Erdal ..
Mamak Askeri Cezaevi'nde idam hükümlüsü bir gencin, Erdal Eren'in son fotoğraflarını çekmiştim yıllar önce.
Yarım saat kadar yanında kalıp, koşullar elverdiğince konuşup, yaklaşık 2 'makara' fotoğraflayıp ayrılmıştım oradan.
Deklanşöre son defa basıp, parmaklıklar arasından 'sessiz sitemsiz' bakışını dondurduğum o günün gece yarısında
Herşeyin hayali, insanı o şeye çeker.
Bağ-bahçe hayali, insanı bağa-bahçeye çeker, dükkân hayali dükkâna.
Fakat bu hayallerde düzenler de gizlidir.
Görmüyor musun ki filân yere gidersin, pişman olursun, hayır sanmıştım amma dersin, değilmiş.
Bu hayaller, örtüdür, âdeta; örtü ardında birisi gizli.
Hayaller ortadan kalktı da gerçekler hayal örtüsü olmadan yüz gösterdi mi kıyamet kopar orda.
Hal böyle olunca da pişmanlık kalmaz. Seni çeken her gerçek odur, başka şey de ondan başka değildir, seni çeken gerçeğin ta kendisidir. “O gün, gizli şeyler meydana vurulur.”
Dilsiz dudaksız sözler söyleyeceğim sana, bir şeyler anlatacağım bütün kulaklardan gizli, herkesin ortasında konuşacağım; ama senden başka duyan olmayacak söylediklerimi...
Adından dolayı bir merak uyanmış ve almıştım. Farklı bir şeyler bekliyordum ama ne beklediğimi ben de bilmiyorum, o yüzden sormayın. ''Sıradışı'' diye adlandırılmış olsa da çokta sıradan olmadığını düşünüyordum ama tarihlere baktığımda o dönemde böyle cins vakalar ilgi çekici ve gurur verici olmalı.
Kitabın verdiği mesaj her açıdan doğruydu. İnsanlar ''akıl''dan olan hastalığı, bedeni bir şeye tercih edebiliyor, ne kadar acı ve ne kadar doğru. Ön yargı yıkmada iyi bir konumda olduğunu söyleyebilirim ki zaten ülkemizde bu kadar ilgi görmesinin tek sebebi, insanların psikolojik problemlerinin onları deli yapmadığını görmek ve kitap bu fikri vermiş.
Psikoloji açısından ön yargılarınız varsa tavsiye ederim.
Hasan ve Emir'in hikayesi gerçekten çok etkileyiciydi. Özellikle Hasan'ın tertemiz sevgisi, bağlılığı... Günümüzde rastlanmayan bi dostluk örneğiydi kesinlikle. Kitap çok akıcı kendini okutuyor hikaye de sürükleyici olunca ne ara başlayıp ne ara bitirdiniz farketmiyorsunuz. Ama!!!!!!!! Kitap okurken verilen genel mesajlara dikkat ettiğim kadar gizli mesajlara da dikkat eden bi okur olarak, yazarın Amerika yandaşlığı, islam düşmanlığı ve bol Coca Cola reklamları beni ciddi derecede rahatsız etti. Elbette ki Taliban'ın yaptıkları kabul edilir şeyler değil ama İslam'ı sadece onlarla bağdaştıramazsınız. Ne yazık ki bu kitabı okuyup İslam dinini gerçek manada bilmeyen biri her zamanki gibi Müslümanları terörist, geri kafalı ve gaddar olarak görecektir. Bize gönderilen din bunları emretmese de ne yazık ki dini karalayanlar sayesinde artık İslam dini terör ile aynı cümle içinde anılıyor tüm dünyada! Velhasıl yazarın başka bi kitabına daha para vereceğimi sanmıyorum. Hep Afganista'lı bi yazar nasıl bu kadar çok sattı diye merak ediyordum. Okuyunca anlamış oldum. Zaten aksini yapsa bu kitabın yayılmasına izin vermezlerdi :)
Bu kitabı okuduğumda 12-13 yaşlarındaydım. Benden başka birilerinin de benimkine benzer şeyler yaşadığını üstelik bunların kaleme alınacak kadar aşikar olduğunu görmek beni çok mutlu etmiş ve özgüvenimin yerine gelmesini sağlamıştı.
Gercekten çok ilginç vakalar mevcuttu ve çok beğendim. Her vakada bende yeni şeyler ögrendim eğer o durumlara düşersem neler yapabileceğim konusunda az çok fikir sahibi oldum. Bence baş ucu kitaplarımız arasına eklemeliyiz diye düşünüyorum ben şahsen. Herkese keyifli okumalar :))
Bir Nedeni Yok Yalnızca Öptüm
Dudaklarım gerisin geriye çekildi; ağdalı bir sıvının ağır ağır örttüğü, korkunun biçim kazanıp ayağa kalktığı ve ‘hey bana bir şeyler söylemenin vakti geldi’ dediği zamanlarda bekledim seni; gözlerimi kapadım. Bekledim. Beklerken, özlemenin hangi geçitleri geçilmez kıldığını, hangi duyguların insanı hayata