Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Anne Babanın Evladı Üzerindeki On Hakkı
1- Yeme içme gibi temel gıdalara ihtiyaç duyduklarında bunu temin etmek. 2- Giyecek ihtiyaçları olduğunda, imkân nispetinde onlara yardımda bulunmak. Nitekim "Onlarla dünyada iyi geçin." (Lokmân 31/15) ayetinin tefsirinde Peygamber Efendimizden rivayet edilen bir hadiste şöyle buyrulmuştur: "Anne babayla iyi geçinmek demek, yemek ihtiyaçları olduğu zaman yedirmek, giyecek ihtiyaçları olduğu zaman da giydirmek demektir" 3- Evlâtlarının hizmetlerine ihtiyaç duyduklarında bu ihtiyacı gidermek, onların hizmetine koşmak. 4- Çağırdıklarında icabet etmek ve yanlarına gelmek. 5- Gıybet gibi günah bir fiil olmadıkça, emirlerine itaat etmek. 6- Onlarla yumuşak, tatlı dilli konuşmak; kaba ve sert davranmamak. 7- Onları isimleriyle çağırmamak. 8- Beraber bir yere gittiklerinde arkalarından yürümek. 9- Kendisinin hoşuna gideni onlara da vermek, kendisinin sakındığı, kerih gördüğü şeyleri onlardan da sakınmak. 10- Kendisi için her dua edişinde onları da ihmal etmemek.
Genç kızlara...
Aileni veya bayan arkadaşlarını ziyaret etmek istediğinde,ziyaret için uygun gün ve saati seçmeye özen göster. Bazı zamanlarda ziyaret güzel bir davranış olurken,bazı zamanlarda ise -aileyi ve arkadaşları bile- ziyaret etmek pek uygun olmaz. Ziyarette külfetsiz,tahammül edilebilir ve sempatik ol. Zahmet verici ve çekilmez biri olma. Boş konuşan,sözü uzatan biri de olma. Konuşmalarının tamamı,hem senin hem de karşındaki kişinin istifadesine yönelik bir fayda taşısın. Gıybet,laf taşıma,dedikodu gibi amaçsız sözlerden uzak dur.
Reklam
İsmet Özel'in; "Bu ülkede hak yemek, sol elle yemek yemek kadar dikkat çekmedi." cümlesini İmam Gazali Hazretleri'nin şu iktibasından damıttığına 5 maaşımı basarım ama ispat edemem; "Bir din adamında altın yüzük veya ipek elbise görseler, devamlı onun gıybetini yaparlar ve şiddetle onu kötülerler. Halbuki gıybet etmek, altın yüzük takmak ve ipek elbise giymekten daha büyük bir günahtır."
Dil'e gelince: O, tabii olarak serbesttir. Harekette ona bir, zorluk yok... Gıybet etmek, yalan söylemek, iftirada bulun- mak, nefsi tezkiye etmek, halkı ve yemekleri zemmetmek, lanet okumak, düşmanlara bedduâda bulunmak, konuş mada mücadeleye tutuşmak gibi hareketlerde dilin cinayeti pek büyüktür.
Gıybet
Kim kardeşinin gıyabında onun haysiyetini korur ve müdafaa ederse, o kimseyi kıyamet gününde ateşten azat etmek Allah'a hak olur. Hz.Muhammed (s.a.v)
Sayfa 166 - Çelik YayıneviKitabı okudu
Miraca çıkarıldığım gece Cehennemde çifte yiyen birtakım insanlar gördüm ve Yâ Cebrail, bunlar kimlerdir? diye sordum. Cebrail de : Gıybet etmek suretiyle insan eti yiyen kimselerdir.dedi.
Reklam
Başkasının durumunu hikâye etmek sûretiyle taklidini yapmak da gıybettir.
Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmuşlardır: “Beş şey vardır ki oruçlunun orucunu bozar: a) Yalan b) Gıybet c) Nemime (Kovuculuk) d) Yalan yere yemin etmek. e) Şehvetle bakmak. (İhyâu Ulûmi'd Din.) Yani sevabını giderir.
3 kişiyi gıybet etmek caizdir Birincisi,halka zararı dokunan ve halkın ayıpladığı yolda giden yöneticidir.Halkın ondan sakınması için o yöneticiye ait olan sözleri,işleri, ötede beri de nakletmek caizdir. İkincisi,hayasız insanlardır.Bunların kötülüklerini örtmek caiz değildir. Çünkü zaten perdelerini kendileri yırtmışlar .Böyle hayasız,fasık kimseyi havuza düşmesin diye muhafaza etme.Çünkü faydasıdır.Sen onu burada havuza düşmekten kurtarsan bile gider ötede kendisini kuyuya atar. Üçüncüsü eğri terazili yalancıdır. Bu gibinin de kötü şeylerine dair ne bilirsen söyle.
