Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
MONTAIGNE, Stefan Zweig
𝐁𝐈̇𝐑 𝐌𝐎𝐍𝐓𝐀𝐈𝐆𝐍𝐄 𝐁𝐈̇𝐘𝐎𝐆𝐑𝐀𝐅𝐈̇𝐒𝐈̇
Stefan Zweig
Stefan Zweig
, biyografide zirvedir demiştim daha önceki incelemelerimde. Birçok ünlü düşünürün, yazarın, tarihi hatta siyasi şahsiyetlerin biyografilerini kaleme almıştır. Kaleminin gücünün yanısıra bir başka şey daha vardır
Stefan Zweig
Stefan Zweig
‘ın bu güçlü biyografi kitaplarında; Bir başkasından söz etmek, kendini anlatmanın bir yoludur, Onun için. Onun anlattığı bir şahsın biyografisi değil, bir düşünce akrabalığı veya kader ortaklığının bir biyografisidir bu… Ancak bu kadar tarihe damgasını vuran şahsiyet arasında
Montaigne
Montaigne
, yerini hep ayrı tutmuştur. Her zaman inceleme yazılarımda yaptığım gibi doğru cevapları bulmanın yolunu, doğru sorular sormaktan geçiririm. O halde kritik soruyu soralım… 𝐒𝐎𝐑𝐔:
Stefan Zweig
Stefan Zweig
, hayatının en buhranlı günlerini geçirdiği ve sonu intihar ile sonuçlanacak olan Brezilya’daki sürgün günlerinde ruhen tükenmiş bir vaziyetteyken ve o kadar büyük yazar/düşünür olduğu halde böylesi buhranlı bir döneminde neden özellikle
Montaigne
Montaigne
‘e dört elle sarılmıştır. Bunun altında yatan ‘’Psikolojik Sebep’’ ne olabilir? Hep
Stefan Zweig
Stefan Zweig
edebî psikanaliz yapacak değil ya…Biraz da biz Zweig’a psikanaliz yapalım; 𝐃𝐄𝐑𝐓𝐋𝐄𝐒̧𝐄𝐂𝐄𝐊 𝐀𝐆̆𝐀𝐁𝐄𝐘𝐈̇𝐍𝐈̇ 𝐀𝐑𝐀𝐘𝐀𝐍 𝐊𝐀𝐑𝐃𝐄𝐒̧:
Stefan Zweig
Stefan Zweig
𝐁𝐢𝐫 𝐃𝐮̈𝐬̧𝐮̈𝐧𝐜𝐞 𝐀𝐤𝐫𝐚𝐛𝐚𝐥𝛊𝐠̆𝛊 ...
Stefan Zweig
Stefan Zweig
,
Montaigne
Montaigne
‘in (1533-1592) ölümünden yaklaşık dört yüz yıl sonra, bu büyük hümanist üzerine bir deneme kaleme aldı.
Stefan Zweig
Stefan Zweig
, hayatının en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Ülkesinden zorunlu tecrit edilmiştir. Nazi Baskısı sebebiyle kitapları yakılmış, fişlenmiş, sürgüne zorlanmış bir kaçaktır artık. Birçok arkadaşı, akrabasını hatta evinde çok sevdiği kütüphanesini kılı kırk yararak zar zor bulduğu orijinal eserleri bırakarak kaçmak zorunda kalmıştır. Ancak aklı, fikri, kalbi her şeyi Avrupa’da kalmıştı. Sürekli cepheden gelen yeni haberler ruhunu daha da çok boğuyordu. Avrupa’da şehirler patır patır düşüyordu. Hem de her biri Zweig’ın hatıraları ile dolu olan şehirler…Her düşen şehir, Zweig’ın ruhunun üzerine üzerine geliyor sanki onu boğuyordu. Nefes alıyor, yiyor, içiyor, geziyor ama yaşamıyordu. Bedeni ayrı yerde ruhu ayrı yerdeydi sanki. Neredeyse ruhunu tamamen yitirmek üzereydi. Dertleşecek, içini dökecek ‘’Ağabeyi’’ni arayan bir kardeş gibiydi. ‘’Montaigne Ağabeyi’’ ona belki ilaç olabilir, içini ona dökebilir bir nebze rahatlayabilirdi. Nitekim aralarında sadece duygusal bir bağ değil bir ‘’Düşünce Akrabalığı’’ da vardı. Öyle ya, Montaigne Ağabeyi, ‘’İç Özgürlüğü’’ uğruna savaşım vermişti. Bunun için yıllarını tek başına kendi benliğini aramak için şatosunun kulesine kendini hapsetmişti.
