Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
İnsanlık böylesine bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: Bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz. Biriken gizilgüç, hastalık haline ve çaresizliğe, eninde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür.
Sayfa 27 - Okuyan Us YayıneviKitabı yarım bıraktı
Kendini gerçekleştiren kişi, yeteneklerini ve gizilgüçlerini içinde yaşadığı ana göre sonuna kadar kullanabilen kimsedir. O nedenle kendini gerçekleştirme bir süreç olarak, insanın kapasite, gizilgüç ve yeteneklerinin çevrenin sınırsız olanakları içinde gelişme ve zenginleşme eğilimi göstermesidir.
Sayfa 23
Reklam
İnsanoğlu böylesi bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz;
" eğer bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz, biriken gizilgüç hastalık hali ve çaresizliğe, önünde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür. "
Sayfa 27
Batı süresiz yenilenebilir, potansiyeli (gizilgüç) olan bir ekonomi geliştirmişti. Modern öncesi uygarlıkların alışıldık davranışı olan geçmişe bakmak ve neler başarıldığı hakkında konuşmak yerine Batılılar ileriye bakmaya başladılar. Avrupa'nın üç yüzyılını alan uzun çağdaşlaşma sürecinde enikonu değişiklikler yaşandı: sanayileşme, tarımın dönüşmesi, yeni koşullara uyum sağlamak üzere toplumu yeniden örgütlemek için siyasal ve toplumsal devrimler ve, miti yararsız, uydurma ve çağdışı diye karalayan entelektüel "aydınlanma".
İnsanoğlu böylesi bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: Eğer bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz, biriken gizilgüç hastalık hali ve çaresizliğe, önünde sonundaysa yıkıcı eylemlere dönüşür.
İnsanın henüz dölüt durumunda iken bacak ve kol­larının olması gibi, bu gizilgüç ve yetenekleri de vardır. Yaratı­cılık, kendiliğindenlik, kişisellik, özgünlük, başkalarını önemse­me, sevme, gerçeğin peşinde koşma gibi potansiyeli, kolları, ba­cakları, beyni gibi türüne özgüdür. ..
Sayfa 171 - KuraldışıKitabı okudu
Reklam
Her insan keşfe değer bir evrendir. İçimizde keşfedilmeyi bekleyen birçok yetenek ve büyük bir gizilgüç vardır. Ama biz her nedense kendimizi küçümseme eğilimi içinde " Ben tek başıma ne yapabilirim? Benim gücüm neye yeter ki?" Deriz. Oysa her türlü zorluğun üstesinden gelmemizi sağlayacak, bizi özgürleştirecek olan o yüce güç, büyük potansiyel ya da diğer adıyla mucize içimizde saklıdır. " Ne ararsan kendinde saklıdır." Dememiş midir mevlanamız?
Evet ama insanlardaki bu yıkıcılık, bu saldırganlık duygusu nerden kaynaklanıyordu? Kent içi vapurlarının, otobüslerin koltuk kaplamalarının bıçakla yırtılması, boş evlerin camlarının taş atılarak kırılması, caddelerdeki çöp sepetlerinin ateşe verilmesi, telefon kulübelerinin ve telefonların kırılması vb... Bu kırıcılık, yıkıcılık, saldırganlık nerden geliyordu? Dieter Duhm'un Kapitalizmde Korku adlı kitabında, bu sorunun yanıtını bulduğumu sanıyorum: Dürtülerin baskı altına alınması, ezilen bireyde bir saldırganlık gizilgücü yaratır; bu gizilgüç, sistemin iç ve dış düşmanlarına karşı kanalize edilerek, kapitalizmin çıkarları için doğrudan kullanılabilir.
171 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.