"Anlatıldığına göre Allah katında en kötü kullar,ona buna sataşan, insanlara lânet okuyan ve söz gezdiren yani koğuculuk yapan kimselerdir.Yine denildiğine göre kabir azabı üç kısımdır.Üçte biri gıybet yüzünden,üçte biri idrar sıçrantısı yüzünden,diğer üçte birlik kısmı da insanlar arasında söz taşımak yani koğuculuk yapmak yüzündendir."
• Küfür sayılan,
• Nifak (münafıklık) sayılan,
• Günah sayılan,
• Mübah sayılan gıybet.
Küfür olan gıybet : Bir kimse müslüman kardeşini çekiştirmeye, gıybetini yapmaya başlar. Kendisine, "Gıybet etme!" denildiğinde, "Bu gıybet değil; ben doğruları söylüyorum" derse, adeta Allah'ın haram kıldığı bir şeyi helal saymış gibi olur.Allah korsun Allah'ın haram kıldığını helal saymak küfürdür.
Nifak sayılan gıybet : Bu gıybet çeşidi de,gıybetini yaptığı kişi belli olmasına rağmen bunu isim vermeden yapmaktır.Halbuki herkes bununla kimin kastedildiğini bilmektedir.Gıybet yapan kişi,isim vermemek suretiyle adeta kendisinin takvalı biri olduğunu göstermek ister.Bu ise münafıklıktır.
Günah olan gıybet : Bu da isim vermek suretiyle ve de günahını bile bile gıybet yapmaktır.Bu kişinin tövbe etmesi gerekir.
Mübah olan gıybet : Bu, alenen günah işleyen veya bidat sahibi birinin yaptıklarını insanlara anlatmaktır.Bunun yapılmasında sevap dahi vardır.Çünkü insanlar o kimsenin durumunu bildikten sonra ondan uzaklaşırlar.Nitekim Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Kötünün kötülüklerini anlatınız ki,insanlar o kimseden sakınsın, korunsun "
Ebu Turab En-Nahşebî Ahmed B.Hanbel'e;
“alimlerin giybetini yapma!” demiş,
Ahmed B.Hanbel de ona;
“yazıklar olsun sana! Bu nasihattir,gıybet değildir” cevabını vermiş.
[Cilt 2, s.369]
Sufilerden biri Abdullah B.El-Mübarek'e, El-Muallâ B.Hilal hakkında konuşması üzerine:
“Ey Ebu Abdurrahman,gıybet mi ediyorsun?” diye sordu.
Bunun üzerine İbnu'l Mübarek;
“sus bakayım, (hakkı) beyan etmediktensonra hakkı batıldan nasıl ayırt edeceğiz?” dedi.
El-Âdâbu'ş Şer'iyye, 2/ 142
Büyük zátlar buyurmuşlardır ki: "Güzel ahlâk sahibi; hål ehli, eteği kısa ıslahçı, doğru sözlü, az konuşan, çok taat eden, lüzumsuz işi ve hatası az olan, işi güzel, şefkatli, vakarı, dayanıklı, sabırlı, kanaatkår, şükür edici, güzel ta biath, ince kalpli, eli kısa, tamahı az olup kimseye sövmeyen, gıybet etmeyen, kötü konuşmayan, nemmamlık etmeyen, aceleci, kindar, kıskanç olmayan işi güzel güler yüzlü şirin sözlü sevgisi kızgınlığını öfkesi ve rızası Allah için olan kimsedir.
Ka'b el-Ahbar (ra) diyor ki:
Tevrat'ta ve diğer semavi kitaplarda okudum; şöyle yazıyordu: "Kim yaptığı gıybetlere tövbe etmiş bir vaziyette ölürse,cennete en son girecekler arasında olur.Kim de ısrarla gıybet yapmakta iken ölürse cehenneme ilk gireceklerden olur."
- "Meselâ gıybet dille yapılır. Gıybette hukuka, insanın hakkına tecavüz vardır... İnsanın malını çalan, canına kasteden, ırzına namusuna musallat olan kimsenin adı cânidir. Cinayeti, tecavüzü ve teaddisi vardır... Gıybette de insanın mânevî şahsiyetine taarruz ve tecavüz vardır. O şahıs burada olsa, münakaşasını yapar, müdafaasını yapar. Ama ortada yok... İşte İslâm'ın kitabı Kur'ân'ı Kerim, o şahsın yokluğunda, onu mânevî kıymetini koruyor..."
Sayfa 124 - 1.Kısım, (Konya, Çocukluk ve İlk gençlik Yıllarım), -Dedem Hacı Veyis Efendi-, Gıybet Neden Kötü, Kaynak YayınlarıKitabı okudu
Sözle basladığın aklıma
Okla sapladıgın kalbime
Korla dagladıgın yetmezmi
Gözyaşım ile dağılan murekkebime
Yazdığım divit uçları şahitlik etmezmi dersin
Hürdüm bir aciz kuldum demezmi
Mürdüm sana bir sümbül yetmezmi
Kokar da cihanda seni mutlu etmezmi
Neydim ben kul?
Yanmaz da sana bitmezmi
Olsun kâfi cümleler sen Güneş ten
Ben ateş ten
Sen ışık ben karanlık
Gıybet etmem ki bilesin
Huzur kapına bir ömür yuvana
Kalbin le edana ben feda
Yanmışım, gözlere tebbessüm etmene güllere sümbüllere yetmezmi.