Stefan Zweig
Stefan Zweig
’ın da ruhu özgür değildi. Talihsiz bir döneme denk gelmişti,
Adolf Hitler
Adolf Hitler
Avrupasının baskıları, ruhunu daraltmaktaydı, zamanın ruhu da Onu esir alınmıştı. Böyle bir ortamda Brezilya’da eşiyle birlikte intihar etmeden önce Avrupa’daki bir arkadaşına ‘’Artık sadece en büyükleri okuyabiliyorum.’’ demişti. Seçtiği kişi, deneme türünün babası olarak kabul edilen
Montaigne
Montaigne
idi. Brezilyadayken eline
Montaigne
Montaigne
‘nin
Denemeler
Denemeler
‘nin 2 cildi geçer. Bu kısmı daha önce incelemesini de yaptığım
Stefan Zweig'ın Son Günleri
Stefan Zweig'ın Son Günleri
adlı kitaptan bir alıntı ile devam ediyorum; ‘’Kapakta Montaigne’in bir portresi çiziliydi, sanki
Montaigne
Montaigne
ona gülümsüyordu. Kitapları kolunun altına sıkıştırıp basamakları dörder dörder çıkmış, verandada oturup okumaya koyulmuştu, uzaktaki bir dosttan uzun zamandır beklediği mektubu okur gibiydi. Gençliğinde ‘’
Denemeler
Denemeler
i okumuştu, ama insan yirmi yaşındayken stoacılığın, bilgeliğin, kendini kontrolün ne önemi olurdu ki? O sıralar onun fitilini ateşleyen
Friedrich Nietzsche
Friedrich Nietzsche
ydi , hakkında koca bir biyografi yazmış olduğu Nietzsche, sonradan Goebbels’in ahlâk anlayışının tanığı haline gelen Nietzsche. Zaman değişmişti. Dünya, Montaigne’in yaşamış olduğu dünyaya benzemeye başlamıştı. Alev alev yanan yeryüzü, ebedî Aziz Bartolomeus Yortusu Kıyımı. Kendi yaşantısı Fransız’ınkiyle aynı yolu izliyordu adeta, bir münzevi hayatı, bir kaçak hayatı. Veba, zamanında Fransa Krallığı’nı kırıp geçirdiği gibi, Avrupa’nın üzerine çullanmıştı. Veba, Montaigne’in konutunda ortaya çıkmıştı, tıpkı Kapuzinerberg’de kendi kapısını çaldığı gibi.
