Rüzgarlı Pazar 'ı okuma sürecindeyken inceleme yazmam diye düşünüyordum. Ancak yukarıdaki gibi bir final cümlesiyle karşılaştım. Bu cümle, okuduğum kitapların içinde en iyi final cümlesi olarak benim için ilk üçte yerini aldı. Hal böyle olunca kitap hakkında üç beş kelam etmeden geçmek haksızlık olur diye düşünüyorum.(Sizler de yoruma en etkileyici bulduğunuz final cümlesini yazarsanız mutlu olurum. Belki güzel bir kitabın, güzel bir cümlenin okunmasına vesile oluruz.)
Mustafa Kutlu 'dan okuduğum ikinci kitap. Ben yazarın, konu bakımından basit görünen konular seçip, bunu hem sade hem öz olarak, nokta atışı yapmasını sevdim. Mustafa Kutlu'yorum şeklinde bir espri yapmamak için kendimi tutmaya çalıştım ama olmadı :)
Bana göre işte o nokta atışı cümlelerden bazıları şunlar:
"Söz bitiyor bazen.
Sözün gücü derde derman olmaya yetmiyor demek." Sayfa:17
"Unutmayın hiçbir şey göründüğü gibi değildir." Sayfa:52
"Hem yanıyor, hem seviyor.
Sevmek yanmak demek değil mi?
Ta Fuzuli'den bu yana böyle." Sayfa:142
"Bazı şeyler hayatımızdan sessizce çıkıp gidiyor. Nasıl da kolayca razı oluyoruz." Sayfa:128
Mustafa Kutlu , bu kitabında konu olarak basit bir konu seçmiş. Ancak bunu o kadar doğal anlatmış ki kitap okuyormuş gibi değil de, bazen Rüzgarlı Pazar'da dolaşıyormuş gibi, bazen de Türk sineması izliyormuş gibi hissettim.
Kitabın içeriğinden de bahsedeyim: Rüzgarlı Pazar'daki her bir satıcının hikayesini anlatıyor bu kitap. Şapkacılar, dürümcüler, saatçiler, çiçekçiler, baloncular derken aklınıza gelebilecek birçok satıcının hikayesini yakından görmüş oluyoruz. Sokakta rastladığımız bu insanların nasıl bir hayat yaşadığını anlamamız ve eğer ki elimizden anlamaktan fazlası geliyorsa bunu yapmamız için vicdanımızı harekete geçirmeyi hedefliyor.
Yazar bu amacını şu satırlarla dile getiriyor:
"Yoksulun evi uzaktadır, kimseler görmez. Yoksulun sesi kısılmıştır kimseler duymaz. Yoksulun yüzü soğuktur kimseler bakmaz; bakan olsa da başını çevirip gider.
Duymayanlar duysun, görmeyenler görsün diye iki tanesini anlatayım.
Varın kalbinizle başbaşa kalın. Vicdanı olan vicdanını dinlesin; kiminin lokması boğazında kalsın, kiminin gözyaşı aksın.
Azdan az, çoktan çok bir hayır işlesin." Sayfa:41
Yazarın kitabı yazma amacının toplumsal anlamda bizi uyandırmak olduğunu görüyoruz. Bu şekilde yoksulların, arka sokaklarda nasıl bir hayatlarının olduğunu gösteren bir kitap olması açısından bana
Benim için etkileyici olan final cümlelerini buraya da ekleyeyim:
1."Ama gene de ona yazmak, hep onun için yazmak, ona durmadan anlatmak, nerede olduğumu bildirmek istiyorum.
Ben buradayım sayın okuyucum, sen neredesin acaba?"
Mustafa Kutlu kalemini çok seviyorum her kitabını içsem doymam her okuduğum kitabında manevi bi güç veriyor bana sanki ❤️ sayen de bir kez daha hikaye gözlerimin önünde geçti gitti 😌
Çok teşekkür ederim kitap dostum 😍🌼 Ben de çok sevdim, arada bir okumak bana huzur verecek eminim 😇 bu güzel hikayeyi hatırlattığıma sevindim☺️🌸 Bana hangi kitaplarını önerirsin?