Yazar Mevlana ve Şems arasında yaşanan olayları kendi yorumunu katarak, onların dilinden yeniden yazmış. Bildiğiniz ılımlı islam hatta dinler arası diyalog yardımcı kitabı diyebiliriz. Daha da can sıkıcı olan bir sahne var ki, Şems ve karısı arasında geçen akıllara zarar bir tablo oluşturmuş. Hayır işin kötüsü okur bunu gerçek zannediyor. İşin içine gizem ve sürükleyicilik de katınca olmuş size birilerinin göklere çıkardığı bir kitap. Eleştirilecek kısımlar bunlarla da sınırlı değil üstelik. Şems'in üzerinde uzun uzun düşündüğü tekrar tekrar gözden geçirip oluşturduğu 40 kuralını, yazar kendine veya birilerinin buyruğuna göre açıklamış. Araştırma zahmetine girmeyen veya işine öyle gelen kitle de kitabın verdiğini gerçek diye kabullenip oturmuş.. Arkadaşlar tasavvuf öyle kolay bir ilim değildir. Alimlerimiz ömürlerini vermişler. Türkçe'yi bile doğru düzgün kullanamayan yazarların (!) uyduruk senaryolarına alet olmamalı. Oluyursa da kendi yorumları katılmayan aktarılması gerektiğini düşünüyorum. Bu tür kitapların da maksatlı yazıldığını da bu düşünceme eklemek istiyorum. Sıfır puan olmadığı için bir puanla yorumumu bitiriyorum.
Tam anlamıyla bir polisiye denilebilir mi bilmiyorum ama en azında Peyami Safa 'nın polisiye yazarlığı deneyimlerinden sayılabilir. Biraz gizem, biraz nostalji..
Selma ve GölgesiPeyami Safa · Alkım Basım Yayın · 20172,858 okunma
İkinci Dünya Savaşı'nın hemen ardından Japonya Amerikan işgali altındadır. Yoksulluk, çaresizlik ve utanç içindeki halk, sefil ve acınası bir ortam içinde ümitsizce yaşamlarını sürdürmeye çalışmaktadır. Kadınlar karınlarını doyurabilmek için vücutlarını satmakta, halkın çoğu bombalanmış evlerde yaşamakta ve karaborsadan alışveriş yapmaktadırlar.
Bir Bilet Al'ın devamı niteliğindedir, yazarın maceraları devam ediyor ve bu sefer bize Amerika'dan sesleniyor. Ne hayaller kurardım okurken bu kitabı...
Dostum PasifikGizem Altın Nance · Boyut Yayın Grubu · 200812 okunma
''Bunca karanlığı kim getirmiş odana ?
Sözlerin sis uyakların kurum içinde.
Gecenin mor katranıyla yoğrulmuş gibi,
Çevrendeki her şey: masa, yastık ve minder...''