Sayfa 194Kitabı okudu
Gıybetin keffareti - helallik almaya gerek yok mu?- var -yok(!? )
İmam Gazalî, soruda işaret edilen bilgilere yer verdikten sonra, Ata b. Ebî Rabah’ın gıybetin tevbesi veya kefaretiyle ilgili olarak; “Gıybet ettiğin adama gidip diyeceksin ki; dediklerimde yalan söyledim, sana zulmettim ve kötülük yaptım. İstersen hakkını alırsın, istersen affedersin.” şeklinde ortaya koyduğu görüşüne de yer vermiş ve “En sahih görüş budur.” demiştir. “Gıybet gibi ırz/şerefle ilgili olan şeyler mal gibi değil, bedeli olmaz, onların tevbesinde helallaşmak vacip değildir.” diyenlerin sözlerine itibar edilmez diyen Gazalî, delil olarak da şu “sahih” hadisi (Buharî, Mezalim,10) zikretmiştir: “Kimin yanında kardeşinin ırzı, manevi şerefi veya malı ile ilgili -yapılan haksızlıktan doğan- bir hakkı varsa, dinar ve dirhemin bulunmadığı, kişinin varsa sevaplarından alınıp verildiği, sevabı olmadığı takdirde ise onun günahlarından alınıp kendi günahlarına eklendiği bir gün gelmeden önce sahibinden -bugün- helallik alsın.” (bk. İhya, 3/150). Zeynu’l-Irakî, İhya’da -Hz. Enes’in rivayeti olarak- geçen “Gıybetini yapmış olduğun kimsenin gıybetinin kefareti, onun için istiğfar edip, af talep etmendir.” mealindeki hadisin zayıf olduğunu vurgulamıştır. (bk. Tahricu Ahadisi’l-İhya-İhya ile birlikte-3/150). Hasan-ı Basrî ve Mücahid’in sözlerini, gıybet edilen adamı görüp de helallik almanın mümkün olmadığı zamana tahsis etmek daha uygundur. Bu sebeple, kişi gıybet etse veya isteyerek gıybeti dinlese, meclisten kalkmadan “Allah’ım, beni / bizi ve gıybet ettiğim kişiyi affet.” demek, daha sonra karşılaştığında helalliğini almak esastır. Sorularla İslamiyet
Reklam
Gıybet time:⁠-⁠)
Başkalarının hayatından söz etmek, bu kentin sanatı ve en yüce zevkiydi. Ve ihtiyar kızlar, bu sanatı inanılmaz bir incelik dizgesine vardırmışlardı.
Kul Hakkı Nasıl Ödenmeli
"Buna göre, gasp, hırsızlık veya izinsiz alma gibi yollarla elde edilen haram para veya mal, sahipleri biliniyor ise kendilerine yahut mirasçılarına, bilinmiyor ise fakirlere veya hayır kurumlarına onların namına sadaka olarak verilmelidir. Ayrıca, yapılan bu kusurlardan dolayı da Allah’tan af ve mağfiret dilenmelidir.Mal ya da darp gibi şeylerle ilgili olmayan gıybet, bühtan gibi hak ihlallerinde en doğrusu, hak sahibine durumu anlatıp helalleşmek olmakla beraber, her zaman bu şartı yerine getirmek mümkün olmadığından ya da insanlar bundan çekindiklerinden, kendi adına tövbe edip, hak sahibi namına da istiğfar etmek, dua etmek ya da hayır hasenat yaparak sevabını ona bağışlamak, bu tür hak ihlallerine keffaret olur." (İbn Teymiyye, el-Fetâva’l-Kübrâ, I, 113).
Kalp, dil. Gerçi söz keramettir, fakat sükût her belâdan selâmettir. Konuşma insanın terazisidir. Fazlası ziyan, azi vekârdır. Az konuşan kınanmaz, itibarı çok olur. Ayıpları örtenin ayıbı örtülür. Ve kalplerin sevgilisi olur. Çok konuşmak utanç verici, yüz kızartıcıdır. Sükûtsa vakar ve onur vericidir. Dilini tutan, kötülüklerden kurtulur. Dişler taş, dil çakmak, söz ateştir, söyleyen ahmaktır ve işiten ya pamuk dükkânı veya baruthanedir. Pamuk veya baruta çakmak çakan divanedir. İnsanın başına belâlar getiren üç şey var: Şakalaşmak, alay etmek, saçma ve beyhude konuşmak. Gıybet yapanın ve alay edenin azabı. şiddetlidir. Böyle insanlar Allah'tan, kuldan uzak olurlar. Çok konuşmak, dostluğu bozar, lüzumsuz konuşma, ayıpları açar ve düşman kalbini dürter. Acı söyleyen dostlarını kaçırır. 1. Cilt 104. Sayfa
1.138 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.