Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

172 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Teolojik Bir Bilimkurgu: Ecce Homo! İşte İnsan!
‘’Din korkunun yaratımıydı. Bilgi korkuyu yok eder. Korku olmadan din hayatta kalamaz.’’ (sf. 73) M.S. 29 Roma’sında, Yahudilerin binlerce yıl beklediği kurtarıcı ve Mesih olduğunu iddia eden bir adam vardı. Bu adamın adı İsa’ydı. Müritlerini toplamıştı fakat yine de sayıları oldukça azdı. Roma askerleri İsa’yı ‘’halkı isyana teşvik etmek’’ suçuyla itham ettiler ve ona olabildiği kadar işkence ettiler. Dikenli taç giydirip ellerini bağladılar. Ve en sonunda Roma İmparatorluğu’nun Yahudiye eyaletinin valisi ve savcısına gittiler, yani Pontius Politus’a. Ondan İsa’yı halka açık bir mahkemeyle yargılaması ve gereken idam cezasının verilmesini istediler. Pontius ise İsa ile konuştu ve onun suçsuz olduğunu düşünüyordu. Hatta bazı söylencelere göre Pontius’un karısı Procula, İsa’yı rüyasında gördüğünü ve onun yerine acı çektiğini kocasına söyler. Bu sebeplerden dolayı Pontius mahkemeyi gerçekleştirmek istemez. Fakat yine de bu halka açık mahkeme gerçekleşmek zorundaydı, çünkü halk kana susamış bir şekilde İsa’nın gerekli cezayı çekmesini talep ediyordu. Akabinde ressamlara, kitaplara, ilahilere konu olacak o meşhur sahne gerçekleşir. Pontius kendisine intikam dolu gözlerle bakan Kudüs halkına, hemen yanı başında kanlar içinde ayakta duran İsa’yı göstererek ‘’İşte İnsan’’a karşılık gelen ‘’Ecce Homo!’’ kelimelerini haykırır. ‘’İşte İnsan!’’ der, ‘’İşte ölmesini dilediğiniz adam bu!’’ diyerek hem halkın ayaklanmasını bastırır hem de İsa’nın suçsuz olduğuna inandığını belli etmiş olur. Pontius her ne kadar istemese de Mesih ellerinden çivilenerek çarmıha gerilir. İsa son nefesini verdikten sonra ise Pontius ruhunu arındırırcasına ellerini yıkarken, ‘’İsa'nın kanı hepimizin ve çocuklarımızın üzerinde olacak.’’ dediği de iddia edilir farklı kaynaklarda. İsviçreli sanatçı Antonio Ciseri ise 1871’de bu sahneyi kusursuz bir şekilde resmetmiştir: i.resmim.net/h9iCL.jpg ‘’İnsanlar neden birbirlerine karşı bu kadar gaddarlardı? Neden savaşlar vardı?’’ (sf. 47)
Michael Moorcock
Michael Moorcock
’ın
İşte İnsan
İşte İnsan
eserinin çıkış noktası da tam da bu konu. Hatta başlığını da Pontius’un cümlesinden alır. Kitabımızın orijinal ismi ‘’Behold the Man’’ yani ‘’Ecce Homo’’dur. Ana karakterimizin adı Karl Glogauer, annesiyle, kız arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle hatta kısacası toplumla problemli bir ilişkisi vardır.
