliyordu. - Siz hepiniz ... hepiniz o kadar iyi çocuklarsınız ki ... benim zavallı oğlumu ne kadar do çok seviyorsunuz... şimdi her birinize birer bardak sıcak çikolata vereceğim ... Elçiler birbirlerine baktılar. Çikolata çok cazipti elbette ! Ama sonunda Pâsztor yine bir adım öne çıktı. İlk kez kahverengi saçlı güzel başını öne yana eğmeden, gururla dimdik tutarak şöyle dedi: - Hayır ! Biz çikolatayı hak etmedik !
Sayfa 162 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.