Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Madalyonun İçi
Madalyonun İçi
kitabında çok fazla alıntı olmayıp, bir psikiyatrist tarafından gerçek yaşamları kaleme alması okurlar tarafından dikkat çekmemiş. Bununla birlikte sağda solda yalan yanlış şekilde okunmadan sırf popüler olduğu için paylaşılan
Oğuz Atay
Oğuz Atay
'ın;
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
kitabının yarım bırakılanlarda 1.sırada olup listeyi
Tehlikeli Oyunlar
Tehlikeli Oyunlar
,
Korkuyu Beklerken
Korkuyu Beklerken
kıtaplarıyla takip etmesi,
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
' nin
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
kitabının listenin 2. Sırasında olması ve listeyi yine en çok alıntıları paylaşılan, Kürk Mantolu Madonna, 1984, Milena'ya Mektuplar, Sofie' nin Dünyası kitapları yer alıyor. Paylaşılan alıntılar kopyalanıp yayılsın diye paylaşılmıyor. Okumaya teşvik edilsin diye paylaşılıyor ama ne yazık ki efsane kitaplar yarım bırakılan kitaplar listesini süslüyor. Eğer Madalyonun Içi kitabını sitenin %60'ı okusaydı baya dikkat çekerdi öyle değil mi? Sitenin neredeyse belki de tamamı psikolojik şiddet, baskı, fiziksel şiddet görebiliyorken, böyle kitaplara olan ilgisizliğini anlamış değilim. Demek istediğim efsane bir kitap duygularınızı anlayıp, dünyada milyonlarca insanla aynı sorunları farklı şekilde yaşayan insanları okumanızı tavsiye ederdim açıkçası...
··
4.122 görüntüleme
C.Oğuz okurunun profil resmi
İnsanların bir kısmını ve acılarını düşünmeyi yaptıkları acımasızlıklardan sonra bıraktim. Yakınımdan sevdiğim birine bile hatasını söylediğim anda savunma ve kalkan oluşturuyor. Mesele kavgaya dönüşüyor. Bunların geneli bu sitede de var. Mesajına cevap vermediğim bazı zihniyetsizler bile küfrediyor. O kitaplar var ya; her insanın harcı değil eline almak falan. Eğer biraz kendilerine saygıları olsaydı kalıplaşmış düşüncelerden çıkar, küfretmeden adam gibi konuşarak olayı çözerlerdi. Bunun kitapla bir hayli alakası da var. Bir okurun incelemesi 50 yorum alsın herkes keyfine gidip yorum yapmazsa ne olayım. Bu sitenin yarısından çoğu kalıp içine sığdırılıp dondurulmuş buz gibi. Eritilmeleri bile imkansız. O kitap ne zaman okunur o zaman erir. İnsanlar kendileriyle yüzleşmez zor diyorsun ama başkalarının hatalarına yüz tutmayı çok iyi biliyorlar. O yüzden acınacak durum var acınmayacak durum var. Yurt dışında bir adam timsahla ilişki videoları ortaya çıkıyor. Hakim "insanlık adına buna devam edemeyeceğim" diyor. Her soruna ortak olan hakim; insandan bu kadar midesi bulandıysa... hakim her davada binlerce sorun görüyor. İnsanın tahmin edemeyeceği, yine insanlar tarafından tahmin edilemeyen sorunların uygulamaya koyulması hakim tarafından alışılagelmiş bir durum olmuşken bu zihniyete bu cevabı verdiyse düşünün o acılar nelerin bahanesi olur. O yüzden her insanın da acılarına saygı duyulmasını beklemeyin neticede saygıyı bekleyip göstermeyen de bizzat insan. Başkalarının sorunlarını konuşurken bir hayli rahat olanlar kendi sorunlarına gelince psikoloji kitaplarından bile uzak duruyorlar. Sitede bakıp yazık dediğimiz bir sürü insan var ya. 1 tane inceleme yazmamış 30 tane alıntı 10 kitap okuyan birinin 17 bin küsür takipçisi var. Allah için insanların kalıp olmadığının ve gerçekten kitapsız zihniyetlerin ne hale geldiğini görmüyorlar mı? Ya şu psikiyatriste seansına 300 TL veriyorlar. Abi kadının kitabı var. Bu kadar ilgisizlik ne kadar üzücü. Oğuz Atay kadar değeri yok mu şu yazarların? Öldükten sonra mı değerli olacak insanlar? Ya kalıplasmalarına deli oluyorum. Acılarını ne şekilde farkedecekleri umrumda değil. Içi dışı boş bu konuların... Gördüğüm en saçma uygulamalardan biri olan, tiktok: videolarında genelde yazılar da bulunduran bir uygulama. Videoların yazılarını okumaya zaman ayıran nesil kitaplara ayırmıyor. Gelin de gülelim bu konulara işte. Keşke dediğin gibi yüzleşmek için kütüphaneye gidip şu psikoloji kitaplarını ellerine alsalar. Kendilerine yarayacak kitapları bulamazlar demen de ayrı bir haklılık sebebi. Doğru söze ne denir ki?