Carl Gustav Jung
Carl Gustav Jung
üzerine okumalar yapan ve ‘’İsa fikrinin’’ gerçekliğini sorgulayan bir adamdır kendisi. Hayatındaki olumsuzluklardan, beklentilerinden, kimlik krizlerinden ve dini inancında aradığı soruların cevaplarını bulamayışından dolayı, bir gün zaman makinesine binme şerefine nail olduğunda M.S. 29’a gidip kutsal topraklarda İsa’yı aramayı tercih eder. Oraya vardığında ise karşılaştığı durumlar ve gördükleri karşısında hayrete düşecektir. Bize dayatılanlar ve gerçekler arasında gidip gelirken sorgulamalar girdabında kaybolacaktır. Üç bölüme ayrılan eserde karakterimizin hem kendi içsel yolculuğuna hem de anakronizm yoluyla geçmiş zamandaki yolculuğuna şahit oluyoruz. Kitapta
Michael Moorcock
Michael Moorcock
tarafından tartışılan birçok konu var, bunlardan bazıları: dogmatik olarak inandığımız dinlerin kökeni, insan psikolojisi, insanların korkularından dolayı oluşan boşlukları bir şeylere ‘’inanarak’’ doldurmak zorunda hissetmesi, zaman kavramı, kimlik krizleri, Mesih kompleksi gibi. Moorcock fikirlerini okuyucuya cesurca nakşeder ve bunu da genellikle Karl’ın Monica ile yaptığı konuşmalarda ve tartışmalarda Monica’nın ağzından kelimelere dökerek gerçekleştirir. ‘’İnsanlar ihtiyaç duyduğu zaman akla hayale gelmeyecek başlangıçlara sahip büyük bir din yaratabilirler.’’ (sf. 74) Örneğin ‘’şehitlik’’ konusunda dahi Monica’nın çarpıcı ve sıra dışı ifadeleri bulunuyor: ‘’Şehitlik ideali yalnızca birkaç sofunun zihninde var oldu,’’ demişti Monica. ‘’Onun dışında hastalıklı bir mazoşizm, sıradan sorumluluktan vazgeçmenin kolay bir yolu, bastırılmış insanları kontrol altında tutmanın metoduydu…’’ (sf. 161) Ek olarak vermek istediğim bilgi ise
Michael Moorcock
Michael Moorcock
ile alakalı. Yazarımız Yeni Dalga akımının öncülerinden biri. Peki bu Yeni Dalga akımı nedir? Aslında
J. G. Ballard
J. G. Ballard
’ın cümlesi bu akımı özetler niteliktedir: “Asıl yabancı gezegen dünyamızdır.” Bu cümleden de anlaşıldığı gibi eski akım sert bilimkurgudan ziyade yani uzay araçları, farklı gezegenler, uzaylılar, ışın kılıçlarından uzaklaşarak daha deneysel, psikolojik, toplumsal ve siyasal yapılara odaklanan daha yumuşak bilimkurgu eserleri yazılmaya başlandı. Bu akımın başlıca bilinen yazarları ise şöyle:
J. G. Ballard
J. G. Ballard
,
Thomas Disch
Thomas Disch
,
William S. Burroughs
William S. Burroughs
,
Philip K. Dick
Philip K. Dick
,
Alfred Bester
Alfred Bester
ve
Michael Moorcock
Michael Moorcock
Kitapta birçok eleştiri mevcut, en önemlisi ise mit ve din ilişkisi. Asıl konulardan biri olan
Carl Gustav Jung
Carl Gustav Jung
’un arketiplerinden yola çıkarak İsa Mesih’in kolektif bir ihtiyaç sonucu ortaya çıkıp çıkmamasıdır. Bu konu Moorcock’ın kaleminden de nasibini alıyor bu kitapta. Mitoloji ve Din birbirine çok benzeyen fakat çok da farkları olan iki mefhum.
Mitoloji 101
Mitoloji 101
eserine yazdığım incelemede mitlerin ortaya çıkışıyla alakalı birkaç şey karalamıştım. Dileyenler onu da okuyabilir: #120036553 Yazarımızın konu geçişlerinde o bölümdeki konuya ait İncil’den kesitler paylaşması tüm olayları bir bütün haline getiriyor. Bol bol
İncil
İncil
’den kesitlerle,
Carl Gustav Jung
Carl Gustav Jung
,
William Wordsworth
William Wordsworth
ve
William Blake
William Blake
’den alıntılarla karşılaşacağınız, cesurca yazılmış ve düşünmeye sevk eden bu roman içerdiği göndermelerle, çatışmalar ve diyaloglarla okunmaya değer bir yapıt. Eğer dinler tarihi ile ilgiliyseniz gayet hoşunuza gidecektir. Herkese keyifli okumalar. ^^ ''Tanrım, Tanrım, beni neden terk ettin?'' (Markos 15:34) (sf. 168)
İşte İnsan
İşte İnsanMichael Moorcock · İthaki Yayınları · 20181,550 okunma
··
2 artı 1'leme
·
4.612 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.