Bir de bakmışsın [yaşlının teki olmuşsun],
gençliğin kül olup gitmiş. [Şöyle bir bak]
çevrene, kafanı dinle bir iki gün, şöyle neşelen.
(sayfa 4)
1. Yunan Şiir Geleneğine Dair:
Edebiyat Antik Yunan’da başlamadı. Kimi Babil, Sümer, Mısır, Hint ve Çin metinleri zaten dünya üzerinde yazıya geçirilmişti. Fakat Yunanistan’da birçok tür hem ilk olarak ortaya çıktı hem de yazar ve şairlerin bolluğundan dolayı gelişim gösterdi. Tıpkı felsefede olduğu gibi, şiir sanatı da bu alanlardan biri.
Euripides’i de bu sıraya eklemek mümkündür fakat onları bir hikâye anlatıyor olmaları bakımından daha farklı bir başlıkta ele almak gerekir. Elbette
Aristophanes’in şiirsel dilini de unutmalı zira o da Yunan komedyasına büyük katkıları dokunan önemli isimlerden biridir. Yunan komedi geleneğini başlatan yazar ve filozof
Aristophanes’in yaşadığı çağlardan sonra yaşamış olan ve onların mizahını devam ettirdiği düşünülen, hem trajik hem de komik metinlere imza atmış olan
Herodas’ı da tüm bu isimlerden sonra anmak gerekiyor.
Yunan şiir geleneğinin antik çağına dair daha fazla bilgi için daha önce yazmış olduğum 2 incelemeye yönlendireceğim:
Bütün Şiirleri ve Fragmanları – Bakkhylides: #152790149
2. Herodas Kimdir?
“Her şey, Annas, [iç içe girmiş] kahkaha ve acıdan ibaret.” (sayfa 40)
M.Ö. 3. yüzyılda yaşadığı düşünülen Yunan şair Herodas hakkında çok kısıtlı bilgilere sahibiz. Şiirlerinden yapılan çıkarımlarla Kos Adası’nda doğup büyüdüğü anlaşılan
Rodoslu Apollonios’un kimi eserlerinde olduğu gibi, yazın dünyası Herodas’ın şiirlerinden uzaktı. 1891 yılında şiirler Mısır’da yapılan kazılardan birinde bir parşömene yazılı olarak bulundu. Antik Yunan şiir geleneği ve doğal olarak edebiyat tarihi için büyük bir keşifti bu. Binlerce yıl önce yazılmış olan bu şiirleri modern dünya çok geç keşfetmiş olsa da,
Herodas’a hakkını teslim etmek gerekiyor çünkü kaleme aldığı metinler M.Ö. 3. yüzyılın dünyasında büyük öneme sahipti.
Büyük tragedyalar ve komedyalar gibi sahnelerde çok fazla seyirciye karşı oynanmadığı düşünülse de, küçük gruplar için sahnede temsil edildikleri tahmin ediliyor. Buna rağmen günümüze çok fazla örneği kalmadığı için belirli kesimler tarafından hoş karşılanmayan ve hatta temsil edilmeleri yasaklanan türler olduğu da düşünülüyor. Kısaca, dönemin bağnaz zihniyetinin hedefi haline geldikleri söylenebilir.
3. “Mimos” Nedir?
“Canımızın çektiği gibi
Yaşamak nerde! Yuvarlanıp gidiyoruz işte.”
(sayfa 7)
Antik Yunan tiyatro geleneğinde genellikle iki ya da üç kişinin karşılıklı konuştuğu diyaloglara mimos denir. Mucidinin ise Syrakousaili
Epikharmos olduğu söylenir genelde. Bir başka şair "Sophron"un da adı zikredilir bu konuda. Sicilya'da ortaya çıkan mimos türü daha sonra
Herodas tarafından "iambos" türüyle birleştirilerek "mimiambos" haline getirilmiştir. İambos vernizyle kaleme alınmış şiirler okumak isteyenlerin ise ilk edinmeleri gereken kitap birçok Yunan şairinin günümüze kadar gelen metinlerinin toplandığı "
Şiirler"dir.
Bu diyaloglar genelde drama türündedir ve gülünç olayların taklit edilmesiyle oluşur. Günlük olaylar, sıradan insan ilişkileri, bildik insan dertleri, herkesin başından geçebilecek eğlenceli olaylar yaşamın normal seyrinde sunulur ve doğaçlama usulüyle ilerler. Herhangi bir çerçeveyle sınırları çizilmemiş olan mimos türünün yaratıcılarından Herodas, sevinçleri, hüzünleri, hayalleri, istekleri ve tutkularıyla normal insanları resmeder ve binlerce yıl öncesinden günümüze uzanır. Mimos türüne antik çağın fıkrası demek de mümkündür. Aslolan, karşıdaki kişiyi güldürmek ve eğlenceli vakit geçirmesini sağlamaktır.