Büş ❀ okurunun profil resmi
Açıkçası Gülseren Budayicioglunun kitaplarına yapılan yorumlara okuduğum zamanlar fazlasıyla sinirlenmistim. Saygı duymak istiyorum ama ne yazık ki olmuyor. Kadının yaptığı her işi, kendiyle ilgili yazdığı üç beş satırı, hastasıyla ilgili yaptığı bir yorumu bile ego kasıyor diye elestirmislerdi. Kadın bunun eğitimini almışken bizim üç beş kitap okuyarak kendini filozof sanan halkımız onu elestirebiliyor ve ondan daha bilgili ne yazık ki(!) Ben gerçek yaşamdan olan kitapları filmleri dizileri daha çok seviyorum. Kurmaca olay orgusundense gerçek hayat hikayesi insanı daha derinden yaralıyor. Gülseren hanımın bir çok kitabını da bu yüzden çok çok sevdim. Akıcı diliyle, hayattan kesintileri bır çırpıda okutturuyor size. Ama size tavsiyem Kral Kaybederse kitabını mutlaka okumanız. O çok çok başkaydi.
C.Oğuz okurunun profil resmi
Bir söz var biliyor musunuz bilmiyorum "Akıllılar hep kuşku içindeyken aptallar küstahça kendinden emindir" ne kadar doğru değil mi? Sitede kendini nir halt sananlar dışında fikirlerinde özgün ve insanların birikmiş hayat tecrübelerine, insanların mesleklerine saygı duyan insanlarla karşılaşmanı dilerim. Bazı kodladığım okuyucular var onların incelemelerini de artık okumuyorum dediğiniz gibi baştan aşağı saçmalıyorlar. Garip olan şu; şimdi bu kadın hem yazar hem de bir psikiyatrist. Seansına yüzlerce para döküp kitabını eleştirenler var. Bir de eleştirilen mesleğe ne sahipler ne bir birikimleri var. İstedikleri kadar amacı dışında eleştirsinler asla bir Gülseren olamazlar. Gerçeklikten uzak, başkalarının fikriyle yaşamaya alışmış toplumdan ne bekliyoruz ki?? Hayal dünyasında yaşıyorlar. Hayalin çıktığı en iyi sokak anlık huzur, en kötü sokak hayal kırıklığıdır. Bırakın bütün hayatları boyunca sahip olamayacakları karakterleri eleştirsinler çünkü kıskançlık duygusu ancak eleştirilerek bastırılır. Kral kaybederse kitabını sıraya aldım. Tavsiye için teşekkür ederimm :))
2 sonraki yanıtı göster
Arjin okurunun profil resmi
Saydığınız kitapları bende okudum ama şöyle düşünürsek evet belki popüler diye çünkü çok okunuyor bu kitaplar ve görüp merak edildiğinden okuyorum . Ama şu konuda size katılıyorum okumak için değil de daha çok beğeni için yapılanlar da var .
C.Oğuz okurunun profil resmi
Kedinlerine ait bir düşünce bulabiliyorlarsa buyursunlar. Çoğunluk nerde fikirsiz olanlar orada. Karanlıkta kalmaya korkan çocuklar gibiler. Çoğunluğun olduğu yere hareket ediyorlar. Ama ne çocuklar ne de ortalık karanlık. Sırf fazla beğeni alıyor diye beğenenler oluyor. Okuduklarından değil dediğin gibi...
1 sonraki yanıtı göster
Can okurunun profil resmi
Gülseren Bugdaycioglu'nun kitapları ile bende yeni tanıştım. Hepsini okudum. Bugüne kadar ismini niye duymadım, o kadar akıcı ve güzel kitaplardan neden fazlaca bahsedilmemiş şaşırdım. Umarım hakettiği ilgiyi görür. Diğer kitaplarını da mutlaka okuyun derim. Özellikle kral kaybederse çok güzeldi. Camdaki kız'da dizi olarak ekranlarda.
C.Oğuz okurunun profil resmi
Camdaki kız kitabı, Kral Kaybederse bu iki kitabı aklımda. Dediğiniz gibi hakettiği ilgiyi görmesi zor ama umarım görür. Madalyonun Içi kitabını da kırmızı oda dizisiyle keşfettim ve pişman olmadım. Camdaki kız dizisini de bir hayli seviyorum ama kitabını da okumak lazım. Tavsiyeler için teşekkür ederim :)
Gordon Freeman okurunun profil resmi
Şöyle diyeyim: Bugün önemli olan kim olduğun değil ne olduğun. Mesele etiket. Düşünce şu şekilde işliyor: eğer insanları öyle olduğuma inandırabilirsem ben de öyle olduğuma inanırım. Bu bir gerçeklerden kaçma yöntemidir. Zira gerçekler acıdır. Özellikle bizim insanımız için kendine acımak ata sporudur ancak bu insanları alıp kütüphaneden yapılma bir hapishaneye soksan bir kere bile eline kendini geliştirecek bir kitap almaz. Dediğim gibi gerçekler acıdır, kendi içindeki boşlukla yüzleşmek ise apacı.
Bu yorum görüntülenemiyor
okan yılmaz okurunun profil resmi
Umarım kral kaybederse de okumuşsundur
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.