“Her şairin bir gülle bahtiyar olduğunu
Bir sana bir göklere baktığım gün hatırla.”
Der
Nurullah Genç
“Her erin bahtına bir güzel düşer.”
Der
İslam Seferli
Her er bir çiçekle şâd olur, ömrünün en güzel bestesini sevdiğinde bulur. Şiirler karalar durur. Kimi
Şükrü Erbaş olur, Ömür Hanım’la imtihana durur. Kimi
Sezai Karakoç olur, Monna Rosa’sını görünce der “işte aradığım budur”. Kimi de şiir tutkunudur, arar şairini bulamaz. Olduğu yerde durur. Kalbi yanar, içi daralır. İntizarın ateşten şiddetli olduğunu hakkalyakîn tecrübe eder. Sonunda yalnızlığın kalelerine çekilir. Evine, yanlızlığın görkemli korunaklarına sığınır. (Ömür Hanımla Güz Konuşmaları şiirine göndermedir :)
Şükrü Erbaş :
“Aşk neydi, sen olmasaydın?” Der Ömür Hanımına.
Sabahattin Ali ‘nin yazısını özetlercesine:
“Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı, gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz, yaşayıp gidecektim. Sen bana, dünyada başka türlü bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin. Bunu sonuna kadar götüremediysen, kabahat senin değil... Bana hakikaten yaşamak imkânını verdiğin birkaç ay için sana teşekkür ederim. Böyle birkaç ay, birkaç ömür kıymetinde değil midir?..”
Şükrü Erbaş :
“İnsanın zamana karşı biricik şansıdır aşk
Onca kapı onca duvar içinde bulur aynasını.”
Onca insan içinde Allah’ın iki kulu seçip kalplerini birlemesi bana hep ilginç gelmiştir. Allah’ın birbirini hiç tanımayan, bilmeyen iki kulu ervah-ı ezelde, levhi mahfuzda yazılan kaderle bu bedbaht dünyada hatırlatması. Bir bakışla, “işte bu benim eşim, imtihanım, kavuşamayacağım…” diyerek hissettirmesi. Gözler hatırlatır tanışıklığı âlemde. “Gözler kalbin aynasıdır.” İnsan da aynadır insana bilhassa. O halde kalpten kalbe giden bir yolun bulunduğu gibi gözden kalbe giden bir yol vardır. Kalpten kalbe giden yolu görmezsin amma gözünden girip kalbine akana bizzat şahitlik edersin.
Şükrü Erbaş :
“Kendini gözlerine bıraksan iyileşecektin
İçindeki yara bile güzelleşecekti”
Yâr’in gözü şifa olur. Züpte-i Âlem olduğunu hatırlatır ademe. Hakikate vasıl olan, gözlerde kainatı yani kendisini bulan kul, kalbine döner. Kalpte kıblesine. Gözler, gördüklerimiz kainattan haber indirirler kalbe. Sizinle bir görsel bağlantı paylaşayım.
instagram.com/reel/CsYoqEGLRj...
Şükrü Erbaş :
“Gitmek çünkü bütün zamanlarda
O ayrıcalıktır ki
Ne kadar eksikli olursa olsun
Ömrünü sevdirir insana...”
Çalıkuşu romanında Feride Kamran’a olan nefretini şöyle ifade etmişti:
“Kamran, ben senden nefret ettiğim için yabancı memleketlere kaçmıştım. Şimdi, nefretim o dereceyi buldu ki, bu uzaklık kafi gelmiyor, senin yaşadığın, nefes aldığın dünyadan uzaklara kaçmak istiyorum.”
İnsan sevdiğinden nasıl kaçar? İnsan içinden kaçamaz ki… Aşkından uzak kalamaz.
Cahit Zarifoğlu aşk için ne demişti: “Aşk, öyle şiddetli bir duygudur ki insanın gönlünde başka bir gönül daha kesilir.” Şair ondan Ömür Hanım der sevdiğine, ömrüne ömür olan Hanım. Bir ömürde kendi ömrüne rastlaması şairin, gitmek ve sevmek arasındaki derin uçurumda kalıp keşke uzağım olsaydın diyerek isyan sıkıştırması satırlarına.
Şükrü Erbaş :
“Keşke benim uzağım olsaydın.” Der Ömür Hanımına.
Şu derunî satırlar
Kürk Mantolu Madonna romanını anımsattı. Adam kadının suretine aşık olmuştu romanda. Ama sîretinden bihâberdi. Uzaklık ikisi için muteberdi. Zira kadınını tam olarak tanısa ve yakın olsa içinde kaynayan bahar ülkesinin harabe olmasından korkmuştu. Kaçmıştı. Uzun süreli bir acı yaşatmamak için kendine, kısa süreli yoğun bir acıyı bahtına iliştirmişti. Uzağım olsaydın, demek belki de bu demekti.
Şükrü Erbaş :
“Yalnızlık, seni bir gün biz seçeceğiz. O zaman güzel olacaksın.”
İnsan yalnızlığı nasıl seçerdi? Sevdiğinin uzağı olarak tabiki. Evine, iç alemine dönerek. Sevdiğinden hanesini koruyarak. Aslında sevdiği hanesinin kendinden evvel misafiriydi. Ervah-ı ezelde yazılmıştı kader. Aşinalardı birbirlerine. Bu aşinalık ürkütünce, uzaklık farz oldu kalplere.
Şair 2. Kitabında
“Şiirden başka bağışlayanım yok.” Der
İçindeki şiirleri susturur
Şair 3. Kitabında
“Yalnızlıktan başka bağışlayanım yok.” Der
Yalnızlığın görkemli korunağında, evinde
“Odur mezarımdan yükselecek son şiir.” Der
Ve Ömür Hanımına kavuşur…
Bütün Şiirleri 3Şükrü Erbaş · Kırmızı Kedi Yayınevi · 20122,451 okunma
·
227 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.