4. Herodas’ın Mimoslar’ında Neler Var?
“Çünkü olanaksız hemencecik bulmak
belasız bir evi; bir düşün bunu,
biraz daha az dertle daha iyi olanı.” (sayfa 45)
Mimoslar’daki şiirlerin hece ölçüsü “kholiambos”tur. Bu türün mucidi sayılmasa da, en çok katkı veren ve türü geliştiren yazarı olarak
Ephesoslu Hipponaks’ın adı zikredilir genelde. Eserleri günümüze ulaşmış olan
Sappho gibi diğer büyük Antik Yunan şairlerinden çok farklı bir türde kaleme almıştır şiirlerini Herodas. Yalın ve nesnel ifadelerden oluşan dizeleriyle yer yer güldüren yer yer düşündüren şair, günlük halk dilini de ustaca kullanıyor.
Deyim ve atasözlerini de şiirlerine yediren Herodas, yaşadığı toplumun gerçekçi bir panoramasını resmederek geleceğe uzanıyor. Bizler ise okurken karakterleri âdeta günümüzde yaşıyorlarmışçasına hissediyoruz çünkü kimi ifadeler onların zamansız ve mekânsız karakterler olabileceğini ve zamanda yolculuk yapıp 21. yüzyılda yaşamış olabileceklerini düşündürüyor. Zira 2250 yıl önceki Yunan halkından karakterler 2020’lerin Türkiye’sindeki insanlara şaşırtıcı derecede benziyor.
5. Mimoslar’ın Dili ve Karakterleri Hakkında:
“…çoğu haşince tıngırdatacak nağmeleri,
benim dertlerimi.” (sayfa 41-42)
Herodas’ın kullandığı dil halk ağzı da olması sebebiyle bolca argo içeriyor. Cinselliğe dair çok fazla gönderme olması ve hatta karakterlerden birinin “Kerhaneci Battaros” ismine sahip olması sanıyorum ki örnek için yeterli olacaktır. Çöpçatan kimliğiyle karşımıza çıkan Gyllis, oğluna başkaları tarafından dayak attıran Metrikhe, sıradan esnaf ağzıyla konuşan Kerdon gibi karakterlere ek olarak, Kynno, Phile, Koritto, Metro gibi yine nevi şahsına münhasır Yunan halk kültürüne mensup karakterleri konuşturarak yer yer dramatik yer yer mizahi bir dille kısa anlatılar ortaya koyuyor Herodas.
6. Son Söz:
“…loştur
artık yaşam ışığı.” (sayfa 44)
Kitabı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınevi'nin "Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi" kapsamında
Erdal Alova çevirisiyle okudum. İş Bankası'ndan önce Kabalcı Yayınevi'nin de aynı çevirmenle kitabı yayımladığını görüyoruz:
Mimoslar .
Toplamda 13 farklı mimos bulunuyor kitapta. Fakat son 2 tanesi “Bilinmeyen Bir Mimiambos” başlığını taşıyor.
Herodas’a ait olup olmadığı net olarak bilinmese de, ihtimali yüksek olduğundan kitaba dahil ediliyor. Fakat günümüze kadar ulaşan bu metinlerin "eksik" olduğunu söylemekte de yarar var. Bulunan parşomen parçasından okunamayan kısımlar [...] olarak gösteriliyor. Bu da kimi yerlerde şiirden ve edebi metinden çok bir fragman hissiyatı veriyor.
Eski Yunan kültürünü anlamak ve günlük olayları, sıradan halkın gözünden görmek isteyenler için okunması elzem olan kitaplardan biridir Mimoslar. Antik dönemin bu meşhur eserleriyle başlamak, günümüze dek uzanan edebi metinlerin serüvenini daha iyi analiz edebilmemiz için bizlere ip uçları sunuyor.
Keyifli okumalar dilerim.
“Bir gelirse o [kara şey],
kimse doğrultamaz belimizi,
[…] ve yabanıl bir fırtına
[…] ve de hangimiz biliyoruz
[başımıza gelecekleri]; çünkü yaşarken
bir ayağı çukurdadır insanın.” (sayfa 4)
MimoslarHerodas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2016175 okunma
··
2.436 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.