Montaigne
Montaigne
nasıl ki Bordeaux’daki şatosundan kaçmışsa, o da Salzburg’dan kaçmıştı. Moşe Paçagon’un torununun oğlu olan Fransız ölümden korktuğunu, vebadan ürktüğünü açıkça kabul ederek, yaşamak, kendini korumak istediğini tekrarlayarak şehir şehir dolaşmış, dışlanmış, anlaşılmamıştı. O ve Montaigne kahraman değillerdi. Aralarında dört yüzyıl, ikisinin de aklından çıkmayan tek bir düşünce vardı: Kendine ihanet etmemek, Aziz Bartolomeus Yortusu Kıyımı sırasında ya da Kristal Gece’de yapılan hunharlıklar boyunca. * * * Eserde Montaigne hakkında oldukça çalışmış, araştırmış birisi olarak
Stefan Zweig
Stefan Zweig
ın aklında bazı soru kırıntıları kalmıştır. Eserinde bu soruları sorar;
Stefan Zweig
Stefan Zweig
’𝐈𝐍 𝐊𝐀𝐅𝐀𝐒𝐈𝐍𝐃𝐀 𝐊𝐀𝐋𝐀𝐍 𝐒𝐎𝐑𝐔𝐋𝐀𝐑: 𝐍𝐚𝐬𝛊𝐥 𝐎̈𝐳𝐠𝐮̈𝐫 𝐊𝐚𝐥𝐚𝐛𝐢𝐥𝐢𝐫𝐢𝐦? Bu çılgınlık ve vahşet ortamında, bütün tehditlere ve tehlikelere rağmen düşüncemin hiçbir şey pahasına feda edilemeyecek berraklığını, yüreğimin insancıllığını nasıl koruyabilirim? Devletin, Kilisenin ya da politikanın irademe aykırı olarak bana yönelttikleri o tiranca isteklerden nasıl kaçınabilirim? Sözlerimde ve eylemlerimde, benliğimin en derin noktasındaki ‘’Ben’’, hangi sınırlara kadar gitmemi istiyorsa ancak oraya kadar gitmeyi nasıl başarabilirim? Benliğimin bu tek ve biricik parselini, yerleşik düzene, dışarıdan dikte edilen ölçülere uymaktan nasıl koruyabilirim? Ruhumun ve o ruhu yalnız bana ait olan maddesini, yani bedenimi,sağlığımı, düşüncelerimi ve duygularımı, başkalarının çılgınlığı ve yararları uğruna kurban edilmekten nasıl kurtarabilirim? ÇEVİRMEN FAKTÖRÜ: Çevirmen
Ahmet Cemal
Ahmet Cemal
in önsözü sizi esere hazırlıyor. Sahaya çıktığınızda kan dolaşımı oldukça hızlanmış, vücut ısısı yükselmiş, tüm kaslarınız esnemiş halde sizi sahaya çıkartıyor. Start almayı bekleyen bir yarış atı gibi
Stefan Zweig
Stefan Zweig
’ın start vermesini heyecanla bekliyorsunuz. MERAKLISINA NOT: ️ Özellikle, Öğretmenlerin okuması gereken bir kitap. Çocukların kendisini keşfetme yolunda okutulması gereken bir baş yapıt. MEB, bu kitabı tavsiye listesinde tutuyor yıllardır. Her ne kadar bunu bilsek de neden okumamız gerektiği o yıllarda bizlere açıklanmadığı için sadece isim olarak ‘’Montaigne’den Denemeler’’ eserini duymakla yetinmiştik. Ancak değerini çok sonraları okuyup anlamak nasip oldu. Aynısını
Jack London
Jack London
eserlerinde de yaşamışlığım vardır. Kendini keşfetme, benliğini arama yolunda ergenlik çağında gençlere bu eserlerin içini biraz açıp okumaya teşvik etmek gerekir. Bu eseri,
Montaigne
Montaigne
in
Denemeler
Denemeler
adlı eserine başlamadan önce ön-giriş kitabı olarak okudum. Bir yazarın eserini okumaya başlamadan önce eğer Stefan Zweig’ın kaleminden biyografisi yazılmışsa önce bunu okurum sonra o yazarın eserlerine başlarım.
Stefan Zweig
Stefan Zweig
biyografide zirvedir. SON: Montaigne jenerasyonunun ilki ve sonuncusudur; aynı zamanda da bu adı çağlar ötesine taşıyan tek
Montaigne
Montaigne
‘dir. Orijinal doğmuş, orijinal kalmış ve orijinal kalarak da ölmüştür… Şahsına münhasır değil, bildiğin %100 saf katıksız bir orijinal şahsiyettir,
Montaigne
Montaigne
… 𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛𐮛
Denemeler
Denemeler
kitap incelememe bu bağlantıdan ulaşabilirsiniz #169732068
Montaigne
Montaigne
Stefan Zweig
Stefan Zweig
Montaigne
MontaigneStefan Zweig · Can Yayınları · 20211,338 okunma
··
1.075 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
İkaros okurunun profil resmi
ellerinize sağlık çok güzel yazmışsınız. teşekkürler.
Engin Mavi okurunun profil resmi
Vaktinizi ayırıp okuduğunuz için ben teşekkür ederim 🙏🏻
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.